GÜNCEL

Salih Tuna : Hakime hanımı neden görmüyorsunuz?

Tarih
08 Ekim 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Salih Tuna
8 Ekim 2014...

The Camia evinde yetişen hakime hanımın ifşaatı nedeniyle Türkiye'de yer yerinden oynaması lazımdı.
Normalde olması gereken buydu; lakin olmadı.
Neden?
Neden olacak, 'yandaş' denilen medya bu konularda çok yetersiz, çok.
Adamlar sinekten yağ çıkarırcasına (mesela) 'Alo Fatih' heyulasıyla günlerce gündemi işgal ediyor, 'yandaş' denilen medya (elbette köşe yazarları da dahil) her biri aylardır konuşulacak haberleri 'mıymıy' tüketiyor.
Canım ben de biliyorum Kobani dolayımındaki gösterilerin (ve IŞİD meselesinin) gündemi doğal olarak işgal ettiğini.
Benim söylediğim genel bir durum.
A Haber'de Sevilay Yükselir'in programında, Pasinler hakimi Vildan Yeşilyurt'un dehşet verici açıklamaları şayet 'maklubecilerin' işine gelseydi, Kobani'ye bile yer vermezler, bütün medya organlarını sadece buna teksif ederlerdi.
Gelin evvela hakime hanım Yeşilyurt'a birlikte kulak verelim: 'Gülen cemaatiyle lisede tanıştım (...)Bizim kopuş noktamız hakim savcı evlerinde ders çalışıp oralara gireceksiniz dendi (...) Ben de daha bizim sınav kazanacağımız belli değil. Neden biz böyle bir adım atıyoruz dedim. Tabii bu kötü bir soruydu. İtaatsizlikti. Ben anladım zaten daha sonra beni istemediler. Üç sene boyunca üniversitede onların evinde kaldım (...) Bana mobbing uyguladılar. Yani çık git buradan süreciydi, daha sonra ayrıldım. Sınavı çok sıkıntılı bir şekilde kazandım. Benimle kalan arkadaşlarım sınavı hemen kazandı ama ben gece gündüz çalışıp kazandım. Arkadaşın biri çok yüksek puanla kazandı, daha sonra anladım ki soruları vermişler (...) Daha sonra sınav iptal oldu, bu arkadaşlar o puanları alamadılar...'
Hem 'haram yemedik' diye şov yapacaksın hem de sınav sorularını organize bir şekilde çalacaksın!
O sınavda kazanamayanların hakkı ne olacak peki?
Neyse biz hakime hanımı dinlemeye devam edelim: 'Cemaat mensubu geldi ve bizi tehdit etti. Cemaat yapılanmasını ortaya çıkarırsanız sizi bitiririz dediler!'
Zaten hakime hanımı da bitirmeye çalışmışlar: 'Daha sonra ben sınavı mülakatta kaybettim. Ben bütün sorulara cevap vermiştim. Nasıl olur bu diye peşine düştüm (...) Örneğin maliyecilerin sınavı kazananlar listesini alıyorlar ve arkadaşlara bunlardan hangisi mesleğe girmeye uygun hangisi değil, diye sordular. Kazananların listesi alınıyor, bu nasıl diye tek tek eliyorlar.(...) Gelip arkadaşlarımıza sen o kadar cemaat evinde kaldın bize vefa borcun var. Söz verdiriyorlar, yemin ettiriyorlar. Benim bir mahkeme başkanı arkadaşım Yargıtay'ı, Danıştay'ı da aldık, diyor...'
Nasıl tehdit ama! Yani, Yargıtay'ı Danıştay'ı aldık, sıra HSYK'da, ondan sonra siz göreceksiniz bizi, ha?!
Vildan Hanım şöyle devam ediyor: 'Yani oralarda kalan arkadaşlar baskı altında; bana özelden yazanlar var, bu baskıyı oralardan iletiyorlar. Baskı, şantaj ve tehdit var. Cemaat çok stratejiktir. Tutup da direkt 'seni öldürürüz' demez. Seni öyle bir tehdit eder ki, öldürmekten beter eder. Seni günden güne bezdiriyor (...) Ama arkadaşlara oyunun resmini çekeceksin, diyorlar.'
Olacak şey değil, gerçekten olacak şey değil.
Adalet, oyunun resmini isteyen bir yapı tarafından teslim alınmış. Bunu da gördüğünüz gibi herhangi biri değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin kadın hakimelerinden biri söylüyor.
Dinleyelim: 'Ellerindeki doküman çok etkili, onu kullanıyorlar. Her yerde yapılanmaları var. Bir Türkiye imamı varsa, Erzurum'da bölge abisi varsa.. hatta Erzurum bölge abisiyle de konuştum...'
Dikkat buyurun, Yargı imamıyla konuştuğunu söyleyen bir yargı mensubunu dinliyorsunuz.
Yani, Ergenekon soruşturması nedeniyle sıklıkla duyduğumuz o tipik 'iddia ediliyor' vakıası değil bu.
Hakime hanımı dinlemeye devam edelim: 'Tanıdığım cemaatçiler YARSAV'a üye oldular. Ben YARSAV'ın cemaat tarafından yıllardır ele geçirildiğini söyledim. Cemaatte seçim diye bir şey yok. Kazananların listesi cemaat tarafından hazırlanıyor ve o liste sunuluyor. Maalesef cemaat algı yönetimini çok iyi yapıyor. Facebook'a girmek günah diyorlardı. Ama şimdi facebook, twitter dolaşıyorlar. Burada ciddi bir strateji var. Yargıda da imamlar var. Her dönemin abileri, ablaları var...'
Anlaşıldı mı şimdi, Taha Akyol muhtereminin 17 Aralık darbe teşebbüsü döneminde, 'onu bunu boş verin, HSYK Başkanı İbrahim Okur ne diyor, siz ona bakın'ı neden dediği?
Anlaşıldı mı şimdi, 'profesör adıneydiherneyse'nin 'AK Parti kapatılsın' coşkusu?
Anlaşıldı mı şimdi 'Yargının keskin kılıcı inecek bazı başlar yere düşecek' yargısının dayandığı organize Yargı'nın hal-i pür melali?
Haydi 'özgür medya' mezkur hakime hanımı görecek kadar bile 'özgür' değil.
Ya 'bizim medya?'
Neden hâlâ kompakt bir tepki vermekten aciz, neden adamakıllı bir gündem oluşturamıyor, neden yeterince fikr-i takip yapamıyor?
Neden?

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;