Sesli Makale

Seçim gündeminin en popüler konularından biri de “CHP neden hâlâ aday açıklamadı” sorusu. Seçmenlerin ve medyanın meşgul olduğu konuyu CHP’nin umursadığını düşünmüyorum. Cuma gününe kalmaz, Eskişehir masonlarının pek bir aşkla sevip köpürttüğü “Büyükerşen ya da eski ANAP’lı Kesici adayımız” derler konu kapanır. Muharrem İnce’yi aday göstermezler; çünkü onun Kılıçdaroğlu’ndan da fazla oy alma ihtimali olduğu için, başkan olarak seçilemezse bile CHP’nin başına geçemeye hak kazanır. Son tahlilde kimi aday gösterdiklerinin CHP için bir önemi yok; çünkü aslında seçimde rekabeti önemsemiyorlar. Başka bir şeyin peşindeler.

Dertleri şunlar: “PKK’lı” lekesi almadan HDP’yi Meclis’e sokmak. Taban, “PKK ile birlikte hareket ediyorsunuz” demesin diye PKK’ ile ittifaka hileli bir ambalaj arıyorlar. Öte yandan Akşener’in de uzak durmaya çalıştığı bu PKK lekesi çift yönlü bir tehlike olarak CHP yönetiminin kafasında sallanıyor. Aslında yapabilecekleri ambalajlar belli. Onları şimdi tedbiren yazıp afişe edebiliriz ama öte yandan kulaklarına kar suyu da kaçırmış olabiliriz diye ambalaj detaylarından şimdilik uzak duralım.

Avrasyacı ajan provokatör tayfayı Meclis’e sokmak. Vatan Partisi’ni bir şekilde Meclis’e sokmanın çaresini arıyorlar ama burada da Saadet karşılarında duruyor. Hal böyle olursa Saadet’in %0.68’lik tabanı gürültü çıkarabilir.

Meclis’e mümkün olduğunca fazla parti sokup Meclis aritmetiğini olabildiğince kriz ve anlaşmazlıklara gebe bir hale getirmek. Bu muhtemel kararsız, karışık kriz tablosunu ise “çok seslilik, temsiliyet…” gibi süslü kelimelerle pazarlayacaklar.

CHP amacına ulaşırsa ve HDP, SP, VP, İP gibi partiler Meclis’e girerse; kısa vadede -ki bu kısa vade ilk birkaç ay- hiçbir konuda anlaşamayan sürekli kavgaların, gürültülerin olduğu bir Meclis izleyeceğiz.

Uzun vadede -ki bu uzun vade belediye seçimlerinin arifesi olan 2019 Mart/Nisan ayları- “Cumhurbaşkanı çalışamıyor, Meclis kilitlendi çalışamıyor” tabloyla erken seçime mecbur bırakan krizler çıkaracaklar. Bana kalırsa Abdullah Gül’ün aday olmaktan vazgeçip muhtemelen yeni bir parti kurmaya götürecek olan sonucun önemli dinamiklerinden biri de buydu.

İşte bütün bu planı yapan emperyalizmin arka kapısı ise seçimlerden sonra kurulacak yeni partiye geçmeye hazırlanacak milletvekilleri olabilir. Şimdiden yarının yeni partisine geçeceğini bilenler ve o gün geldiğinde ikna edilmesi kolay olan şuursuz/zayıf/çıkarcı vekiller de bu planın küçük ama anahtar mahiyetinde bir parçası olarak işliyor olabilir.

Tam da bu sebeplerden dolayı CHP’nin bir adayı yok ve olmayacak da... CHP, seçimi kazanmaya değil seçimden sonra çıkacak Meclis kaynaklı bir kaos planı üzerine hazırlandığı için bir adayı yok ve olmayacak da... İlhan Kesici ya da Yılmaz Büyükerşen gibi bir ismi açıklayıp kenara çekilecekler. Dilerim vatansever CHP seçmenleri, partilerini emanet ettikleri CHP yönetiminin Türkiye’ye yapmaya çalıştığı fenalığı fark eder...

Muharrem İnce’nin adaylığı da bu sebepten mümkün değil çünkü CHP içinden gelen duyumlara göre, bu kaos oyununun kurucuları Muharrem İnce’nin ülkeyi kaosa götürecek plana taş koyacağını düşünüyorlarmış!..

Diriliş Postası
1 Mayıs 2018