SİYASET

Muhsin Kızılkaya : Öcalan’a göre PKK ne ise PYD odur!

Tarih
17 Şubat 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Muhsin Kızılkaya

Kısa adı “PYD” olan ve bugünlerde “terör örgütü mü, değil mi” diye tartıştığımız Suriye’deki Apocuların kurduğu partinin nasıl bir parti olduğunu anlamak için, “KCK nedir?”, “Kim tarafından ne zaman kuruldu?”, “Kuruluş amacı nedir ve nasıl çalışır?” gibi sorulara cevap bulmak gerekir.

Bu soruların cevabını bulmadan PYD’nin “kimliğini” anlayamayız.

*

KCK’nın Kürtçe açılımı “Koma Civakén Kurdistan”, yani “Kürdistan Topluluklar Birliği”dir. Türkçe çeviride bir kakofoni hissettiğinizi biliyorum, ben duyduğumdan beri hissediyorum çünkü. “Topluluklar birliği” ne demek Allah aşkına? Neyse işin gramerine girmeyelim.

Öcalan, KCK’yı 2005 yılında İmralı’da kurdu. KCK kurulduğunda, 1999’dan beri savaşı durdurmuş olan Öcalan, tekrar savaşı başlatalı bir yıl olmuştu.

2013 yılına kadar sürecek olan yeni bir kanlı dönemin henüz başındaydık.

Öcalan bu süreçte, dallanıp budaklanmış, dünyanın her yerine değişik parti, örgüt, dernek, yapılanma olarak dağılmış teşkilatını tek bir çatı altında toplamak istedi ve kurduğu yeni “çatı örgütüne” “KCK” adını verdi.

Dünyaya dağılmış ne kadar Apocu yapılanma varsa, ister Türkiye’de, ister Suriye’de, Irak’ta, İran’da, Almanya’da, Avustralya’da, Amerika’da olsun hepsi, bu tarihten itibaren “KCK şemsiyesinin” altına girdi.

*

KCK, örgütün anayasası olarak bilinen bir “sözleşme”- ye tabidir. Bu sözleşmenin 11. maddesine göre Öcalan bir kişi değil, bir “kurum”dur. “Önderlik” adı verilen bu “kurum” son karar merciidir.

Yani anlayacağınız çok “demokratik(!)” bir yapıdır!

*

KCK kurulduğunda devlet ilk başta nasıl bir yapılanmayla karşı karşıya olduğunu anlayamadı. Uzun süre onu nasıl tanımlayacağını bilemedi.

2009 yılında belediye başkanlarının eline plastik kelepçe vurularak ilk “KCK operasyonu” başlatıldı. Operasyon başladığında KCK’ya “PKK’nın şehir yapılanması” denildi. Sonra da “paralel devlet” adı kondu.

Operasyonun başında, büyük bir kısmı daha sonra “devlet içinde paralel yapı kurmak” suçlamasıyla yakalanan ve şu anda hapiste bulunan Fethullahçı polis şefleri vardı.

*

Çok sonra İmralı’da Öcalan ile HDP Eşbaşkanı Demirtaş bir araya geldi. Pazar günü bir gazetede okuduğum ve her yerde yayınlanan “İmralı tutanaklarına” göre, Öcalan ile Demirtaş arasında Fethullahçılarla ilgili şu diyalog geçmiş:

“ÖCALAN: Eskiden Amerikan yardımıyla okullara süt tozu falan dağıtırlar, böylelikle topluma sızarlardı. Şimdi cemaat bu görevi üstlenmiş. Paralel devleti cemaat yürütüyor ve bunlar şiddete mecbur kılmaya çalışıyorlar.

DEMİRTAŞ: Fethullah Gülen’in görüntülü bir demeci düştü internete. KCK’lilerin, BDP’lilerin evlerine uyuşturucu yerleştirin, sonra da gidip basın. ‘Bunlara terörist deniyordu, şimdi bir de uyuşturucu kaçakçısı falan denir’ biçiminde bir demeçti.

ÖCALAN: Sözlü olarak mı?

DEMİRTAŞ: Evet, kendi ağzından yayınlandı. Ama basın büyütmemeyi tercih etti.

ÖCALAN: Sayın yetkili, bunu not alın, bu çok önemli. Böylece benim dediklerim belgelenmiş, ispatlanmış oluyor. Bu oyunları engelleyemezseniz, paralel devleti önleyemezsiniz biz süreci nasıl götüreceğiz? (Demirtaş’a) Siz de kendinize dikkat edin. Fethullah hoca öyle konuşmuşsa, demek ki devleti ele geçirmişler. Her an buraya kadar gelebilirler.”

Öcalan’ın “Kendine dikkat et” dediği Demirtaş, “paralel, maralel” demeden 7 Haziran seçimleri öncesinde bu “yapılanmayla” can ciğer kuzu sarması oldu. Televizyonlarından, gazetelerinden inmez oldu, toplantılarının baş konuğu oldu.

Yani “önderliğin” sözünü dinlemedi, “kendine hiç dikkat etmedi”.

Bu “dikkatsizlik” bugün de sürüyor.

*

Devletin tam anlamıyla tanımadığı için “PKK’nın şehir yapılanması”, Fethullahçıların “paralel devlet” dediği KCK; şiddeti mutlaklaştıran, “zorun rolüne” yaslanan, despotik, otoriter, kaba, jakoben bir örgüttür. Ona bağlı hangi örgüt, nerede olursa olsun, oradaki egemen ideolojinin dümen suyunda gider. Türkiye’de eski ceberut devletin kalıntılarıyla, kendi düşmanı gibi görünen “paralel yapılanmalarla”, Kemalistlerle, Stalinistlerle işbirliği yaptığı gibi, Suriye’de Baasçılarla, rejimle, Kürt halkının düşmanı yapılanmalarla kol kola girer.

Temel amacı Ortadoğu’yu Apocu bir “demokratik konfederalizmle” yönetmektir. KCK şemsiyesi altında bir araya gelmiş hiçbir Apocu örgütün bir diğerinden farkı yoktur. Hepsi aynı sözleşmeyle yönetilir, hepsinin amacı tektir. Sadece isimleri değişiktir. İster legal olsun, ister illegal, KCK şemsiyesinin altındaki bütün “topluluklar” aynı katı hiyerarşik disiplinle KCK’ya bağlıdır.

O yüzden KCK nezdinde PKK ne ise PYD odur, HPG ne ise YPG odur. Yönetiminde bulundukları bir insan hakları derneği ne ise HDP odur. Sadece bu örgütlerin yeri ve işlevleri farklıdır, ama “temelde” hepsi aynı amaca hizmet eder. Hepsi aynı disiplinle KCK şemsiyesi altındadır ve tek bir konsey tarafından yönetilir.

Kısacası, “PKK ne ise PYD odur” diyen Erdoğan ile Davutoğlu değil, bizzat Öcalan’dır.

Habertürk
16 Şubat 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;