Sesli Makale

23 Aralık 2014

‘Biliyorsunuz, sayın genel başkanımız Doktor Devlet Bahçeli Bey, 17-25 Aralık haftasını yolsuzluk ve rüşvetle mücadele haftası olarak ilan etti... Burada MHP olarak sayın genel başkanımızın talimatları doğrultusunda Türkiye’nin dokuz vilayetinde 17 Aralık’tan başlamak kaydıyla, bu haftayla ilgili çeşitli konferanslar tertip ediliyor. Bursa’mızda da 20 Aralık’ta bu konferansın tertip edilmesi düşünüldü. Bu konuyla ilgili ben kendim, şahsım olarak Semih Pala Beyi aramak suretiyle Merinos’taki Orhan Gazi Salonu’nu kiralamak istediğimizi, bir faaliyetimiz olacağını kendilerine ifade ettim. Sağolsun gerekli talimatları ilgili arkadaşlara verdiler ve salonun parasını yatırdık.’ 

Bu konuşmayı oldukça sakince, zaman zaman gevrekçe gülümseyerek yapan adamın adı Hasan Toktaş. MHP Bursa İl Başkanı. Toplam 20 dakika süren konuşmasını nerede yapıyor dersiniz? Bursa Büyükşehir Meclis’inde... Peki, belediye meclislerinde siyasi partilerin il ya da ilçe başkanlarının, yetkililerinin konuşması olağan bir durum mu? Elbette hayır. Peki istisnai şekilde kendisine izin verilen Hasan Toktaş’ın meclis toplantısında ‘siyasi şov’ yapma hakkı var mı? Elbette hayır.

Meraklısının internetten kolayca ulaşabileceği bu konuşmada Hasan Toktaş, içinde bakan çocukları, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış gibi isimlerin de geçtiği oldukça siyasi bir konuşma yapıyor.

Dikkat isterim. Bir il başkanı, siyaset yapamayacağı bir yerde, yani belediye meclisinde, kendisine nezaketen verilmiş söz hakkını, hükümeti yolsuzluk ve hırsızlıkla suçlayarak kullanıyor. Neresinden bakarsan pek âlâ bir güldürüklü temaşa.

Peki bu güldürüklü temaşanın müsebbibi kim? Bursa Kent Konseyi Başkanı, Atatürk Kongre Kültür Merkezi Genel Koordinatörü, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı ve BİNTED Ortaklar Kurulu Başkanı sıfatlarının tamamını aynı anda kendisinde barındırmayı başaran Mehmet Semih Pala. Zira Hasan Toktaş, salondaki etkinliğin saçma sapan bir gerekçeyle iptalinden sonra defalarca aradığı Semih Pala’ya bir türlü ulaşamıyor ve Toktaş da doğal olarak meseleyi büyütüyor.

Şimdi...

Bursa’da adam kıtlığı varmış gibi bu birbirinden önemli dört görevi de üstlenen bu Semih Pala’yı nereden hatırlayalım biz?

İsterseniz şuradan: 17 Aralık süreci sonrası Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin hiçbir birimine Zaman Gazetesi alınmaz olur. Bütün belediyede sadece tek bir isim, Semih Pala ‘Zaman’ı almaya devam edeceğim gibi, aynı zamanda bundan böyle her sabah odama bir de Bugün Gazetesi istiyorum’ der. Bu durum, yapılacak küçük bir fatura ve evrak araştırmasıyla rahatlıkla ortaya çıkarılabilir. Oradan hatırlayalım.

Ya da şuradan: 17 Aralık süreci sonrası paralel örgütle hükümet canhıraş şekilde mücadele ederken bu zat-ı muhterem ne yapıp ediyor ve bu örgütün bir organizasyonunun yapılmasını sağlıyor. Oradan hatırlayalım.

Dikkatli okurlarım şuradan da hatırlayacaktır: Hani bir Servet abi vardı. Servet Hocaoğulları. TRT Haber ekranında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan sitayişle bahsettiği bir programın ardından belediyedeki görevine son verilmişti. İşte o ‘işten atma operasyonu’nu, kankisi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Seyfettin Avşar ile birlikte organize eden isim Semih Pala idi. Oradan hatırlayalım.

Anlayacağınız, başkanının durmaksızın ‘paralel örgütle mücadele ne pahasına olursa olsun sürecek’ dediği bir partinin belediyesinde, bir görev yetmezmiş gibi dört görev birden verilen adamların hali bu.

Diyeceksiniz ki, ‘kardeşim, MHP bu etkinliği yapmasın mı, onu mu istiyorsun?’

Elbette hayır. Ben, siyasi partilerin kendilerini doğru düzgün şekilde ifade etmelerini çok önemserim. Elbette yapmalılardı o programı. Ancak Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesindeki bir salonda değil. Zannediyorum, CHP’li Nilüfer Belediyesi seve seve salon temin ederdi bu etkinliğe.

Ya da şu... Madem salonunu bu etkinlik için tahsis ettin, salonun parası da ödendi. ‘Ama siz bu etkinliği halka açık yapıyormuşsunuz. Bizim bundan haberimiz yoktu’ gibi saçma sapan bir gerekçeyle etkinliği iptal edeceğinize, bu etkinliği yaptırır; bu etkinliğin yaptırılmasını sağlayan Semih Pala’dan da hesabını çatır çatır sorardınız.

Fakat zannediyorum Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde bırakın kendisinden hesap sorulmasını, bütün hesapları Semih Pala’nın kendisi soruyor.

Şehirdeki bütün çekirdekten AK Partililerin bir şekilde ‘iyi bir adam’ olan Recep Altepe’ye kırgın olmaları tesadüf mü? Ya da şöyle soralım: Aslında iyi bir adam olmak, bir şehri yönetmeye yeter mi?

Ne diyordu Tagore: ‘Ben bu hikâyede en çok Ahmet Davutoğlu’na üzülüyorum demiştim değil mi yeğenim? Hala ona üzülüyorum vallaha. Bu adamlarla ne yapacak, ne yapabilecek bilmem. Allah yardımcısı olsun.’


Yenişafak