GÜNCEL

Ahmet Kekeç : CHP'nin 19 Mayıs falı

Tarih
20 Mayıs 2020
İzlenme
Kişi
Yazar
Ahmet Kekeç

Evde kalmanın güzel tarafı şu: Okuyorsun ve derinlemesine tetkik edebiliyorsun. Bazen bir varaka düşüyor unutulmuş kitapların arasından. “Ben bunu niye kesip saklamışım ki?” diye düşünüyorsun.

İlla ki bir “fayda”ya taalluk ediyordur kesip sakladığın şey.

Bugün 19 Mayıs 2020.

Kitapların arasından düşen bir varaka...

CHP’yi anlatıyor.

Daha doğrusu İsmet Paşa dönemini; Başbakanlığını ve Cumhurbaşkanlığını...

Paşa, Roma’ya resmi bir ziyaret düzenleyecektir. Matbuatta adeta bir bayram havası...

Heyecanın nedeni ne?

Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı İsmet İnönü, faşist İtalya’yı ziyaret ediyor.

Cumhuriyet gazetesi dayanamayacak, manşeti patlatacaktır: “Kemalist Türkiye’den Faşist İtalya’ya selam...”

Bu ziyaretten sonra, gazetenin sahibi ve başyazarı Yunus Nadi de şunları yazacaktır (hani, Nazım Hikmet’in yüzüne tükürmemizi söyleyen kıymetli solcu patron): “İtalya’da, İtalyan milletini asrın en mütekâmil bir cemiyet haline yükselten faşizmin gittikçe artan takdirlerine ve muhabbetlerine mazhar olmaktan kuvvet buluyorduk.”

Tercümesi şu:

Faşist İtalya, Türk heyetine (yani CHP heyetine) övgülerde bulunuyor, CHP’liler de “kuvvet bulduk” diyerek seviniyor.

Bitti mi?

Bu da Türk Ocakları kurucusu ve CHP milletvekili (iki kez de bakanlık yapmıştır) Hamdullah Suphi Tanrıöver’den: “Faşizm, bir vatan ideali etrafında iktisadi refahı, siyasi ve içtimai ahengi tesis etmeyi düşünür.”

Bir faşizm ve Mussolini övgüsü de, Murat Belge’nin dayısı Yakup Kadri Karaosmanoğlu’ndan gelsin: “Mussolini sayesinde, daha doğrusu faşizm sayesinde bütün İtalya kronometre gibi işleyen bir memleket halini almıştır...”

Bütün bu rezillikler, Mustafa Kemal’in sağlığında yaşanıyor, dikkatinizi çekerim.

Bu da, CHP milletvekili ve sabık Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’tan: “Zamanımızın bir Alman tarihçisi, gerek nasyonal sosyalizmin ve gerek faşizmin Mustafa Kemal rejiminin az çok değiştirilmiş birer şeklinden başka bir şey olmadıklarını söylüyor. Çok doğru görüştür.”

Bu kez kim anlatsın?

Doktor Refik Saydam’ın ölümü üzerine Başbakanlık koltuğuna oturtulan Şükrü Saraçoğlu anlatsın: “Biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar, bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz.”

Başbakan böyle der de, İstanbul Barosu’nun adına ödüller ihdas ettiği Mahmut Esat Bozkurt’umuz geri kalır mı?

Buyurun, bu da Bozkurt’tan: “Sadece Türk milleti bu ülkede etnik ya da ırkî birtakım haklar isteyebilir. Başka hiçbir kişinin buna hakkı yoktur. Saf Türk olmayan hiç kimsenin bu ülkede hiçbir hakkı yoktur; onlar sadece ve sadece hizmetçi ve köle olma hakkına sahiptirler. Bu gerçeği dost düşman herkes, dağlar bile bilmek zorundadır.”

Bitti mi?

Bitmez ama “altın vuruşu” İsmet Paşa’ya yaptırıp kapatalım: “Biz açıkça milliyetçiyiz, Milliyetçilik, bizi birleştiren tek nedendir. Türk çoğunluğunun yanında diğer unsurların hiçbir etkisi yoktur. Her ne pahasına olursa olsun, ülkemizde yaşayanları Türkleştirecek, Türklere ve Türkçülere karşı çıkanları yok edeceğiz...”

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;