Sesli Makale

18 Kasım 2014...
“İyi günler, ben Kadıköy Asayiş Büro Amirliği’nden arıyorum. Ben polis memuru ..M.C.. Müdürlüğümüze kadar gelip ifade vermeniz gerekiyor...”

‘Sabah sabah bir arkadaş benimle kafa buluyor’ diye düşündüm. Ama ‘devam etsin bakalım, olay nereye gidecek’ diyerek cevap verdim;

“Tamam... Mevzu nedir?...”

“Hakkınızda suç duyurusu var. Tuzluk falan demişsiniz... Sosyal medyada paylaşmışsınız... Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bize gelen dosya var. İfadenize baş vuracağız...”

Emindim artık... Kesin tanıdığım biri benimle kafa buluyordu... Zira kendisine (Nisan 2014’te) ‘Tuzluk ve Ulan’ dediğim için hakkımda suç duyurusunda bulunmuştu Hakan Şükür... Savcıya ifade vermiştim... Karar açıklandı ve 2014/37135 No’lu ‘Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın’ evrakı bana gönderildi...

Yani ortada suç yoktu. Daha ne olsun?! Kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermişti savcı...

Ben de ne yaptım...

Bu evrakı (adres gibi kişisel bilgilerin olduğu bölümleri gizleyerek) Twitter üzerinden paylaştım.

Dedim ki; ‘Bakın elimde savcı kararı var... Tuzluğa tuzluk demek suç değilmiş..., Anladın mı lan tuzluk...’

Şimdi dönelim sabahki telefona...

Konuşmanın devamında; ‘Tuzlukla ilgili kararı biliyorsun... Şaka mı bu..., kimsin sen?...’ dedim...

Karşımdaki gayet ciddiydi;

“Efendim, müdürlüğe kadar gelmeniz gerekiyor... Ben polis memuru M.C...

Evet, şaka değildi... Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan dosya gelmişti...

Uzatmayalım... Gittim ve ifademi verdim... (Bu arada polis memurları M.C. ve ifademi alan S.A. çok iyi ve babacan insanlar... Çok yardımcı oldular, buradan bir daha teşekkür ediyorum...)    

Suç duyurusu aynıydı... Üstelik savcının ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararını da eklemiş Hakan’ın avukatları...

Kısacası savcının suç değildir dediği ‘tuzluk ve ulan’ı bir daha kullandığım için hakkımda suç duyurusunda bulunmuş Hakan...

Akıllara zarar!...

Savcı ‘suç yok’ diyor, aynı ifadeler üzerinden bir kez daha şansını deniyorsun!...

Neden?...

(Hiç tanımadığın!) paralel bir savcıya denk gelir de, soruşturma davaya dönüşür diye bir ümidin mi var Hakan?!...

Bak şimdi, iki ihtimal var;

Savcı ya;

‘Daha önce de kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği için, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veriyoruz...’ diyecek!...

Ya da,

‘Daha önce kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vardı ama, suç olmayan şeyi iki defa işlediği için bu sefer kovuşturalım bari...’ diyecek!...

Hepsine eyvallah..,

Lakin şunu da unutmayın...

Hakan Şükür de, ‘bana tuzluk dedi’ diye mükerrer suç duyurusunda bulunan milletvekili olarak tarihe geçecek!...

‘Tuzluk’ lafından bu kadar alınan biri olarak, ‘tuzluk’luğu tescil edilmiş olacak...

Bu arada ben de yine ‘tuzluk suçu’ işlemeye devam edeceğim...

Anladın mı lan tuzluk!...

...
Yenişafak