23 Ekim 2014...
Dün, Türkiye İşçi Partisi’nin marifetlerini yazmıştım... Hangi değerleri temellük ettiğini, “emek” kavramının neresinde durduğunu, “işçi hakları” lafzının altını dolduracak hangi politikaları ürettiğini bilmediğimiz bu parti, menfur 28 Şubat sürecinde, özgürlük taleplerine karşı, “Devrim yasaları uygulansın, İstiklal Mahkemeleri kurulsun” diye bir kampanya başlatmıştı. Bütün duvarları afişlerle donatmıştı.
Bu partinin genel başkanı konumundaki zat da, yine özgürlük taleplerine karşı, “İlericilerin tankları var” diyerek, “asker sopasıyla tedip” yolunu işaret ediyordu.
İşçi Partisi’nden cevap geldi.
Hayır, “pişmanlık” bildirmiyorlar.
Müddei tavırları “aynen” devam ediyor ve hiç yüzleri kızarmıyor.
Kendileri anlatsın: “1996-97’deki ‘Devrim Kanunları Uygulansın’ kampanyamız Star yazarı Ahmet Kekeç’i ürkütmüş. Bugünkü yazısına bakarsak, aklı hâlâ orada...”
Evet, aklım hâlâ orada...
Ne kıratta solcular olduğunuzu, tıynetinizi, “öteki”nin özgürlüğüne bakışınızı ele verdiği ve İslamofobi değirmenine su taşıdığınız için aklım hâlâ orada...
Patronunuz, “İlericilerin tankları var” buyurmuştu.
Darbenin tedvirine memur
yazılmıştınız
Hiçbir haklı mesnet, 28 Şubat sürecinde ifa ettiğiniz kötü rolü meşrulaştıramaz.
Durumunuz ortada ve tevil
kaldırmıyor...
Hayır, elbette ürkmedim...
Marifetlerinizi “ürktüğüm” için değil, midem bulandığı için dercettim.
Her tarafınızla tank olup yağsanız
ne yazar...
Madem kendi ayağınızla geldiniz, bir hususu daha vuzuha kavuşturmanızı istirham edeceğim.
Şu “Süper NATO örgütünden maaş alan yazarlar” meselesi...
Patronunuz Doğu Perinçek, İşçi Partisi aleyhinde yazmam için, her ay, Süper NATO adı verilen gizli Amerikan örgütünden para aldığımı iddia etmişti. CIA güdümlü bu örgütün maaşa bağladığı diğer yazarlar şunlarmış: Hadi Uluengin,
Nuh Gönültaş, Ahmet Hakan Coşkun, Emre Aköz...
Şöyle diyordu patronunuz: “İşçi Partisi’nin aleyhinde her hafta onlarca haber çıkıyor. Hatta çeşitli gazetelerde sırf İşçi Partisi’ne karşı psikolojik savaş yürütsün diye maaş verilen adamlar vardır. Bunlar, psikolojik savaş elemanları. Hadi Uluengin, Ahmet Hakan Coşkun, Ahmet Kekeç, Nuh Gönültaş, Emre Aköz gibi. Bunların bazıları, sırf Doğu Perinçek’e saldırsın diye oradan maaş almaktadırlar.”
Soru şu:
Kaç para aldım Süper NATO
örgütünden?
İnşallah ucuza gitmemişimdir...
Lütfedip bunun belgesini, (varsa) kriptosunu açıklar mısınız? Yahut ne
zaman açıklayacaksınız? Kaç yıl geçti üzerinden...
Daha da önemlisi, genel başkanınızın bu alçakça yalanından dolayı, parti olarak ne zaman özür dileyeceksiniz?
Daha önce de yazmıştım, “vesilenizle” bir kez daha tekrarlayayım.
Ola ki “müfteri”nin yüzü kızarır...
Ey Doğu Perinçek, kaç yıldır aktif siyasetin içindesin, duruma ve konjonktüre göre sırasıyla Komünist oldun, Kürtçü oldun, Kemalist oldun, Milliyetçi oldun. Değiştin... Değişerek dönüştün. Dönüşerek değiştin. Aferin. Şimdi de İslamcılara göz kırpıyorsun... Kimse senden bu seyyaliyetin hesabını sormuyor. Ben de sormuyorum. Değiştiysen değiştin. Kime ne!
İyi de, “haşarı devrimci” günlerin geride kaldı, saçın sakalın ağardı, tabir-i amiyane ile “kadayıf” oldun, artık koskoca adamsın, bir partinin de değişmez, değiştirilemez, “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” genel başkanısın... Yakışıyor mu sana iftira atmak?
Üstelik gazete ve televizyon telifleri dışında hiçbir geliri, hiçbir angajmanı, hiçbir mensubiyeti, hiçbir sosyal çevre avantajı bulunmayan bir gazeteci için söylüyorsun bunları.
Niçin bu kadar ucuzlatıyorsun kendini ve muhalefetini?
Ne zaman büyüyeceksin?
Ne zaman olgunlaşıp normal insanlar arasında yerini alacaksın?
