GÜNCEL

Yusuf Kaplan : 28 Şubat ihaneti!

Tarih
03 Mart 2023
İzlenme
Kişi
Yazar
Yusuf Kaplan

28 Şubat üzerinde etraflıca ve derinlemesine düşünmemiz gerekiyor: Ancak o zaman 28 Şubat darbesinin bu toplumun İslâmî kimliğine de, geçmiş ve geleceğine de nasıl büyük darbe vurduğunu görebilmek mümkün olabilir. Bu konuda yaptığım bir tefekkür çabamı sizlerle paylaşıyorum…

İKİ ASIRLIK TRAVMA

Türkiye, iki asırdır çok büyük travmalar yaşıyor...

İki asırdır, bu ülkede “ipler”, bu ülkenin has çocuklarının elinde değil -hâlâ!

Türkiye, Fırat Kalkanı’yla birlikte bağımsızlığına kavuşma yolunda ilk tarihî adımı attı. Ama yolun başındayız henüz...

Tanzimat’tan 28 Şubat’a kadar bu toplum, dışardan dayatılan, içerde celladına âşık elitler tarafından uygulanan travmatik ameliyatlarla hizaya getirilmeye, “adam edilmeye”, ehlileştirilmeye, mankurtlaştırılmaya çalışılıyor...

200 yıllık adına modernleşme denen tarihimiz esas itibariyle Türkiye’nin içerden teslim alınması tarihidir; dışardan fiilen sömürgeleştirilemeyen bu toplumun içerden zihnen sömürgeleştirilmesi, epistemik / zihnî köle yapılması serencamıdır.

ÜÇ BÜYÜK İHANET!

28 Şubat, yeniden mazlumlara, İslâm dünyasına öncülük edecek, medeniyet iddiasıyla kuşanacak müslüman Türkiyenin gelişinin durdurulması girişiminin son ürpertici perdelerinden biridir. 

28 Şubat, üç büyük ihanetin adıdır:

Birincisi, “irtica tehdidi” palavrasıyla, toplumun İslâmî kimliğinin yok edilmesi ihanetidir. 

İkincisi, 28 Şubat, Türkiye’nin parçalanmasının zihnî, sosyo-kültürel temellerinin atıldığı bir ihanetin adıdır.

Üçüncüsü, İslâmın protestanlaştırılması ihanetinin dönüm noktasıdır.

Bu yazıda, ilk iki ihaneti yazacağım; Pazartesi günkü yazıda sonuncusunu.

İhanet kelimesini, öyle ulu orta kullananlardan hazzetmem. Ama bazen öylesine tarihî hâdiseler yaşanıyor ve bu hâdiseler, ülkenin ve toplumun ürpertici bir travmanın eşiğine sürüklenmesine yol açıyor ki, yaşananları, ihanet’ten başka bir şeyle izah etmek zorlaşıyor, maalesef.

TÜRKİYE’NİN İSLÂMÎ KİMLİĞİNİN YOK EDİLMESİ İHANETİ

İki asırdır gökkubbemiz çöktü; bütün dünyayı kan gölüne çeviren emperyalist Batılılar, İslâm dünyasını da işgal ettiler, talan ettiler, paramparça ettiler ve fiilen/ siyaseten köleleştirdiler!

Batılıların sömürgecilik ve emperyalizm tarihi sürecinde, İslâm dünyası üzerinde uygulamaya koydukları iki büyük strateji vardı: Birincisi, tarih yapan bir aktör olarak İslâm’ı (yani İslâm medeniyetini) tarihten uzaklaştırmak. Bunu, Osmanlı’yı, Hindistan’ı, Arap dünyasını paramparça ederek başardılar.

İkincisi, Müslümanları İslâm’dan uzaklaştırmak... Kabaca yüzyıldır bu stratejiyi uyguluyorlar değişik şekillerde...

28 Şubat postmodern darbesi, Müslümanları İslâm’dan uzaklaştırma projesinin son perdesidir.

Düşünün...

1990’da Soğuk Savaş bitirilmiş. Hem de alelacele!

Niçin?

Osmanlı’nın durdurulması, Hindistan’ın parçalanmasıyla tarihten uzaklaştırıldığı düşünülen İslâm Fas’tan Malezya’ya kadar, Müslümanların hem emperyalistlere karşı direniş mücadelelerinde hem de yeniden diriliş mücahedelerinde belirleyici yegâne güç, yegâne sarsılmaz kaynak konumuna yükselmiş...

Batılıları çıldırtan bir gelişme bu.

İslâm dünyasında uygulanan, nasyonalist ve sosyalist projelerin çökmesi, (Nasır’ın, 6 günde İsrail ordularının Mısır ordusunu yerle bir etmesiyle bitmesi), İslâmî söylemlerin çığ gibi büyümesiyle sonuçlanınca emperyalistler paniğe kapıldılar ve Soğuk Savaş›ı resmen bitirerek, “terörle savaş” maskesiyle -kendi icat ettikleri örgütleri- kullanarak “İslâm’la postmodern savaş” sürecini başlattılar.

Küresel sistem İslâm’la savaşırken, Türkiye’deki sivil ve askerî oligarşi, irtica’yı Türkiye’nin bir numaralı güvenlik tehdidi olarak konumlandırmaktan çekinmedi. 

Böylelikle küresel sistemin kölesi olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Oysa benimsenen proje, bu topraklara, bu toprakların çocuklarına ihanetti: Bu toplumun tarih yapmasını mümkün kılan ruhköklerini kurutmak amacıyla imam-hatipler kapatıldı, Kur’ân Kursları kapatıldı, başörtülü kızlara üniversitenin kapıları kapatıldı. 

Bunu, sömürgeciler bile yapamazdı!

Oysa imparatorluk bakiyesi ve nüfusun % 98’inin resmen müslüman olduğu bir ülkede, toplumun ortak kimliği, Müslüman kimliği pekiştirilmeliydi; tam tersine İslâmî kimlik aşağılandı, toplumu mankurtlaştıracak adımlar atıldı her alanda.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;