Cem Yılmaz, yeni dizisinin reklamına başlamış. Her yerde haberdi; setten paylaştığı fotoğrafının altına şu notu yazmış:
"1996 dan beri setteyim...etti mi sana 27 sene...Mayış 12.800 Allah bereket versin."
Vah vah, içimiz burkuldu. Batsın bu dünya.
İşvereni primini ne kadardan yatırırsa kabul etmek zorunda olan ücretliler ne dese anlarım da sen ne anlatıyorsun hocam?
Yıllardır oyunlarında, röportajlarında ne kadar çok para kazandığını, evlerini, arabalarını bilmem nelerini anlata anlata bıktırdın.
Şimdi neyin edebiyatını yapıyorsun?
Onca para kazandığın halde primlerin asgariden yatmış ki bugün bu "mayışı" alıyorsun.
Zira sosyal güvenlik uzmanlarına sordum; 30 bin, 40 bin, 50 bin TL maaş alan SGK ve Bağkur emeklileri var.
Sen de emekliliğindeki maaşın yüksek olsun istiyorsan, üç beş kuruş daha fazla prim yatıracaktın.
50 yaşında emeklilik hakkını veren devlet bir de Cem Yılmaz'sın diye sana iltimas geçecek değil ya.
Ne garip bir ülke burası arkadaş.
***
ALMANLAR 'SOSYAL DEVLET DE BİR YERE KADAR' DİYOR
Almanya'da Sosyal Yanıtlar Enstitüsü tarafından Bild gazetesi için yapılan bir anket çalışmasına göre Almanlar "çalışmanın gerekli olup olmadığını" sorgulamaya başlamışlar.
Euronews'ün haberine göre, Almanların yaklaşık yüzde 52'si, hükümetin işsizlik, kira ve çocuk yardımı ödemelerine yapmayı planladığı artıştan sonra, aylık sosyal yardım ödeneği ile asgari ücret arasında çok fazla fark kalmayacağını düşünüyor ve gidip bir işte çalışmaya değmeyeceğine inanıyormuş.
Üzerinde konsensüse varıldığı anlaşılan yeni küresel sistem, insanları çalışmamaya teşvik üzerine mi kuruldu?
Böylesi daha mı kârlı?
***
BEN DE LİBERAL DEĞİLİM AMA...
Türkiye'de liberal denilince akla ilk gelen isimlerden Prof. Atilla Yayla'nın dünkü yazıma itirazı var.
Yayla, Hasan Cemal'e ve Murat Belge'ye "özgürlükçü", özellikle de "liberal" dememe, "Bu arkadaşlar hiçbir zaman liberal olmadı, kendilerine liberal de demedi. Lütfen" diye karşı çıkıyor.
Hocanın "Gerçek liberalizm bu değil" hassasiyetini anlıyorum. Zaten pek çok "tescilli liberal" gibi bu isimler de Yayla'ya hiç benzemiyorlar.
Ama Türkiye'nin liberal yazarları diye sorsanız içeride de dışarıda da bu saydıklarım ilk beşe girerler. Yurtdışındaki toplantılara Türkiye'den "liberal" diye kimi çağırıyorlar, bir bakın isterseniz.
Üzgünüm ama böyle.
Ayrıca ben de kendimi liberalim diye tanımlamıyorum. Ama sürekli kendimi olaylar karşısında liberal tavır alırken yakalıyorum. Onu ne yapacağız Atilla Hocam?
***
KDV İNDİRİMİ TÜKETİCİYE YANSIR MI SANIYORSUNUZ?
CHP "Kırtasiye ve giyimde KDV oranı yüzde 1'e düşürülsün" teklifinde bulunmuş.
Okul dönemi başlıyor, kırtasiyeydi, servisti, okul aile birliği haracıydı derken bunalan velilere ilaç gibi gelir diye düşünebilirsiniz. Ama işleyişi biliyoruz...
Kamunun feragat edeceği vergi miktarı tüketicinin değil satıcının cebinde kalır. Etiketlere asla ama asla yansımaz.
Bu arada şu fiyat etiketi işini bir standarda oturtsak. Ürünlerin üzerlerinde alış fiyatı da satış fiyatı da yer alsa.
Zira manavdan kasaba piyasada fiyat satış anında belirleniyor. Kime kaçtan tutturursa, esnafın insafına kalmış artık.
***
Hiç yorum yapılmamış
1720 kez izlendi
734 kez izlendi
497 kez izlendi
569 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.