Yazın doların yükselişe geçtiği günlerde Türkiye'nin tatil beldeleri dolup taşıyordu.
Yerli turist akınıyla lağımları patlayan belediyelerin "Gelmeyin" çağrılarına şahit olduk.
Bodrum'da, 3-4 bin TL'den aşağı çıkmayacağınız balık lokantalarının önündeki kuyrukları anlatıp "bu nasıl kriz" diye sorduğumuzda "insanlar son kez tatil yapıyorlar" diyorlardı.
Dün büyük bir alışveriş mağazasında o "son bir kez" tatil yaptıkları söylenenleri gördüm. Bu kez de "son alışverişlerini" yapıyor olmalıydılar. Kasalardaki yığılmayı anlatamam!
***
Evet, "ekonomik kriz" dediğiniz şey, var mı yok mu, geldi mi, bu o mu, diye tartışılacak bir heyula değil. Geldiğinde, bir fil gibi, üzerinize oturduğunda mutlaka hissedeceğiniz somutbir vaka.
Askerlerin market kapılarında dikilip insanları beşer beşer içeri aldığı, bir üründen iki tane almanın yasak olduğu Venezüella'da olduğu gibi varlığını hiç gizlemeyen bir olgu.
Dolayısıyla yaşadığımız ülkenin birer ortağı olduğumuz ekonomisiyle ilgili gerçekleri söylemekle felaket tellallığı yapmak arasında bir fark var. Çünkü "kriz" varlığı tartışılmasa da varlığını tartışılmaya borçlu olan bir nesne.
***
Hiç yorum yapılmamış
716 kez izlendi
780 kez izlendi
555 kez izlendi
2078 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.