GÜNCEL

Cem Küçük : Yeni bir 6-8 Ekim provokasyonu mu?

Tarih
28 Aralık 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Cem Küçük

28 Aralık 2014

Dün sabah saat 03.00 gibi Cizre’nin Nur Mahallesi’nde bir gerginlik başladı. Genelde HÜDA PAR’lıların oturduğu bu mahallede söylenenlere göre uzun zamandır bir sıkıntı vardı. PKK’lı teröristler kendisine rakip olarak gördükleri HÜDA PAR’lıları bastırmak ve onları bir çatışmaya çekmek için bilinçli bir şekilde mahalleyi terörize ediyorlardı. 

Gece saat 3’te başlayan gerginliğe ve bir çatışma sinyali gelmesine rağmen güvenlik güçlerinin bu kadar geç müdahale etmesi sıkıntılı bir durumu işaret ediyor. Ortada sorulması ve cevaplandırılması gereken bazı sorular var. Dün sabah HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Erdal Elibüyük beni aradı ve Cizre’de yaşananları anlattı. 

Söylenilenlerin aksine gerginliğin halen devam ettiğini ve yeni bir 6-8 Ekim planlandığını söyledi. Tabii olaya bir de Cizre açıdan bakmak lazım. Cizre’de dindar insanların oturduğu Nur Mahallesi’ne yönelik PKK saldırılarının organizasyonunda HDP’li Cizre Belediyesi aktif rol almış. PKK’lıların silahlandığı, mahalledeki evlere ateş açmak için kullandığı binalardan birinin Cizre Belediyesi’ne ait “Mem u Zin Kültür ve Sanat Merkezi". Bir kere Cizre Belediyesi’ne bunun hesabının sorulması lazım.

Ayrıca peşinden Cizre Belediyesi’nin ateşe verilen evlerin söndürülmesi için çağrılan itfaiye araçlarını da göndermiyor. Bir görgü tanığının “Mahalleye uzun namlulu silahlar ile saldırı yapılırken üç ev de ateşe verildi. Yangınların söndürülmesi için itfaiyeyi aradık ama Cizre Belediyesi söndürmeye gelmedi. Aynı şekilde ambulans istedik onu da göndermediler” diye konuşması da oldukça manidar. Aynı şey Kobani provokasyonunda da yaşanmış ve Siirt Belediyesi’ne ait itfaiye araçları yangınlara müdahale etmemişti. Erdal Elibüyük, Öcalan ve KCK’nın “HÜDA PAR’a saldırmayın” demesinden sonra PKK’nın saldırmasının tuhaf olduğunu söyledi. 

Geçtiğimiz hafta İMÇ TV’ye konuşan Cemil Bayık’ın, “İŞİD’in halifesi Bağdadi değil Erdoğan’dır” demesini de son yaşananlara ekleyelim. Aynı Bayık’ın, “ABD üçüncü göz olsun” demesi de her şeyin üzerine tuz biber ekliyor. Üstelik Bayık hayatı boyu ABD karşıtlığıyla bilinir. Oslo süreci yaşandı. İngiltere gözlemci ülkeydi ve bundan bir sonuç alınamadı. Buna rağmen Kandil’in hala üçüncü gözü istemesini anlamak mümkün değil. 

Bütün bu yaşananlardan sonra kamu güvenliğinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Cizre’de ve bazı başa yerlerde istesek de istemesek de sıkıntılar var. Bu sıkıntıları hükümetin gidermesi şart. Bu sıkıntılar giderilmeden atılacak adımların bir anlamı pek mümkün görünmüyor. 
İçeriden ve dışarıdan birilerinin süreci sabote etmek istediği aşikar. Kandil, HDP’nin bir kanadı çözüm süreci bitsin diye çabaladığını da kimse inkar edemez. Burada Öcalan’ın önemi yeniden beliriyor. Çünkü devlet bu süreci Öcalan’la götürüyor. Ama 6-8 Ekim ve dün yaşananlardan sonra acaba Öcalan bazı şeyleri bilinçli olarak mı engellemiyor sorusu ortaya çıkıyor. Bayık’ın Öcalan’a rağmen bir şey yapması olası değil. Bazı ülkelerin de süreci sonlandırma adına faaliyetleri malum. 

Her şeye rağmen hükümet bölgede güvenliği sağlamalı. İnsanların hayatı tehlike altındayken, vatandaşlarımız ölürken çözüm süreci gitse bile sağlıklı ilerlemez. 
Bütün bu olumsuz tablo ortada. Ama çoğunluk barıştan yana. Ve ben bu barışın sağlanacağına yüzde yüz inanıyorum. 

Twitter.com/cemkucuk55

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;