GÜNCEL

İsmail Kılıçarslan : Salah, Kudüs, İsrail, NATO

Tarih
10 Mayıs 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan

“Hapis ya da esaret bizi Aksa'yı savunmaktan ve Yahudileştirme planlarıyla mücadele etmekten alıkoyamaz."

Böyle diyerek gitti Raid Salah İsrail hapishanesine. Dün başladı 9 aylık cezası. İsrail mahkemesinin hapis cezası için gösterdiği gerekçe mi? Hah. Delisiniz galiba. Söz konusu İsrail olunca ne gerekçesi Allah aşkına? Raid Salah'ın varlığı bizatihi gerekçenin kendisi.

'Kim bu Raid Salah?' diye sorabilecekler için anlatalım kısaca. 1958 doğumlu, her daim güler yüzlü bu Filistinli adam 1989 yılından 2001 yılına kadar Ummul Fahm Belediye Başkanı olarak görev yaptı. Görevi bıraktığı yıl Filistin İslami Hareketi'nin başına geçti. Mayıs 2010'da İsrail'in hukuk tanımaz, ahlaksız saldırısı esnasında Mavi Marmara Gemisi'nde idi. Gemiye çıkan azgın İsrail askerlerinin ölüm listesinin en başındaydı. Onu öldürmeyi çok istediler, ancak başaramadılar.

Türk kamuoyunda daha çok 'Kudüs muhafızı' olarak tanınıyor Salah. Mescidi-i Aksa'nın ve Kudüs'ün Siyonistlerden arındırılması için geceli gündüzlü çalışıyor zira. Allah'tan başkasından korktuğuna şahit olan yok.

Şu cümleler, Salah'ın 2014 yılında gerçekleştirdiği Yeni Şafak ziyareti sırasında yapılan söyleşiden: 'Şunu iyi bilmemiz gerekiyor ki, Mavi Marmara bir kerede gerçekleşmiş, kısa vadeli bir proje değildir. Bilakis, dünyaya ve tüm insanlığa sürekli bir mesajı var, dünya üzerinde yaşayan tüm insanları Gazze'nin ablukasını kırmaya çağırıyor. Bu yüzden defaatle söylüyorum ki, Mavi Marmara'ya ve Mavi Marmara şehitlerine olan vefa korunmalı ve bu davadan vazgeçilmemelidir. Önemli olan çıkış noktasıydı ve bu başarıldı, ilk adımlar atıldı, şimdi onu devam ettirmek bizim boynumuzun borcudur. Sonunu düşündüğümüz zaman sonuç ne olursa olsun kazanan biz olacağız. Bundan asla şüphemiz yok. Zira biz hak üzereyiz, batıl olan ise bu ablukayı koyan İsrail'dir.'

Ve söyleşinin bana göre en önemli cümlesi şudur: 'Türkiye bugün evladına kıyamayan bir anne gibi hassas bir duruş sergiliyor ve tüm mazlumlara kucak açarak bunu bir kez daha gözler önüne seriyor.'

Salah'ın İsrail hapishanesine gireceği haberleri dolaşmaya başladığında aynı anda bir başka haber de dolaşıma girdi. O da, Türkiye'nin yıllardır özenle koruduğu kırmızıçizgisi olan 'NATO'da İsrail'i veto etmek'ten vazgeçmiş olması idi.

Doğrusu önce bu habere tıpkı 'İsrail'le ticaretimiz sürekli artıyor' haberleri gibi yaklaştım. Çünkü AK Parti'nin İsrail'e karşı tutumunu yıpratmaya çalışan kesimlerin bilinçli bir propagandası idi bu. Niçin? Zira Filistin halkından bir şey alıp Filistin halkına bir şey satmak da kayıtlara 'İsrail ile ticaret' olarak geçiyor. Bu önemli bilgiyi saklayarak 'İsrail'le ticaretimiz sürekli artıyor' cümlesini kurmanın insafa gelir bir yanı yok. Söz gelimi ben, Gazzeli ustaların elleriyle yaptıkları bir deri çanta sipariş ettim internetten. Bana gelen çantanın üzerinde 'İsrail yapımıdır' yazıyordu. Hurma, zeytin gibi temel üretimlerde de durum böyle. Bu meselede anlaşılmayacak bir taraf yok yani.

Fakat bu 'Türkiye İsrail'e NATO vetosunu kaldırdı' haberi böyle değil. Olay gerçek.

Yazıyı yazmaya oturmadan evvel, meselenin aslını astarını öğrenmek için pek çok telefon konuşması gerçekleştirdim. Konuştuğum hiç kimse, bu vetonun kimler tarafından ve ne hedeflenerek kaldırıldığına dair en küçük bir bilgi kırıntısı vermedi, veremedi.

İşin aslı, vetoyu kim kaldırmış olursa olsun buna bir tek şartla razı gelinebilir. İsrail'in Gazze ambargosunu şartsız ve süresiz olarak kaldırması. Aksi halde, Gazze'nin kendisini savunmak ya da ambargoyu delmek için yaptığı her girişimin 'NATO'ya saldırı' olarak değerlendirileceği ortada.

Yani acilen, bu veto işinin ne sebeple, hangi saikle, niçin yapıldığına dair kamuoyunun aydınlatılması gerekiyor. Aksi takdirde bolca istifham biriktirecek ve haksız da olmayacağız bu istifhamlarda.

Ne diyordu Raid Salah: 'Biz Türk halkıyla tek bir davanın savunucusuyuz. Kudüs ve Mescid-i Aksa bizi birleştiriyor. Bizim 500 yıllık bir ortak Osmanlı geçmişimiz var. Osmanlı'nın Filistin ve Kudüs'e nasıl sahip çıktığını unutmamak lazım… Sultan 2. Abdülhamid'in söylediği 'Ey Müslümanlar birleşin!' sözünü çok iyi okumak lazım. Bunlar çok önemli noktalar.'

Yenişafak
10 Mayıs 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;