Star
Dün, Türkiye İşçi Partisi’nin marifetlerini yazmıştım... Hangi değerleri temellük ettiğini, “emek” kavramının neresinde durduğunu, “işçi hakları” lafzının altını dolduracak hangi politikaları ürettiğini bilmediğimiz bu parti, menfur 28 Şubat sürecinde, özgürlük taleplerine karşı, “Devrim yasaları uygulansın, İstiklal Mahkemeleri kurulsun” diye bir kampanya başlatmıştı. Bütün duvarları afişlerle donatmıştı.
Bu partinin genel başkanı konumundaki zat da, yine özgürlük taleplerine karşı, “İlericilerin tankları var” diyerek, “asker sopasıyla tedip” yolunu işaret ediyordu.
İşçi Partisi’nden cevap geldi.
Hayır, “pişmanlık” bildirmiyorlar.
Müddei tavırları “aynen” devam ediyor ve hiç yüzleri kızarmıyor.
Kendileri anlatsın: “1996-97’deki ‘Devrim Kanunları Uygulansın’ kampanyamız Star yazarı Ahmet Kekeç’i ürkütmüş. Bugünkü yazısına bakarsak, aklı hâlâ orada...”
Evet, aklım hâlâ orada...
Ne kıratta solcular olduğunuzu, tıynetinizi, “öteki”nin özgürlüğüne bakışınızı ele verdiği ve İslamofobi değirmenine su taşıdığınız için aklım hâlâ orada...
Patronunuz, “İlericilerin tankları var” buyurmuştu.
Darbenin tedvirine memur
yazılmıştınız
Hiçbir haklı mesnet, 28 Şubat sürecinde ifa ettiğiniz kötü rolü meşrulaştıramaz.
Durumunuz ortada ve tevil
kaldırmıyor...
Hayır, elbette ürkmedim...
Marifetlerinizi “ürktüğüm” için değil, midem bulandığı için dercettim.
Her tarafınızla tank olup yağsanız
ne yazar...
Madem kendi ayağınızla geldiniz, bir hususu daha vuzuha kavuşturmanızı istirham edeceğim.
Şu “Süper NATO örgütünden maaş alan yazarlar” meselesi...
Patronunuz Doğu Perinçek, İşçi Partisi aleyhinde yazmam için, her ay, Süper NATO adı verilen gizli Amerikan örgütünden para aldığımı iddia etmişti. CIA güdümlü bu örgütün maaşa bağladığı diğer yazarlar şunlarmış: Hadi Uluengin,
Nuh Gönültaş, Ahmet Hakan Coşkun, Emre Aköz...
Şöyle diyordu patronunuz: “İşçi Partisi’nin aleyhinde her hafta onlarca haber çıkıyor. Hatta çeşitli gazetelerde sırf İşçi Partisi’ne karşı psikolojik savaş yürütsün diye maaş verilen adamlar vardır. Bunlar, psikolojik savaş elemanları. Hadi Uluengin, Ahmet Hakan Coşkun, Ahmet Kekeç, Nuh Gönültaş, Emre Aköz gibi. Bunların bazıları, sırf Doğu Perinçek’e saldırsın diye oradan maaş almaktadırlar.”
Soru şu:
Kaç para aldım Süper NATO
örgütünden?
İnşallah ucuza gitmemişimdir...
Lütfedip bunun belgesini, (varsa) kriptosunu açıklar mısınız? Yahut ne
zaman açıklayacaksınız? Kaç yıl geçti üzerinden...
Daha da önemlisi, genel başkanınızın bu alçakça yalanından dolayı, parti olarak ne zaman özür dileyeceksiniz?
Daha önce de yazmıştım, “vesilenizle” bir kez daha tekrarlayayım.
Ola ki “müfteri”nin yüzü kızarır...
Ey Doğu Perinçek, kaç yıldır aktif siyasetin içindesin, duruma ve konjonktüre göre sırasıyla Komünist oldun, Kürtçü oldun, Kemalist oldun, Milliyetçi oldun. Değiştin... Değişerek dönüştün. Dönüşerek değiştin. Aferin. Şimdi de İslamcılara göz kırpıyorsun... Kimse senden bu seyyaliyetin hesabını sormuyor. Ben de sormuyorum. Değiştiysen değiştin. Kime ne!
İyi de, “haşarı devrimci” günlerin geride kaldı, saçın sakalın ağardı, tabir-i amiyane ile “kadayıf” oldun, artık koskoca adamsın, bir partinin de değişmez, değiştirilemez, “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” genel başkanısın... Yakışıyor mu sana iftira atmak?
Üstelik gazete ve televizyon telifleri dışında hiçbir geliri, hiçbir angajmanı, hiçbir mensubiyeti, hiçbir sosyal çevre avantajı bulunmayan bir gazeteci için söylüyorsun bunları.
Niçin bu kadar ucuzlatıyorsun kendini ve muhalefetini?
Ne zaman büyüyeceksin?
Ne zaman olgunlaşıp normal insanlar arasında yerini alacaksın?
Star
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR Tümü
Zekeriya Say : “Yalanın bacağı” artık kırılmalı!
546 kez izlendi
Salih Tuna : Bıyık da yetmiyor
552 kez izlendi
Ergün Diler : Adidas
1473 kez izlendi
Zafer Şahin : AYM’de kimin dediği oldu?
2185 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.