Türkiye Burjuvazisinin Mahallesi olan Boğaz'daki yalılardan 60'ı satılıkmış.
"Yeni zenginler, Katarlılar alıyormuş" dedikoduları şimdiden başladı bile.
Muhtemelen bu hareketliliği, Şerif Mardin'in çevrenin merkeze tazyiki tezi ile açıklayıp "oh" çeken de olacaktır...
"Sermaye el değiştiriyor, ayaklar baş oluyor" diyerek küçümseyen, kaygılanan da...
Bense, ne zaman söz, her baktığımda büyülendiğim Boğaz'a gelse, aynı hikâyeyi hatırlayıp tebessüm ediyorum. Size de anlatayım.
Rivayet odur ki, Rusya'da Bolşeviklerin Ekim Devrimi'nin ardından gemilere doluşup ülkeden kaçan "beyazların" İstanbul Boğazı'ndan geçerken kafaları karışırmış...
Bizim boğaz yalılarının ihtişamını görüp "ulen biz de kendimizi burjuva sanıyorduk, meğer bozkırda sosyetecilik oynuyormuşuz" diyerek söylenirlermiş...
Hatta içlerinde "kahrolsun kapitalizm" diye slogan atıp geri dönen ve Komünist devrime nefer yazılan "burjuvalar" bile olmuş.
***
Tamam, ben de sizler gibi, bu anekdotu ilk duyduğumda Sovyet propagandasının bir ürünü ya da liberal fıkrası diye şüphe etmedim değil...
Ama ülkemdeki "beyazların" son yıllarda çektikleri "sıkıntılara" bakınca neden gerçek olmasın diye düşünüyorum.
Zira bizim kendince beyazlarımız da istemedikleri bir iktidar sivil devrim yaparken geleceklerini batıda görüyorlar.
Pek çoğu çocuğunu dışarıda doğurup bir batı pasaportu almanın peşinde...
Kimi ise soy kütüğünde bir "ecnebi" bulup kapağı dışarıya atmak için hummalı bir kazıda... Bu topraklarda daha zengin olanları ise, emeklilik planları için milyon dolarlık emlaklarını uzaklarda aldılar bile...
Evet, evet, içeride "yapılandırıp" dışarıya "yatırma" durumları.
***
Hiç yorum yapılmamış
712 kez izlendi
776 kez izlendi
555 kez izlendi
2078 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.