Sesli Makale

14 Kasım 2015

İKİNCİ Dünya Savaşı'ndan sonra Bertton Woods'ta Amerika ile Avrupa anlaştı. DOLAR geçerli para olacaktı. Amerika dolar basacak, karşılık olarak da kasasında ALTIN bulunduracaktı. Mesela Almanya ya da Fransa gibi bir ülke, 44 DOLARI götürüp Amerikan Merkez Bankası'na verdiği an 44 ONS ALTINI alacaktı. Anlaşma buydu. Amerika ilerleyen süre içinde bu kuralı bozdu. Fazla basılan dolarlar AVRUPA'ya yığıldı. Dolar bolluğu yaşandı. Haklı olarak Avrupalı devletler, ABD'ye "Al arkadaş dolarını, ver altınımızı!" dedi. Tabii verecek altın yoktu. Gider çok, gelir azdı. Bunun için dışarıdan kaynak bulmalıydı. Altını veremeyince düğmeye bastı. Petrol fiyatlarını TAVAN yaptırdı. Petrol temel ihtiyaç olduğu için fazla dolarlar, Avrupa'dan Ortadoğu'ya aktı. Onlar da ya silah alarak ya da "güvenli liman" diye Amerikan bankalarına paraları yatırarak yeni sistemin kurulmasına yol açtı. Avrupa, burada tarihi gol yedi. Tam bu noktada bambaşka bir şey oluyordu! ARTI DOLARLAR Amerika'ya akıyor ve 1970'lerden sonra bazı oluşumlar ışık hızıyla büyüyordu. Goldman Sachs, Morgan Stanley, Lehman Brothers, Merrill Lynch, Bear Stearns'a bakın! Hatta Citigroup, JP Morgan Chase'e... Bir de yeni kurulan sistemin AIG, MBIA, AMBAC gibi oyuncularına... Ve "Bozacının şahidi şıracıdır!" sözünü doğrulamak için kurulan Moody's, Standart and Poors ve Fitch'i inceleyin. Bu banka yatırım bankası, sigorta ve aracı finans kurumları Avrupa'dan kaçan, Çin ve Japonya'dan gelen FAZLA DOLARLARI toplamaya başlayınca Amerika içinde Amerika'ya kafa tutan bir güç doğdu! Bunların fabrikası, yatırımı, işletmesi yoktu! Ancak PARA BUNLARDAYDI. Yatırım yapan da, dara düşen de, büyüyecek olan da, küçülecek olan da bunların kapısını çalmak zorundaydı. Para vücuttaki kan'dı ve bu onlardaydı. Vatanları, memleketleri, bayrakları, sınırları, milli marşları yoktu. Çıkar neredeyse bunlar oradaydı. Sen devlet olarak çağırmadan gelirler ve sistemlerini kurarlardı. ÜLKELERİ BİRKAÇ GÜÇLÜ AİLENİN YÖNETTİĞİNİ BİLİR VE ONLARLA EL ELE YÜRÜRLERDİ! Aslında iktidarı halka ve devlete vermek istemezlerdi. CFR (The Council on Foreign Relations), Bilderberg ve Trilateral Commission PARANIN GÜCÜNÜ ELİNDE TUTANLARIN merkeziydi. Dünyayı kendi aralarında parsellemişlerdi. Her türlü siyasi oluşumun üzerinde oldukları için de kendi aralarında örgütleniyorlar ve belli sayıda kalıyorlardı. Buraya girmek için tek şart dünyayı bu adamlar gibi görmek ve ülkenizde EKONOMİYİ elde tutacak güce sahip olmanızdı. Müslüman da, Yahudi de, Hristiyan da vardı içlerinde... Sovyetler'in yıkılmasına yol açıp koca ülkeyi ele geçirecek kadar güce sahiptiler. Parayı konuşturuyorlardı... Renkli devrimlerle gençlik hareketleriyle geliyorlardı. Devletlere, ordulara, sınırlara ve kanunlara karşıydılar. Barış ve tüketim istiyorlardı. Tabii faiz de. Devletlerin üzerinde EGEMENLİK kurmak için elele yürüyorlardı. İstanbul'dan Kiev'e geçen Soros'un da dediği gibi "BARONLAR olmasaydı Ukrayna tamamen Ruslar'ın olacaktı" Demek ki bu güç, ULUS DEVLETLER ile çatışıyordu. Amerika da, Rusya da, Türkiye de bundan payını alıyordu. Öyle ya kağıt üzerinde 20-25 milyar doları olan biri koca Rusya ile nasıl başedecekti. Güç arkasındaydı. Konuyla doğrudan ilgisi var! Mesela HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'a