Tarih 04 Haziran 2020İzlenme KişiYazar Hilal Kaplan
Paylaşım
Hayatının baharında, yirmi yaşındaki bir gencimiz olan Barış Çakan öldürüldü. Babasının anlattığına göre olay şöyle gerçekleşmiş: "Akşam ezanına on dakika kala oğlum namaz kılmak için abdest aldı. Hatta bana sordu, "Baba kaç dakika var?" dedi. "On dakika var" dedim. Onun mahalleden arkadaşı telefonla aşağı çağırdı. "Gitme oğlum" dedim; "Baba iki dakika sonra geleceğim" dedi. Gitti, gidiş o gidiş. 15-20 dakika sonra arkadaşı beni aradı. "Barış eve geldi mi?" dedi. "Gelmedi, ne oldu?" dedim. Dedi, "Biz kavga yapmışız, ben kaçmışım. Onu göremiyorum." Böyle deyince ben dışarı fırladım, aşağı sokağa giderken polisler, ambulans falan gelmişti. Gittik, orda üç kişi tarafından bıçaklanmış. Üç kişi müzik dinliyormuş ve o esnada da ezan okunuyormuş. Oğlumun arkadaşı, "Sesini biraz kısın. Ezan bitsin" diyor. Kavga ediyorlar, arkadaşı kaçıyor. Bizim çocuk ellerinde kalıyor." Namaz kılmak için abdest alan birgenç, müziği kısmalarını isteyen arkadaşıüzerinden hunharca katlediliyor. AncakHDP ve CHP'li Sezgin Tanrıkulu gibiisimler, OdaTV'den duvara birçok internetsitesi, PKK'nın ve FETÖ'nün yayınorganları Barış'ın Kürtçe müzik dinlediğiiçin katledildiği yalanını çokrahat dolaşıma sokup, yaslı birbabayı bile en zor gününde açıklamayapmak zorunda bırakıyorlar.
Fakat bu dahi yeterli olmuyor. Okuduğunu anlamak istemeyen kıt zekâ siyasiler, gazeteciler ve teröristler aynı yalanı ısrarla sürdürmeye devam ediyorlar. Arama motoruna Barış'ın adını yazdığınızda hâlâ bu ayan beyan yalanın birçok yerde esas hikâye gibi anlatıldığını, HDP'nin de CHP'lilerin de yalanları ortaya çıktıktan sonra dahi yaydıkları yalanları silmediklerini görebilirsiniz. Neden silsinler ki? Yalan söyleyene ne yapıyorlar ki bu ülkede? Dün Fazilet Durağı yalancılarını yazdım; tek biri çıkıp özür diledi mi? Neden dilesinler ki; bir sonraki yalanlarına hazırlanmak varken?
Peki nereye kadar gidecek böyle? Biz her gün metrekare başına bin yalan düşen bir ülkede yaşamaya mecbur muyuz? Her gün olumlu bir gelişmeyi aktarmak ya da mevcut olan bir eksiğe işaret etmek yerine, "o yalan, bu da yalan, şu hepten yalan" diye enerji ve zaman yitirmek zorunda mıyız?
Madem muhalif medya, iktidarı ve ona yakın medyayı yalancılıkla suçlamaya bu kadar meraklı; hükümet yalan haber yapmaya ve yaymaya ceza getiren bir yasa hazırlasa destek olurlar, değil mi? Yalan söylemenin gündelikhayatımızda ilişkilerimize, işimizeve ailemize bedeli olurken, büyük siyasetve medya ilişkileri içinde olanlara da birbedeli olmalı, değil mi?
Elazığ'daki deprem sırasında Google'dan en çok "Elazığ Kürt mü" sorusunun aratıldığı yalanını söyleyen haber kuruluşları,
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.
YORUMLAR
Ali
04 Haziran 2020 19:36
10
Ceza vermez isen çok insanın kanını diker bu kansizlar savcı valilik nerede bizmi verelim cezalarini
izmirli hüseyin
04 Haziran 2020 15:41
02
Türkiye nin iki büyük dini var CHP Budist AKP Hiristiyan ama her ikiside kendini Müslüman görür. İkiside müritlerini memnun etmek için uğraşır ikisi de yalancının önde gideni her dinin yazıcıları var,iki grupta kendi dinlerinin hatalarını yazmazlar ama herkesten fazla müslüman geçinirler garip ülke Türk ailesinin başına bir iş gelse tv enfazla 10 dakka haber olur etnik grupların başına bir olay gelse günlerce haftalarca olayı anlat izlet okut zavallı TÜRKLER
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.