Sesli Makale

“Kehanet” telaşında değilim; ancak eldeki somut veriler bize 2022 senesinin çok zorlu geçeceğini gösteriyor. Bu zorluğun sonunda “cihanşümul bir başarı” gelecek mi? Bakalım...

Başkan Erdoğan ve hükümeti Ankara üzerinden “küresel arı kovanına” çomak sokmakla kalmadı bir de “çakal inine” çomak soktu. Uyuyan birçok “hücreyi” uyandırdı, ağababaları rahatsız etti, faiz havuzunda “keyif viskisi” içenlerin konforunu bozdu.

Buna mukâbil “içerideki muhalefet” bir türlü yerli ve milli görünüm sergileyemiyor. Bu durum gelişmiş Türkiye’nin ilerlemesine karşı “bir cephe daha” açıyor ve yurtta oluşan pozitif gücü “sömürerek azaltma” çabasına dönüşüyor. Bu sebeple CHP, İyi Parti, HDP ve diğerlerinin toplam oy oranı bugüne dek %50’yi hiçbir vakit geçemedi. Sanırım dövizin değer kaybetmesi onlarda “oylarındaki değer kaybı” hissine sebep oldu.

Genel başkanlar düzeyinde “ABD büyükelçisi” ile defalarca toplantılar düzenliyorlar ve toplantı içeriğini açıklamıyorlar. Muhalefet yetkilileri “IMF heyetleri” ile görüşüyorlar, fakat ne konuştuklarını bilmiyoruz.

2022’de daha çok saldıracaklar!

2022’de daha çok algı yapacaklar!

2022’de daha çok yalan söyleyecekler!

2022’de Erdoğan’ı devirmenin türlü yollarını içeriden ve dışarıdan verilen akılla deneyecekler! Erdoğan’ı devirmek için devletin DNA’sına zarar vermeyi çoktan göze aldılar.

19 yılda görülmemiş topyekûn bir sosyolojik ve ekonomik saldırı hazırlığındalar!

Bunları afâki söylemiyorum. Tüm detaylar, göstergeler, kulisler, arka kapı konuşmaları, merdiven altı görüşmelerin bize yansıyan yorumları bu durumlara işaret ediyor. Kılıçdaroğlu, “Geliyor gelmekte olan” derken kendisini mi kastediyor sanıyorsunuz?

Onlar için önemli olan Erdoğan’ı devirmek! Ve işte tam da bu sebeple Cumhurbaşkanı adaylarını hâlâ açıklamadılar! Çünkü onlar için hangi adayın kazanacağı ve ülkenin nasıl yönetileceği değil; Erdoğan’ın gitmesi önemli! Erdoğan niye gitsin?

Tekrar soruyorum; onlara göre Erdoğan niçin devrilmeli?

Bir hamlede döviz köpüğünü erittiği için mi? Ayasofya-i Kebir Camisi’ni açıp turist ayaklarının bastığı secdegâha halılar serdiği için mi? “En alt gelire sahip vatandaşımın hukukunu korumak benim vazifem” diyerek kendisini yönetici değil adeta “Halkın ve Hakk’ın hizmetçisi” gördüğü için mi? Mesela sözde sol siyasetin Cumhurbaşkanı seçtirdiği Ahmet Necdet Sezer de halkın hizmetçisi miydi?

“ADAM KAZANDI”

Dövizin bir gecede %50 değer kaybetmesi ve Türk Lirası’nın aynı oranda değer kazanması sokaktaki vatandaş için; “Zor zamanda yine Erdoğan başardı” duygusu oluşturdu. Bu duygunun oluşmasında muhalefetin payı büyük! Çünkü onlar; “Türkiye battı, bitti, çöktü” diyerek çıtayı aşırı biçimde aşağı çektiler. Başkan Erdoğan hamle yapınca da “Normalin üstündeki başarı” bu kez “Olağanüstü başarıya” dönüştü. Sonuçta Başkan bir kez daha sağ gösterip sol vurdu.

“2022 VE GELİYOR GELMEKTE OLAN”

Ben artık Kılıçdaroğlu’nun “Geliyor gelmekte olan” sözünün bir darbe imâsı olduğunu düşünüyorum.

Çünkü kendisi şu ana kadar neyin geldiğini bir türlü söylemedi. Partisinin ismi halk ama her şeyi halktan gizliyor. Adaylarını gizliyorlar, gelecek olan şey her ne ise onu gizliyorlar. Sonra da dönüp, “Erdoğan’ın gizli ajandası var” diyorlar. Artık bu iş kereviz tadı verdi! Kabak tadı da vermiş olabilir, ama kesinlikle iyi bir tat vermedi.

“2022’DE NELER OLUR?”

*Türkiye’de alım gücünü aşağı çekmek isteyenlerle mücadele devam eder.

*Döviz dalgalanmalarına karşı yeni yöntemler geliştirilir.

*Fazladan Türk Lirası basılmadığı için paranın değerini korumada farklı argümanlar üretmek imkanı daima bulunur.

*Yerli doğalgazın cumhuriyet tarihinde ilk kez yoğun biçimde kullanılmaya başlanacağı tarih netleşir.

*İstihdam azalmaz, işgücü artmaya devam eder.

*Üretim ve ihracat yeni yükselişlere imza atar.