ÇOK önemli adımlar peş peşe geliyor. Tek tek gideceğimize gelin bir potpuri yapalım... Yazının içinde ekonomi alanında genel kabul görmüş görüşlere bağlı olan uygulamalara 'ortodokspolitika' denmesi de Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin "Bizortodoks (genelkabul görmüş) politikaları birkenara koyduk,artık heterodoks" sözleri de olacaktı.
Birleşik Arap Emirlikleri ile olan yakınlaşma da, SİSİ ile olan el sıkışma da, Suudi Prens'in el uzatması da olacaktı. Asıl büyük sorumuz ise "ERDOĞAN SEÇİMLERE GİDERKEN NASIL BİR OYUN KURUYOR?" olacaktı... Bir de MehmetŞimşek'in görev alacağı haberini REUTERS tarafından servisediliyor oluşu... Devam...
Görmesek de hissetmesek de KÜRESEL BİR SARSINTI yaşanmakta. Biz olan biteni Türkiye açısından görmeye gayret edelim... Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar'ın başkenti Doha'da, Dünya Kupası'nın açılışında Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Es-Sisi ile selamlaşıp tokalaştı. Tokalaşma fotoğrafı, iki ülke arasında devam eden normalleşme sürecinde önemli bir adım olarak değerlendirildi. Doğru mu? Doğru... Peki neden ara açılmıştı? Bakalım... 2010 yılının son aylarında Tunus'ta üniversiteli Bouazizi isimli genç kendini ateşe verdi. Bu büyük bir değişim rüzgarı başlattı. Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerine yayılan ve Arap Baharı olarak adlandırılan eylemler, dalgası Mısır'ı da vurdu. ORGANİK görünen olayların arkasında İKİ BÜYÜK GÜCÜN ÇEKİŞMESİ vardı! Şubat 2011'de günler süren sokak eylemlerinin ardından dönemin Mısır lideri Hüsnü Mübarek'in 29 yıllık iktidarı sona erdi.
Haziran 2012'de seçimi Müslüman Kardeşler çizgisindeki Özgürlük ve Adalet Partisi kazandı. YANİ MURSİ... Erdoğan'la Mursi, Türkiye ile Mısır arasındaki yakınlaşma hız limitlerini aştı. Ancak MURSİ'nin yani MÜSLÜMANKARDEŞLER'in iktidara gelmesinden en çok ABD rahatsızdı. Çok geçmeden sokaklar, kaşınmaya başladı.
2013 yılında Mısır'da, Temerrüd adı altında örgütlenen gruplar, Mursi karşıtı kitlesel protestolar düzenledi. Tansiyon iyice yükselip ülkede kontrol elden çıkınca ASKER DARBE yaptı.
Kim? Evet SİSİ... İKİ ÜLKE DOSTLUĞU bir kenara koydu.
Gerilim tırmandı. Karşılıklı BÜYÜKELÇİLER çekildi.
İlişkiler MASLAHATGÜZAR seviyesine indi.
Sisi, 2014'te yapılan seçimi yüzde 97 ile kazandı.
Zaman içinde de iktidarını sağlamlaştırdı.
Mısır'daki Müslüman Kardeşler üyelerine yönelik baskı git gide arttı. Çoğu kaçtı.
Bir bölümü de Türkiye'ye yerleşti. Hatta YAPI ikiye bölündü. İstanbul ve Londra ayağı diye... Mısır'da bunlar yaşanırken, aynı rüzgar değişik bir tonla İSTANBUL'a uğradı. GEZİ EYLEMLERİ başladı. TAKSİM'in göbeğinde 129 YABANCI KANAL YAYIN YAPAR oldu. Erdoğan fotoğrafı gördü. Amaç belliydi. Direndi.
Kazandı. Aynı yıl içinde 17-25 Aralık operasyonları ile ikinci bir rüzgar daha geldi. O akım 15 Temmuz'a kadar giden yolu aralıyordu...
Peki MÜSLÜMAN KARDEŞLER kimdi? İLİŞKİLERİ BİTİREN GİZLİ ÖZNE BUYDU...
Müslüman Kardeşler, 94 yıllık geçmişe sahip bir örgüt.
1928 yılında ilkokul öğretmeni Hasan El Benna tarafından kurulan Müslüman Kardeşler, yıllar içinde Mısır'da, yoksullar arasındaki yardım faaliyetlerinin de etkisiyle önemli bir güce ulaştı.
Örgüt, dünyadaki birçok siyasal İslamcı hareketi etkilerken Orta Doğu ve Kuzey Afrika başta olmak üzere çeşitli ülkelerde örgütle doğrudan veya dolaylı olarak bağlantılı hareketler oluştu.
'Arap Baharı' ile ilk kez iktidara gelme şansını elde etti.
Sonra DARBE oldu. YAPI biçildi. Seçilmişlider, içeri atıldı. Hapisteyaşamını yitirdi. Uzaktanbakınca temel özellikleri IRAK HAREKATLARINDA dagörüldüğü gibi ABD KARŞITI olmalarıydı. Suudlarla ya dabirleşik Arap Emirlikleriylearalarının KÖTÜ olmasınınnedeni buydu. Bölgedetek DESTEK KATAR'dı.
Müslüman kardeşler, KATAR ve TÜRKİYE dışında kimsedenyardım alamıyordu. KATAR bunedenle AMBARGO altındakalıyor, ARAP LİGİ'ndenatılıyordu. Bazı ülkelerkantarın topuzunu kaçırıyor ve MÜSLÜMAN KARDEŞLER'i TERÖR ÖRGÜTÜ ilanediyordu. Suudlar bunlarınbaşında gelirken, BAE de onlarıizliyordu. Garipti RUSYA'da da 2003'ten bu yana yasaklıydı.
Trump döneminde ABD de topa giriyor ve TERÖR listesine kaydı düşülüyordu... Bu ayrım, KÜRESEL bir sonuçtu. Mısır ile Türkiye'nin arası açılınca bu FARKLI YOL bu FARKLIROTA, HAFTER konusunda da, Libya konusunda da kendini gösteriyordu... Hatta Halife Hafter, 2014 yılında Müslüman Kardeşler'i "uluslararası casus şebekesi" olarak adlandırıyordu.
Olayın geldiği yer burasıydı.
Neyse...
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.