Sesli Makale

At izinin it izine karıştığı bu dönemde bilinçli bir vatandaş olarak kendimize en çok sormamız gereken soru; aslı varken surete ihtiyaç olup olmadığıdır.

Geçmişteki acı tecrübelerden edindiğim üzere cevabınızın hayır olduğunu duyar gibiyim. Bu manada arayış içinde olanların gayesini sağır sultan bile duydu! Geleceği Erdoğan’sız şekillendirmek istiyorlar hem de S/400 ve Akdeniz’deki kararlılığa rağmen. Bu ülkenin kaderi bu, ihaneti uzakta aramaya gerek yok. Bu memleketi seviyorum deyip aksine davranan o kadar çok insan var ki.

Ankara kulislerinden edindiğim bilgiye göre liderlik yolunda ismi geçen Bildenberg toplantılarının daimi üyesi Ali Babacan Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncularından diksiyon dersi alıyormuş. Alıyormuş almasına da hocalar bu çocuk okumaz, bundan lider olmaz demiş. Hitabet, liderlik doğuştan gelir öyle kursla, diksiyonla olacak bir iş değil.

Kuklaya değil kuklacıya bakmak lazım her daim.

Geçenlerde yirmi yıldır İngiltere’de yaşayan ve iç siyaseti yakından takip eden taksici bir arkadaşımla görüştüm. Söylediğine göre Kraliçenin Gül’ü İngiltere’ye gittiğinde yapılan törenle ABD başkanının karşılanma töreni arasında hiçbir fark yokmuş.

Söz uçar yazı kalır ben bugünden yazayım, vaktinden önce cumhurbaşkanlığı seçimi yaptırma hayali kuranların çatı adayı vaktiyle Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adını öne süren Abdullah Gül’dür. Bu nedenle kimse ondan aktif siyaset ve topa girmesini beklemesin. Bu adaylık da parlamenter sisteme geçiş senaryosunun ilk adımı olacaktır. İmamoğlu taraftarları üzülmesin o da zamanı gelince senaryodaki yerini alacaktır.

Senaryo bu lakin bu topraklarda güzel bir söz vardır; evdeki hesap çarşıya uymaz. Yıllardır first lady olma hayali kuranlar buranın İngiltere sömürgesi olmadığını çok iyi bilsinler.