SİYASET

Salih Tuna : Yeter artık Devlet Bey planlarımızı bozmayın

Tarih
11 Nisan 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Salih Tuna

Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin MHP'yi olağanüstü kongreye götürme kararını, Kandil 41 pare top atışıyla kutlamadı.

PKK'lı Cemil Bayık veya Murat Karayılan da, “Yaşasın! Hükümetin koltuk değneği kırılacak, bize gün doğacak…” falan demedi.

Sevinseler de sevinçlerini gizlemeyi bildiler.

Şayet safdillik yapıp sevinçlerini dışa vursaydılar, MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye koz vermiş, Meral Akşener başta olmak üzere “muhalif adayları” da baştan mahkum etmiş olurlardı.

Aptallık yapmadılar.

Başka bir ifadeyle, sevinç gösterileri yapmaya “stratejik akılları” engel oldu.

Paralelciler öyle mi ya?

Sevinçlerini (ve hatta emellerini) hemen belli ettiler. Hep anlattığım o fıkrada olduğu gibi…

Hani, köpeğine poker oynamayı öğreten adamın biri, “ köpeğim harika poker oynuyor ama her zaman ben yeniyorum ” demiş, “ çünkü ne zaman eline güzel bir kâğıt geçse kuyruğunu sallıyor.

Bunlar da mahkemenin MHP'ye kayyum ataması üzerine sevinçten anında kuyruk sallamaya başladılar.

O kadar ki, bir “kayyum atamanın” faziletlerinden dem vurmadıkları kaldı.

Aslında onu da yaparlardı da, Zaman gazetesine mahkeme kararıyla atanan kayyumları ne yapacaklarını şaşırdılar.

Şimdilik Mayıs ayının faziletlerinden gidiyorlar. Anlaşılan o ki, “turpun büyüğü heybede” kolpasının yerine bugünlerde “Mayıs” ayını yerleştirme faaliyeti var. Ne diyelim, sağlık olsun.

O değil de, bu hızla giderlerse, “adı meral, iman-ı meral, ihsan-ı meral, ihlası meral” derlerse hiç şaşmam.

Baştan söyleyeyim, “meral”den “ekmel” gibi “ekmek” çıkmaz, nihayetinde “dişi geyik” manasına gelir.

Ne ki, bunlarda bu yetenek olduktan sonra “meral”e uygun başka bir tekerleme bulmakta zorlanacaklarını da hiç sanmam.

Nihayetinde, gözümüzün önünde “bedduayı” şappadak “mülâane” yaptılar.

Tevilde, eğip bükmede gerçekten de üzerlerine yok. El attıkları her şeyi kirlettiler, her kavramın içini boşaltılar.

Hülasa, ikrah ettirdiler.

Merhum Üstadımızın mahdumu Mehmet Kısakürek geçenlerde, “Bana her şeyden söz edin! Fakat n'olur içinde 'hizmet' lâfı geçmesin!..” şeklinde bir twit atmıştı.

Alın benden de o kadar…

Pardon, paralelci takımı neden mi Bahçeli'den bu kadar nefret ediyor?

Nedeni gayet basit: Bahçeli, PKK'nın siyasi kanadı HDP ile koalisyon kurmaya yanaşmadı da ondan.

Bunu da kripto paralelci Sözcü gazetesi yazarı Emin ÇölaşanYeter Artık Devlet Bey, yeter” başlıklı dünkü yazısında açık seçik dile getirdi: “ 7 Haziran seçimi yapıldı. (…) AKP'nin tek başına iktidarı son bulmuştu. CHP, MHP ve HDP bir araya geldiğinde çoğunluk sağlanıyordu…

E'ee?

E'si şu: Bahçeli, Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ve PKK'ya “koltuk değneği” olmayı “başbakanlık” teklifine rağmen kabul etmedi.

Suçu bu!

MHP kongresinde hem bu suçun cezasını kesmiş olacaklar, hem de MHP'yi dizayn edecekler. Niyetleri bu!

Bu işlerde de malumunuz gayet maharetliler.

Bildiğiniz gibi, CHP'yi kaset marifetiyle dizayn etmeye koyulmuşlardı. İşlemi tamamlamak için de CHP deyince akla gelen Cumhuriyet gazetesini ele geçirmeleri gerekiyordu.

Bunu da başardılar.

Yıllarca içerde yatırdıkları mezkur gazetenin baş yazarı Mustafa Balbay'ı da postaladılar.

Bütün bunları, kimsecikler uyanmasın diye de Erdoğan ve AK Parti nefretiyle bi güzel kamufle ettiler.

Operasyonlarını tamamladıktan sonra Cumhuriyet okurları (CUMOK) gazetelerinin Pensilvanya kontrolüne geçtiğini anladılar ama iş işten çoktan geçmişti.

Hedeflerinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı var.

Çünkü 17-25 Aralıkta “teknik nakavt” yapmalarına, yani devleti ceplerine indirmelerine engel oldu. “İnlerine gireceğiz” dedi, en az 30 yılda inşa ettikleri “kumpas trafolarına” girildi.

Sayın Cumhurbaşkanı'ndan “intikam” almak için başvurmayacakları yol yok.

Türkiye'yi “teröre destek veren ülke” olarak yurtdışında mahkum ettirmek için gerekçe üretmekten, kimi çatışma bölgelerinde PKK'ya bilgi sızdırarak, askerimizin ve polisimizin şehit edilmesine kadar her melaneti işlediler.

Algı yönetiminde olağanüstü başarılılar.

PKK ve PDY'nin (Paralel Devlet Yapılanması) her ikisine birden karşı çıkıyorsanız sizi anında “Saray destekçisi” ilan ederler.

İsterseniz Erdoğan ve AK Parti'nin tescilli, iflah olmaz düşmanı olun, yine de bu yaftadan kurtulamazsınız.

Ne ki dediğim gibi hırsları bazen sevdiklerine zarar veriyor.

Bahçeli muhaliflerine güzelleme yapmak yerine, “kalabalıklarda düşmanımsın sen benim, tenhalarda sen benimsin ben senin” moduna geçseydiler Meral Akşener'e falan daha fazla yararları dokunurdu.

Yenişafak
11 Nisan 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;