SİYASET

Fikirci Bey : I.MAHABAT'ı hatırlayan var mı?

Tarih
04 Şubat 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Fikirci Bey

II.  MAHABAT?

Birkaç bin tane bile olsa o gariban çocukların ellerinde birer keleş, birkaç roket atarla “özerk yönetim” falan kuramayacaklarını o kurbanları oraya koyan Kandil baronları da (Sahi hala Kandil’de plastik sandalyelerindeler mi, yoksa Araplardan gasp ettikleri Resul Ayn’da mı ikamet ediyorlar artık?) gayet iyi biliyorlardı.

Kazanan kim?

Asıl mesele “insanları” kimin kazanacağı idi.

Başta bölgedeki Kürtler olmak üzere Türkiye insanının aklını ve kalbini kim kazanacaktı.

Daha iki seçim arasındaki 3 ayda belli olmuştu HDP-PKK’nin tıyneti. Şu kısaltma o sebeple çok anlam kazanıyor bizim için her kullanımımızda HDPKK!

Meclise siyaset yapmak için gelmeyecekleri, barışı güçlendirmeyip savaşı hortlatacakları, barış süreci dışında bir gündemleri olduğu 3 ayda anlaşıldı ve yerli ve yabancı basında “solun karizmatik lideri” diye yutturulmaya çalışılan beyaz gömlek ve kotlu Selahattin’in aslında terli, kokmuş bir savaş tüccarı olduğu hemen anlaşıldı. Yaldızları döküldü, zaten seçimde de yıldızları söküldü. Türkiye partisi olma iddialarına artık kimse inanmıyor.

Bu savaş, askeri bir operasyon olarak esasen 1 haftada biterdi. Belki de savaşanların istediği de buydu. Hükümete şahin politikalar uygulatıp, Türkiye’ye kendi halkını bombalayan ülke damgasını vurdurmaktı. Eski Türkiye olsa bu oyuna çoktan gelmiş, şimdi kapalı ve kanlı bir diktatörlük içinde debeleniyor olacaktı.

İşte hükümet bu oyuna gelmedi.

Halkı kaybetmemenin teröristleri yok etmekten daha önemli olduğunu biliyordu. Çünkü halk kaybedildikçe artıyordu terörist sayısı.

Hükümet önce iki yıllık barış dönemi ile bölge insanına normal yaşamın ne kadar güzel olduğunu hatırlattı sonra barış sürecini kamuya açık etti.  Barışın tadını alan Kürt halkı da barışı desteklesin diye tek Kürt partisine oy verdi onu meclise gönderdi. HDP işte burada en büyük hatasını yaptı. Sivil siyaset üretmek yerine PKK’nın avukatı oldu. Barışı değil savaşı seçti, böylece hem Türkleri hem de Kürtleri kaybetti.

Yabancı basında koparılan yaygaraya bakmayın. Türkiye Suriye falan olmadı, olmayacak. Ancak anlaşılan o ki, Batılı müttefiklerimizin Ortadoğu ile ilgili gündemleri/planları bizimki ile çakışmıyor. Öyle yüz yıl öncesi gibi eline bir çomak alıp çölde harita çizme döneminin geçtiğinin de farkında değil Batı. Yine “ben burada bu devleti kurdum, oldu” deyince olacak sanıyor. Oysa mesela milyonlarca dolar harcayıp eğitip donattığı Irak ordusu bir hafta içinde ülkenin yarısını IŞİD’e kaptırdı. Daha doğrusu, yıllarca eğitilip donatılan bu yapay ordunun çoğu doğrudan IŞİD’e geçti. Çünkü bir ülkenin ordusu olmak teknik bir iş değildir. Futbol takımı gibi transferlerle kurulacak bir sistem değildir. O ordunun, o sınırları benimsemesi ve savunması gerekir. Bu harcı oluşturamayan Batı daha Irak’ın bile sınırları netleşmemişken, Kürtlere Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile Suriye’deki Kürtlerin Rojova (Cizre, Kobani, Efrin) bölgelerini birleştirecek bir devlet sözü verdi. Havuç çok büyük. Eh gökten silah da indi, PKK’ya da bölgedeki kasabaları etnik bir isyanla ele geçirmek kaldı. Denediler ama olmadı. Etnik isyan başta etnisitenin kendisinden destek bulmadı. Birkaç marjinal solcu, birkaç dünyadan kopuk sözüm ona akademisyen dışında Türkiye’de rağbet görmedi hamdolsun. Hatta bu girişime Türkiye’nin en sağlam damarı milliyetçilikten öyle bir tepki geldi ki, bugün hükümetten nefret edenler bile doğudaki operasyonlara tam destek veriyor.

Bugün DHKP-C Türkleri ne kadar temsil ediyorsa, PKK da Kürtleri o kadar temsil ediyor. Yani hem Kürt hem de Türk halkının aklını ve kalbini hükümet kazandı.

Olacağı şu; ABD Kürtler konusunda Türkiye’ye daha fazla dayatma yapamaz, PYD ve benzerleri ile de Cenevre’nin alt salonlarında görüşebilir. Onlara Türkiye sınırları dışında bir devlet sözü de verebilir. Ama Türkiye’de hiçbir hükümet böyle bir oluşuma bir metrekare toprak bile vermez. Bir Kürt devleti kurulursa Kürtlerde devlet sahibi olmanın verdiği bir rahatlık olur. Ancak Türkiye sınırları içindeki Kürtler için gündem farklı olacaktır. Türkiyeli Kürtler, PKK haydutlarından kurtulup kendilerini temsil eden başka kuruluşlar oluşturur (ki hali hazırda çok sayıda bu nitelikte sivil toplum kuruluşu var) ve barış sürecine dönerler. Her iki halkı da memnun edecek bir anayasa hazırlarlar.

Ha, siz Rusya’nın Suriye’deki “kahramanlıklarına”, Putin’in artistliklerine bakmayın. Rusya henüz orada Batı’nın tam olarak istemediği bir şey yapmıyor. Yoksa NATO ipini çoktan çeker. Rusya, 1940’ların ortalarında Kürtler için İran’ın Kuzeyinde bir Mahabat Kürt Cumhuriyeti kuruvermişti. Hatırlayan?

ensonhaber
4 Şubat 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;