Sesli Makale

30 Aralık 2014

Neşe Düzel’in hastalık nedeniyle Taraf Yayın Yönetmenliğinden istifasını ‘abiler’ dikkatle okusunlar isterim.. Gerek vesayetin el değiştirmesi sürecinde gerekse yeni vesayete operasyon günlerinde her fırsatta Taraf’ı yüzüstü bırakıp giden bu adamları görün de yola kimlerle çıktığınızı daha iyi anlayın. Geçen akşam Mehmet Baransu’yu, spor programında Adnan Aybaba gibi bir televizyon figürü önünde Balyoz belgelerini savunurken görünce Neşe Düzel’e bir kez daha ‘geçmiş olsun’ demek geldi içimden. Yarın bir gün kapıya geldiklerinde ne diyecek acaba Neşe Hanım?.. ‘Çok hastaydım’ mı?.. 

•

Neşe Düzel de haklı.. Ne yapsın?. Ahmet Altan ile Yasemin Çongar gibi operasyonun fiili yürütücüsü konumundaki iki isim sırra kadem basmışken, Neşe Düzel niye son vagonuna bindiği treni istasyona kadar iteklesin?.. Ben olsam, çarşı bu kadar karışmışken ben de hasta olurdum. Bakın Baransu tek başına spor programlarından derdini anlatmaya çalışıyor.. Peki ‘Benim sarsıcı haberler muhabirim’ dediği, tek lafıyla sürmanşete ‘Yazıcıoğlu’nun helikopterini NTV’nin editörleri telefonla düşürdü’ gibi akıllara zarar bir haberi taşıyan Ahmet Altan nerede şimdi?.. 

•

Elbette eğer Balyoz sürecine ilişkin bir geçmişe dönük ‘kumpas yargılaması’ yapılacaksa, içi boş bir takım dosyaları, içinde sahiden de çeşitli planlar yazıyormuş gibi haberleştiren,  ‘Türk askeri kendi jetini düşürecek, camimiz bombalanacak’ şeklinde  manşetler atan Taraf’ın idarecileri dosyada olacaklar.. Bundan kaçamayacaklar.. Ne demiş bir nikah memuru? ‘hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek’... Değil mi?..

•

Gelin biraz hafızamızı zorlayalım.. Baştan sona her biri mizah ürünü ya.. Yerimiz sınırlı, tafsilatlı tek bir hikaye anlatacağım size şimdilik..  2011 Aralık’ta Aydınlık Gazetesi’nin sahibi Mehmet Sabuncu gözaltına alınır..  Operasyon 19 Ağustos 2011’de bir aramada bulunan sahte e-postalar üzerine yapılır..  Meğer Aydınlık Gazetesi bir tezgah planlıyormuş ve vatansever polisler bu tezgahı faş ederek planı çökertmişler.. Aydınlık’ın tezgahı ne?. Yasemin Çongar, Savcı İlhan Kansız ve Erdoğan arasında bir mail trafiği varmış gibi göstermek. Bununla ne murad ediliyor peki? ‘Operasyon emrini Taraf üzerinden savcılara bizzat hükümet veriyor’ algısı oluşturmak.. Buram buram tezgah kokan bu iş elbette patladı.. Tabii ilk akla gelen, tıpkı tahşiyecilere kumpas soruşturmasında gördüğümüz gibi bir takım yerlere deliller bırakarak Aydınlık’a operasyon için bahane çıkarmak.. Şerh düşerek söyleyeceğim.. Aydınlık Gazetesi içinde böyle bir sahte e-posta imal edilmiş olabilir mi? Elbette olabilir.. Savundukları davanın lideri tutuklu yargılanıyor, bunun sorumlusu olarak gördükleri hükümete ve cemaate öfke dolular.. Böyle çocuksu bir tezgah tertiplemiş olabilirler mi?. E ‘olamaz’ diyecek veriye sahip değilim.. Ama durum farklı.. 

•

Gelin hikayenin devamına bakalım birlikte.. Konu Taraf’ta hem manşet, hem Ahmet Altan’ın kaleminden başyazı hem de Yasemin Çongar’ın köşesinden veriliyor.. Operasyonun hemen ertesi günü bakın şöyle yazıyor Yasemin Çongar; “... Terörle Mücadele Şubesi’nden 3 görevli -12 Ekim’de- Taraf’a gelerek adımın geçtiği dokümanlar hakkında bilgi verdiler ve ifademi aldılar. Polisler, ‘soruşturmanın devam ettiğini, ifademin gizli kalmasını’ söylediler. Biz de haber yapmadık....” Çongar’ın yazısından anlaşıldığı kadarıyla o dönemin polisleri pek bir kibar.. İfade daveti çıkarmak yerine, yerinde ziyaret edip ifadeyi alıyor, bir de ayrılırken ‘aramızda kalsın, lütfen’ diyor.. Çongar da polisle arasındaki gizli anlaşmayı bozmuyor ve haber yapmıyor.. Peki ama sonra neden haber oluyor bu konu?. Onu da Sayın Çongar açıklıyor.. Aylar sonra terörle mücadeleden arkadaşlar kendilerini arayıp, ‘tamam artık haber yapabilirsiniz’ anlamına gelen şu cümleyi söylemişler Çongar’a; “... Polisler soruşturmanın tamamlandığını, Sabuncu’nun Ergenekon kapsamında gözaltına alındığını bildirdiler. Emniyet yetkililerine göre ifadem üzerindeki gizlilik kalkmıştı. Taraf yönetimi olarak yazma kararı aldık....” Paralel polislerle Taraf yönetimi arasındaki ilişki, nasıl bir ilişkiymiş, anlamak güç..  Şimdi ya çıkıp Ahmet Altan ve Yasemin Çongar da ‘valla bilmiyorduk’ diyecekler ya da  gidip savcıya bildikleri herşeyi anlatacaklar. Evet hem de ifade daveti olmadan. Açacaklar Yeni Türkiye’nin önünü, işi kolay ve de olur kılacaklar. Kalın sağlıcakla.

YeniAkit