GÜNCEL

İsmail Kılıçarslan : Sahi, 2015’te neler oldu patron?

Tarih
29 Aralık 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan

Martin Heidegger dayımızın Der Spiegel Dergisi'ne 'ancak ölümümden sonra yayınlayabilirsiniz' diye şart koşarak verdiği söyleşi Türkçe'de '1933 Yılında Neler Oldu?' adıyla yayınlanmıştı. Freiburg Üniversitesi Rektörlüğü sırasında ve sonrasında 'ateşli bir Nazi' olmakla suçlanan, hatta bazı Nazi karşıtı bilim adamlarını 'gammazladığı' konuşulan bu enteresan filozofa Speigel'in sorduğu soru açıktı: 'Hain misin?'

Dolayısıyla '2015 yılında neler oldu patron?' sorusu bir bakıma Heidegger'e bir atıftır benim açımdan ve soru nettir: Hain misin?
Bu soruyu biraz daha açayım dilerseniz. 'Hain misin' sorusunun cevabını vermeden önce insan tekinin ya da grubunun 'neye ihanet ederek hain olduğu' sorusunu da cevaplamamız gerekir.

Dünyada ve Türkiye'de 2015 yılı, bu sorunun sorulması ve mutlak surette cevap alınması gereken insanların ve insan gruplarının yılı oldu desek sezadır.

Dünyadan başlayalım. Mesela İran'ı yöneten akla 'hain misin' diye soralım. İki ayrı formda sormamız gerekir soruyu. İlkini 'Suriye'de olup bitene bakarak' sorabiliriz ve evet, İran'ın dünya Müslümanlarına ihanet ettiği sonucuna kolayca ulaşabiliriz. Kendi gündelik çıkarları için 20 milyon Müslümanı ateşe atmanın adıdır çünkü İran. Kendi itikat kitaplarında 'galat-ı şiadır, kafirdir' dediği Nusayrileri sırf çıkar uğruna korumaya devam etmek ihanettir zira. İkincisini ise 'İmam Humeyni'nin yaptığı İslam devriminin haini misiniz?' diye sorabiliriz. Ancak alacağımız cevap çetrefillidir. Ben, İran İslam Devrimi'ne ihanet eden bir yönetici akıl görmüyorum İran'da. Doğrusu, bu devrimin en başından beri 'İran Şii Devrimi' olarak ele almadığımıza yanıyorum. Yani başından beri bu devrimin amacının dünya Müslümanlarını da içine alan bir genişlikte değil, sadece 'İran'ın yüksek çıkarları üzerinden' kurgulandığını düşünüyorum. Yine ve maalesef İran İslam Devrimi'nin vaktiyle bizde oluşturduğu iyi niyetin yanlış ve boş bir iyi niyet olduğunu düşünüyorum.

Diğer yandan IŞİD'e de 'hain misin' diye sorabiliriz. Alacağımız cevap 'kesinlikle evet' olacaktır. Malum, IŞİD denilen yapının ilk ihaneti El Kaide'ye olmuştur. El Kaide'nin merkezi yönetimine ihanet ederek kurulmuş bir örgüttür. Ardından, Suriye başta olmak üzere dünyadaki tüm Müslümanlara ihanet ettiklerini de kolayca söyleyebiliriz. Mısır'dan Ürdün'e, Fransa'dan Suriye'ye değin IŞİD'in yapıp ettikleri 'dünya Müslümanlarını köşeye sıkıştırmak'tan öte bir anlam ifade etmemektedir. IŞİD'in ameli, 'bugün Müslümanların işini zora sokacak ne yapabilirim?' sorusuna cevap vermekten ötesi değildir.

Gelelim Türkiye'ye… 2015 yılının 'uzak ara ihanet şampiyonu' PKK ve onun siyasal uzantısıdır. Yaptığı en keskin ihanet ise 'barış' kavramınadır. 6-7 yılda özenle, toplumun bütün katmanlarını ikna ederek oluşturulmaya çabalanan barış, kimin niçin yaptığını bilmediğimiz birkaç eylemden sonra rafa kaldırılmıştır PKK ve siyasi uzantısı tarafından. Böylelikle hem Kürtler hem de Türkler, ellerine geçen büyük bir şansı harcamışlardır. Şu esnada hem örgüt, hem de devlet 'bu şansın bir daha geri gelmeyeceği' varsayımından hareket etmektedirler. 90'lı yılların o karanlık atmosferini yaşamayı kimler istiyorsa hedeflerine ulaştılar. Kürtlerin ve Türklerin birbirlerini öldürdükleri o korku düzlemine geriledik. Bu 'ihanet'i planlayanlar amaçlarına ulaşmış görünüyorlar. Barış rafta, savaş ise yanı başımızda. Üstelik kan dökülmeden bu işi sonlandırabileceğimize dair umutlarımız da elimizden alınmış durumda.
Tabii, 'hainlik' kelimesinin hakkını sonuna kadar veren malum yapıya da bir paragraf açmak lazım. 2015'e İran düşmanı olarak başlayıp yılı İran dostu olarak kapatmalarının, nefret ettikleri ulusalcılarla ittifak etmekten çekinmemelerinin, durmaksızın memleketlerini emperyalist ağalarına şikayet etmelerinin, beddua seanslarının, akıl tutulmalarının altında yatan büyülü kelime 'hainlik' bana kalırsa. Üstelik ihanetleri, senelerce birlikte yol yürüdükleri siyasal iktidara değil tüm Türkiye'ye yönelmiş halde. Şu ana kadar yapıp ettikleri, bu saatten sonra yapıp edebileceklerinin de birer ispatı. Rusçu, Amerikancı, İrancı, Fransacı, İngiltereci falan olabiliyorlar sürekli. Bir tek 'buracı' olmayı, bir tek 'Türkiyeci' olmayı başaramadılar. Hırsları maalesef körleşmeyi de beraberinde getirdi.

'Yaşanmasa olurdu' diyeceğim bir yıl olarak kalacak aklımda 2015. Tıpkı 2014 gibi, 2008 gibi, 1997 gibi… Durmaksızın köşeye sıkıştırılarak, durmaksızın 'yaşama hakkınız yok' denilerek geçen bir yıl. Ve her gelen yıl, geride kalan yılları aratacak bir performansla geliyor.

Ne diyordu Heidegger: 'Ne bekliyordun ki? Dünya yangın yeridir yeğenim. Yangının sahibinden başkasına avuç açmaya billahi değmez.'

Yenişafak
29 Aralık 2015 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;