"Abi sen fular takmazdın" diyor genç adam...
Fular değil o, Filistin kefiyesi diyorum.
Zihni bulutlanıyor bir an...
Anlatıyorum.
"Niye yani?" diyor.
Şimdi ne söylemeli?
Nispeten muhafazakâr bir mahalledeyim üstelik.
Starbucks'ta oturup keyif çatan semtlerin çocuğu olsa, anlayacağım da, bu ne?
"Şu anda Gazze'de olanları sürekli hatırlatacak ne varsa yapmalıyız."
"Eksantriklik" yaptığımı düşünür gibi bakıyor şimdi de...
"Aslında hayat memat meselesi bu" diyorum ama sözümün devamını getirmiyorum.
***
Hayat memat meselesi...
Anglosaksonların "A matter of life and death" dedikleri şey...
Bir zamanlar ne çok kullanırdık bu deyimi...
Sonra yavaş yavaş çekildi gündelik hayatımızdan...
Meseleler derinliklerini kaybettiği için mi; yoksa "memat" deyince hani, ölümden falan bahsedince, tat kaçmasından hoşlanılmadığı için mi?
Lakin şu kesin: Gazze'deki soykırımı unutmayacağız, unutturmayacağız.
Unutursak...
Sonu "ruhen" ölümümüzle gelecek.
Kibri iyice artacak, güveni tavan yapacak Global İsrail yakaladığı her yerde "sade insan"ın işini bitirecek.
Gazze hepimiz için ve hepimiz yerine direniyor.
***
Youtube'a çektiği videolarda bağırıp çağıran vicdansız ve izansız eski medyacının biri de "Gazze edebiyatından bıktık usandık" dedi geçen gün...
Nasıl kendinden emin biçimde söyledi bunu...
Ne edebiyatı yahu?
Goygoy mu sanıyorsun sen yaşananları?
Hiç mi bakmıyorsun o fosfor bombalarıyla yanıp tutuşan bebelerin yüzlerine?
Yoksa baktın ve keyfin kaçtı da o yüzden mi böyle bozuk atıyorsun?
Bu reziller yerine utanmaktan bıktık, bıktık.
***
Hiç yorum yapılmamış
743 kez izlendi
836 kez izlendi
489 kez izlendi
1423 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.