Sesli Makale

Macaristan'daki mezar taşını her zaman hatırla!

Ki şöyle yazıyordu: '145 yıllık Türk egemenliğinin son Buda Valisi Abdurrahman Abdi Arnavut Paşa bu yerin yakınında, 1686 Eylül ayının 2. günü öğleden sonra, yaşamının 70. yılında maktul düştü. Kahraman düşmandı, rahat uyusun.' Mesele dostluk, düşmanlık meselesi değil. Dostu olanın düşmanı, düşmanı olanın dostu olur her daim. Lakin düşman ellerinde kalsan senin de mezarına 'kahraman, dürüst, adil' yazarlar mı? Düşmanının bile saygısını kazanacak bir hayat sürmeyi başarabiliyor musun? Bunu önemse.

Haset eden olma!
Kimsenin sahip olduklarını kıskanma. Hele dostunsa, sahip olduklarıyla gurur duy. 'Allah niçin ona veriyor da bana vermiyor' cümlesi insanı çürütür, kokutur, çöpleştirir. Ayrıca sen kim oluyorsun da Allah'ı ve yarattıklarına ihsan ettiğini sorgulayabiliyorsun? Haset, taşı bile çürüten kötünün kötüsü bir haslettir. Bundan sürekli kaçın. Başkasının sahip olduğunu dert etmek yerine, kendin için doğru, güzel, bereketli olanı aramakla geçir vaktini. Şöyle olsun her daim duan: 'Allah'ım, hayırlısı ise nimetini hem bana hem de hakkında hayır murat ettiğin herkese ihsan et.'

Sakın ola 'bunu ben başardım, bunu ben yaptım' deme!

İnayet, ihsan ve lütuf kelimelerini bir an olsun aklından çıkarma. Allah'ın sana ihsan ettiği her ne ise onunla böbürlenme. Hiçbir şeyin sahibi ve yapıcısı olmadığının bilinciyle dolaş yeryüzünü. Çocuğuna bile bakıp 'ne güzel yapmışım' deme, 'Yaratan ne güzel yaratmış' de. Bir nefes dahi fazlasını yaşayamayacağın şu dünyada kendinde bir güç vehmetme, kibirlenme.

Popüler kültüre karşıysan, ona karşı olduğunu göster!

Gazetede bir köşe işgal etme. Fikirlerini sosyal medya üzerinden insanlara ulaştırma. Twitterda 135 bin takipçin olmasın. Televizyonda program yapma. Eğer bütün bunları yapıyorsan dönüp şöyle de kendine: 'Ben bizatihi popüler kültürün bir unsuruyum ve neye karşı çıktığım konusunda en ufak bir fikrim yok.'

Dostlarını önemse!

Hayattaki en sahih başarının 'insan biriktirmek' olduğunu bir an olsun aklından çıkarma. Güçlükle, emek vererek, ter dökerek oluşturduğun dostluklarını çarçabuk yele verme. Dostluğun fedakârlıkla, iyi niyetle, güvenle ilerlediğini aklından çıkarma. Sırtını yaslayabileceğin dağ gibi dostlarını çok ufak pahalar karşısında gözden çıkarma. Dostuna yakın, düşmanına uzak ol.

Bir yeri yönetiyorsan adaletten ayrılma!

Kimin gerçekten yol arkadaşın, kimin kötü niyetlerini gerçekleştirmek için kuyunu kazan olduğunu görebilecek ferasetin olsun. İnsanların dertlerini dinle. En zor anında yanında duranları bu kadar kolay harcama. Şımarığı, kabiliyetsizi, yağcılık edeni, karşında el pençe divan durup ardından oyun kuranı yanında tutma. Hakiki ile sahteyi, yetenekli ile yeteneksizi, dik duranla omurgasızı birbirinden ayıracak basiret niyaz et Allah'tan. İnsanlarla konuş. Konuşmaktan değil konuşmamaktan zarar geleceğini unutma.

Sabırlı ol!
Tüm hesapların bu dünyada görülmesi gerektiğini düşünüp de kendini zelil etme. Bırak sana zulmedenler kendi zilletlerinde boğulsunlar. Bırak sana haksızlık edenler kendi haksızlıklarını anlayacakları güne kadar oyalansınlar. Hesabın kesininin o büyük günde olduğunu unutma. Boynuzsuz koçun boynuzlu koçtan hakkını alacağı o büyük gün gelip çattığında yüzünü yere yıkan, 'bilmiyordum' diyen, 'doğrusu ben zulmedenlerden olmuşum, veyl bana' diyerek inleyen olmamak için sabret. Ertele. Ötele. Elbette herkesin yaptığının karşılığını alacağı gün gelecek. İstemez misin yüzü gülen sen olasın ve istemez misin başı öne düşen başkaları olsun.

Ve şu beyti de asla unutma: 'hazır ol cenk ü cidale / ister isen sulh u salah'

Yenişafak
29 Mart 2016