GÜNCEL

Muhsin Kızılkaya : Ankara Şam olmayacak!

Tarih
13 Ekim 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Muhsin Kızılkaya

13 Ekim 2015

“Kara fitne”
yine ava çıktı. Mayıs ayında Mersin ve Adana’da başlayan, aynı ay içinde Diyarbakır’da devamı getirilen ve temmuz ayı içinde de Suruç’ta zirve noktasına çıkan bombalama eylemlerinin tertipçileri yine işba- şı yaptı; Ankara’da benzer bir bomba daha patlattılar ve yine onlarca can eksildik.

Hepimiz biliyoruz. Etrafımızı saran bir yangın var. Biz bu yangının periferisinde kendi iç barışını sağlamak isteyen, serbest seçimler yapan, bu seçimlerin sonuçlarını birkaç saat içinde alabilen Ortadoğu’nun neredeyse tek ülkesiyiz.

Evet demokrasimiz eksik. Aşımız, ekme- ğimiz eksik... İşsizimiz fazla, iş arayanımız çok... Etnik meselelerle uğraşan ama bu etnik meseleyi de herhangi bir ayrılık gayrılık yaratmadan çözmeye çalışan bir ülkeyiz...

Huzur arıyoruz, istikrar arıyoruz... Geçmi- şimizle hesaplaşıyor, kendi kendimize yaptıklarımız için tekrar geriye dönüp kendimize çekidüzen vermek istiyoruz. Son on seneden beri bu konuda bir hayli de mesafe aldık. Tekçi zihniyetten kurtulup kendi içimizdeki çokluğun farkına vardık. O çokluğun bizi eksiltmediğini, tam tersine çoğalttığını gördük. İçimizdeki ayrı inançların bir devlet meselesi olmadığının farkına varalı birkaç yıl oldu.

Fakirliğimizle baş etmek için zenginliğimizin farkına varmalıydık. Kaynaklarımız fazla ama onu işletecek yaratıcı ve girişimci bireyden yoksunduk; Allah’tan son yıllarda bu konuda da mesafe aldık.

Geriye bir tek en önemli sorunumuz olan “iç barış” kalmıştı. Ona da el attık. O konuda da tam mesafe alırken bu kez kendimizi aniden komşularımızda baş gösteren bir çağ yangınının tam ortasında bulduk. Yangın eteklerimize ulaşmadıysa da henüz, ısısından kavrulmak üzereyiz. O yangından kaçan yüz binlerce kişi evimize sığındı. Kendi derdimiz yetmiyormuş gibi bir de onların derdi eklendi dertlerimize.

Eğer bir mahallede sizin eviniz huzurlu bir evse, her gece aşı pişiren ateşin dumanı tütüyorsa bacanızdan, evinize sıcak bir somun geliyorsa, öyle bir huzurun özlemini çeken birçok uzak yakın komşu kıskançlık krizine girer. “Biz bu haldeyken onlar niye öyle?” diye sorarlar ve kendilerini sarmış olan illetin size de bulaşmasını isterler.

Önce komşumuz Bağdat’ı yaktılar. İlmin, irfanın, zenginliğin merkezi, binbir gece masallarının mekânı olan Bağdat bir anda baykuşların öttüğü bir şehir haline geldi. Sonra Şam’a el uzattılar. Şekerle, kaymakla adı özdeş Şam, çok kısa bir süre içinde viraneye döndü.

Geride bu şehirlerle aşık atan tek şehir olan İstanbul kaldı, Ankara da kaldı. Eğer Bağdat ve Şam’ı saran ateş İstanbul’u ve Ankara’yı da sararsa, eğer İstanbul ve Ankara’yı Bağdat ve Şam’a benzetebilirlerse işte o zaman eşitliği sağlamış olacaklar. Yok öyle yağma... Onlar ateş içinde kavrulurken, siz İstanbul ve Ankara’da Kürt’e Kürt, Alevi’ye Alevi diyemezsiniz. Siz Anayasa’nızı değiştirip daha demokratik bir ülke olamazsınız. Siz İmralı’daki Öcalan’la görüşüp yüz yıllık Kürt meselesini silahtan arındıramazsınız. Siz paradigmanızı değiştirip vesayetçi “paşalar rejimiyle” hesaplaşamazsı- nız. Siz kafanızı sakladığınız kumdan çıkarıp etrafınıza bakamazsınız. Siz İsrail’e, Avrupa’nın kibirli devlet ricaline kafa tutamazsınız. Geçmişte neyseniz öyle kalacaksınız. Müstemleke ruhundan uzaklaşmayacak, ürkek, çekingen tavrınızı sürdüreceksiniz.

Ama eğer bütün bunlara “Hayır” derseniz, işte o zaman gardınızı alın! Şam şu halde ne durumdaysa, Bağdat ne durumdaysa İstanbul ve Ankara’yı da o hale sokacağız.

Dünkü Ankara bombasıyla bir kez daha bize bunu söylediler.

Dolayısıyla Suruç’ta patlayan neyse, Ankara’da patlayan odur. Şu anda Türkiye’ye düş- manlık yapan hangi ülkeler varsa, o ülkelerin istihbarat örgütleri Türkiye’nin düşmanı terör örgütleriyle işbirliği yaparak Suruç bombası- nın bir benzerini de dün Ankara’da patlattılar.

Yine biz öldük, hepimiz... Sağcısı, solcusu, Kürt’ü, Türk’ü, Arap’ı, Laz’ı, işçisi köylüsü, sosyalisti, milliyetçisi, hepimiz öldük...

İstanbul ve Ankara’nın Bağdat ve Şam yapılmasına izin vermemek elimizde...

Not: Şu anda ne Facebook ne de Twitter’da herhangi bir resmi hesabım yoktur. Benim adıma bu iki mecrada açılan bütün hesaplar sahtedir. Duyurmak farz oldu.

Habertürk

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;