"Bu darbe teşebbüsü, hem bizlere, hem de ülkemiz üzerinde hesabı, kitabı, gözü de olan birçok düşmanın alacağı dersleri barındırıyor.
Hiç karşılık beklemeden iradesine, demokrasisine ve vatanına sahip çıkmak üzere sokağadökülebilen bir milleti tarihte görme imkânımız yoktur herhalde.
Belki kendi ordunuza talimat verseniz bu kadar kısa bir süre içinde toplanamazlardı. 15 Temmuz gecesi bu millet en değerli varlığı, yani canı hususunda tercihini vatanından yanakullandı. Şahidim..."
Bu sözler İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın "15 Temmuz Kıyam(et) Gecesi ve Milli Vuruş" adlı kitabından.
***
İki gündür, 15 Temmuz'u anlatan kitapları yeniden karıştırmaya başladım.
Yaşayanların anlattıklarına dönüp dönüp bakıyorum; kendi hafızamı, özellikle de ayrıntıları kurcalıyorum.
Çünkü son günlerdeki "hava"ya bakıyorum...
Ve o gece milletin direnişine dair nelerin bazı kesimlere rahatsız edici geldiğini bir kez daha görmeye çalışıyorum.
Öyle ya, "senaryo/tiyatro" diyen soysuzları biliyorduk zaten ama "bizim" taraftanmış kisveli bazı tiplerin şimdi göğüslerini gere gere "15 Temmuz tarihimize yeni bir uyuşturucu olarak geçecek" demeye başlamalarını bir işaret saymalıyız.
Neyin işareti?
Demek ki, coşkulu sözler ve duygular güçlü bir zemin oluşturmaya ve o gece ne yaşadığımızı dosta düşmana kavratmaya yetmiyor.
Demek ki, 15 Temmuz'un "uyandıran/ uyaran" yanını toplumun zihnine aktarmak konusunda daha gidilecek çok yol varmış.
***
YORUMLAR
1346 kez izlendi
2547 kez izlendi
1412 kez izlendi
1365 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.