Daha önce de yazdım...
Tekrarlayayım...
Dışarıda ne oluyorsa, içeride (burada) bir karşılığı var.
Tabii içerdeki olaylar ve siyasi/sosyal aktörler de dışarıda bir karşılık buluyorlar.
Bu çerçevede ilk söyleyeceğim şu...
Dünyada bütün ayarlar (1940'ların sonunda oluşan siyasal/ finansal denge) bozulurken bizde süt liman bir ortamın sürmesi mümkün müydü?
Şimdi zeminlerin kaydığı ve yeni şeylerin test edildiği bir dönemdeyiz.
O yüzden şaşırıp duruyoruz ama daha neler, neler göreceğiz!
Malum, detay görünen konulara daha çok önem veriyorum, oradan iki misal vereceğim.
Eh, detay deyip geçmemeli...
Çünkü çoğu zaman ayağımızı kaydıran küçük bir muz kabuğu, tökezletip sonra yere kapaklatan bir çakıl taşıdır.
***
Mesela yavaş yavaş İsrail'i masum bulmaya başlayan etkili bir sol entelijansiya oluşacak.
Geçen gün anlattılar, hiç şaşırmadım. Bir Yahudi şairimizin konferansında şair İsrail'i sert biçimde eleştirmeye başlayınca ayağa kalkan birkaç solcu "bir de Yahudi olacaksın, artık İsrail'in de yobaz saldırısı altında olduğunu ne zaman anlayacaksın?" diye bağırmışlar.
Başka bir arkadaşım gittiği bir entelektüel mahfilde kendisine "İsrail de terörden çok çekiyor" dendiğini anlatırken şaşkındı.
Ayarların bozulması, ilkelerin darmadağın olması bu işte!
Dışarısı böyle bir manipülasyon için içeride "evrenselci ve uslu sol entelektüelleri" seçti ki, anlaşılır bir tercih.
***
Hiç yorum yapılmamış
710 kez izlendi
776 kez izlendi
555 kez izlendi
2078 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.