Sesli Makale

Ahmet Hakan önceki gün son yılların en önemli yayınlarından birine imza attı. Bir dönem HDP içinde siyaset yapan ve fakat aykırı söylemleri nedeniyle dışlanan Altan Tan'ı ekrana çıkararak harika bir iş yaptı.

Bugün herkes usta gazeteci Hulki Cevizoğlu'nun Altan Tan ile yaşadığı polemiği ve akabinde ekranı terk etmesini konuşuyor ama bence burası en önemsiz nokta...

Altan Tan gibi konuşmalarıyla hem HDP'nin hem de PKK'nın canını sıkan bir ismi ekrana çıkarmak ciddi bir gazetecilik başarısıydı. Altan Tan'ın yayın sırasında HDP ve PKK hakkında kurduğu bazı cümleler vardı ki Türkiye bu cümleleri daha önce bu kadar açık ve net duymamıştı.

Sizi bilmem ama bana göre bu cümleler 40 yıldır ülkenin başına musallat olan terör belasından kurtulmamız için de önemli ipuçları veriyor.

Şöyle ki...

Ahmet Hakan'ın tabiri caizse âdeta kanırta kanırta sorduğu soruya karşın Altan Tan bugüne kadar hiç duymadığımız üç önemli itirafta bulundu.

Sırasıyla gidersek...

Biz bugüne kadar HDP içinde siyaset yapan herkesin PKK'lı kafasıyla düşündüğünü ve terör örgütünün emirlerini gönüllü bir şekilde yerine getirdiğini düşünüyorduk.

Altan Tan bunun tam tersini söyledi.

"Bugün HDP içinde siyaset yapan ve fakat PKK teröründen rahatsız olan pek çok siyasetçci var. PKK'nın izlediği yolun yol olmadığını, bu yolun da başarıya ulaşamayacağını dillendiren, Kürt sorununun demokratik düzlemde çözüleceğine inanan pek çok arkadaşımız var" dedi.

Bu açıklamanın önemini tam anlamıyla yansıtacak kelime seçmekte zorlanıyorum açıkçası...

Biz PKK'ya isyan eden isimlerin Ayhan Bilgen ve Altan Tan'dan ibaret olduğunu sanıyorduk ama değilmiş. Bugün HDP içinde siyaset yapan ve PKK'nın yolun sonuna geldiğini düşünen pek çok siyasetçi varmış meğer. 

Dahası...

PKK'nın terör eylemlerine itiraz edenler sadece HDP'li siyasetçiler değilmiş. Seçmen kitlesinde de büyük bir yarılma varmış.

Onu da şöyle anlattı Altan Tan:

"HDP'li seçmen arasında yapılan anket araştırmasında PKK'nın eylemlerinden ve HDP'nin siyaset tarzından rahatsız olan yüzde 35'lik bir kesim var. Bu kesim yeni bir partiye ihtiyaç olduğunu açık açık dile getiriyor."

Türkiye böyle bir araştırma yapıldığını da ilk kez duyuyor. 

Demek ki HDP'ye oy veren 6 milyon seçmen gönül rahatlığı içinde partiyi desteklemiyor. HDP'nin siyaseti yanlış zemine kaydırdığını onlar da görüyor ve bundan rahatsızlar. 

Peki ama halk bu yanlışları görmesine rağmen HDP'ye neden oy vermeye devam ediyor? 

Altan Tan bu soruya ise şu çarpıcı cevabı veriyor:

"Düne kadar bu partiye inandıkları için oy verenler bugün partiye ve partinin politikalarına inanmadığını ancak inadına oy verdiğini söylüyor."

Farkında mısınız bilmem ama?..

Bana göre Altan Tan, PKK'nın ve HDP'nin bitiriliş formülünü devletin kulağına fısıldıyor bu açıklamalarla...

Nedir o formül...

PKK'nın yolun sonuna geldiğini, HDP'li bazı siyasetçilerin ve daha da önemlisi HDP tabanının bile buna inanmaya başladığını ama kimi yanlış politikalar nedeniyle HDP'ye inadına oy vermeye devam ettiğini söylüyor.

O hatalar ortadan kaldırıldığında 40 yıldır ülkenin başına musallat olan terör belasının sona erme ihtimalinin belireceğini anlatıyor.

Geçen yazımda da dile getirdim.

Bugün HDP'nin kapatılıp kapatılmayacağını konuşuyoruz. Bir başka deyişle 1990'lı yıllarda yapılan yanlışları yeniden yapmaya hazırlanıyoruz.

1990'lı yılları bilmeyenler için hatırlatmakta yarar var.

O dönemde ismi DEP olan partinin oy oranı yüzde 2-3 civarındaydı. Ettikleri Kürtçe yemin nedeniyle DEP'li Milletvekilleri Meclis'te enselerinden tutularak yakalanmış ve hapse atılmıştı. Bir sonraki seçimde kurdukları yeni parti ile oy oranlarını 2-3 katına çıkarmışlardı.

Uzatmayayım.

Sonrasında kurdukları partiler kapandıkça kendilerine sunulan "Mağduriyet" hakkını tepe tepe kullanarak yüzde 13'lük bir oy oranına ulaşmışlardı.

İşte bütün bunlar inat uğruna verilen oylardı. Öyle bir inat ki kendilerine Atatürkçü diyen kimi CHP'liler bile inat uğruna oy vermeye başlamıştı.

Bugün HDP kapatıldığında HDP'ye hiç de hak etmedikleri bir mağduriyet imkânı daha tanınacak ve seçmende oluşan inat kaldığı yerden devam edecek. 

Altan Tan bu noktaya dikkat çekiyor.

Parti kapatmak yerine, parti içinde suç işleyenleri tespit edip yargılamanın daha mantıklı bir yöntem olacağını hatırlatıyor farkında olmadan.

yazının devamı