Volkan Konak yakılmayı vasiyet etmiş.
“Küllerimi Karadeniz’e savurun” demiş.
Bilsin ki bu pek mümkün değil.
Yasal olarak bir engel yok ama “fiili olarak” kabil değil.
Yasalar gayet müsait.
1930 yılında çıkarılan Hıfzısıhha Kanunu’nun 224, 225 ve 226. maddeleri ölümdün sonra yakılmaya izin veriyor.
Ancak şartları var:
1. Ölüm doğal yoldan olacak. Adli tabip bunu belgeleyecek.
2. Herhangi bir şekilde cinayete kurban gitti ise adli tabip yakılmasında bir mahzur olmadığını beyan edecek.
3. Meftanın yakılmak istediğine dair yazılı beyanı veya vasiyeti olacak.
Bu durumda ölülerin yakılmasının önüne bir engel yok. Ancak filmlerde gördüğünüz gibi külleri alıp bir kavanozda evde saklamanız ya da Volkan Konak’ın arzu ettiği gibi Karadeniz’e savurmanız da yasaya uygun değil. Çünkü yasa “Yakılmadan arta kalanlar özel bir kapta mezarlıkta bir bölümde saklanır” diyor.
Ancaaaaak!
Türkiye’de ölüleri yakmak için bir “krematoryum” mevcut değil.
Zincirlikuyu Kabristanı’nda bir krematoryum inşa edilmiş ama 1930’larda kaldırılmış. Bir ara Antalya’da bir krematoryum yapılması düşünülmüş. Ondan da vazgeçilmiş.
Bu yöndeki girişimler hep sonuçsuz kalmış.
Bu yüzden Türkiye’de yakılmak kolay değil.
Tek çare yurt dışında bir krematoryumla anlaşmak.
Ancak ölümden sonra yurt dışına çıkarılmak da mümkün olmadığı için ölmeden hemen önce krematoryum olan bir yere kapağı atmak gerek.
Yani Volkan Konak’ın vasiyetini yerine getirmek zor iş.
YORUMLAR
717 kez izlendi
781 kez izlendi
556 kez izlendi
2080 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.