bakın! İki günde bir "Türk ordusu silah bıraksın. Barış gelsin. Kardeşlik gelsin!" der! Figen Yüksekdağ da Demirtaş gibidir. "Devlet bölgeden çıksın!" der fırsat bulduğunda... Soros'tan farkları yoktur aslında! Hepsi de DEVLETE karşıdır. İstanbul sermayesi ve medyası ise kontrol ettikleri, sözlerini dinlettikleri DEVLETİ ister ve beslerler. Düne kadarki ilişki böyleydi. "Laiklik elden gidiyor!" dedikleri an asker kışladan çıkardı. Küçük devletçikleri savundukları için PKK üzerinden KÜRTLER'LE kardeşliğimizi engellemek isterlerdi. PKK ile Kürtler'i bir tutarlar, silahı tek çare görürlerdi. Amaç PKK'ya hesap sormaktan çok bölgedeki AYRILIĞI körüklemekti. Zaten PARA POLİTİKASI CFR'nin çizdiği sınırın dışına çıkmazdı. Para, banka, medya onlarda olduğu için de SİYASİLER bu ekibin emri altındaydı. Türkiye bunların laboratuarıydı. Kemal Kılıçdaroğlu'nu da, Kemal Derviş ekibini de, CHP içindeki Selin Hanım'ı da bu ekibe katabiliriz. Hiç az değildirler yani. Her partide vardırlar. Mesela çok ünlü bir zenginimizin MÜZESİNDE Rockefeller'dan gelen övgü dolu bir mektup duvarda asılıdır. İKİ DOSTUN birbirlerini ne kadar iyi tanıdığını buradan anlamak çok kolaydır. Demek ki burada da ABD'de de kendisini DEVLETTEN ÜSTTE görenler vardı. Ve bu İLİŞKİ YUMAĞI, kendilerine karşı olan siyasetçilerden hiç hoşlanmazdı. Erdoğan bunlardan biriydi! EN başta geleniydi! Belki bu güç çok fazla büyüdüğü için, kendilerine gelen DOLARLARIN azalması için petrolün fiyatı düşürüldü! Kim bilir! Amerikalılar hem Avrupa'yı hem de BU SERMAYEYİ kıskaca almak zorunda. Bu nedenle ne soğuk, ne de sıcak savaş olmadığı halde NATO dimdik ayakta ve günden güne güçlenmekte. HASIM yoksa kimin için ayaktaydı! Değil mi? PAYLAŞIM SAVAŞI tüm hızıyla sürüyor. İkinci Dünya Savaşı'na Avrupa'nın zayıflığını görerek giren Amerika, ŞAL gibi gücünü hem Avrupa'ya hem de Ortadoğu'ya attı. Yaşaması için kendisine ait olmayan kaynakları kullanması gerekiyordu. Koca koca gökdelenlerin, cip'lerin, evlerin, lüksün, ihtişamın, Hollywood'un ayakta kalabilmesi için BAŞKA ÜLKELERDEKİ ARTI PARALARIN kendisine akması şarttı! Şimdi de bunları kontrol için savaşmakta! (Inside Job belgeselini alın izleyin) Büyük savaşta büyük mevzilerden biri ORTADOĞU'ydu. Petrolün hükmü bitinceye kadar böyle de  olacak. Soğuk savaş döneminde SAĞ- SOL konuşuyorduk. SAĞ olan herkes için hatta bütün İslam alemi için KOMÜNİZM önemliydi! Tehlike oydu! Herkes karşıydı. Sovyetler dağılınca İSLAM, BATI'nın karşısına konuldu! Peygamberimiz'e yapılan KARİKATÜRLÜ saldırılar Avrupa'yı Ortadoğu'dan uzaklaştırmak içindi. Suriyeli göçmenlerin Avrupa'ya akışı da aynı nedenleydi! Avrupa bunca insanı alamayacağı için aradaki BAĞ giderek zayıflayacak ve ARAPLARDAN "Siz bizim dostumuz değilsiniz!" feryadı duyulacaktı. Peki Avrupa Sykes-Picot'la geldiği bölgeden çekildikten sonra yerine kim gelecekti! Sakın İSLAM'I yeniden keşfeden Türkiye olmasın! Bu nedenle de Erdoğan devamlı saldırı altında kalıyor olmasın!
Düşünün bakalım.
NOT: Araplar'ın başta İstanbul olmak üzere Türkiye'ye akma nedeni ne acaba? Düşünelim. Petro-dolarları çekmek zorundayız. Çünkü petrol sonrası dönemde kimsenin Araplar'a ihtiyacı kalmayacak. Yanlarında sadece biz olacağız. Onlar da bize sığınacaklar. İşte içinden geçtiğimiz şu dönemde TEKNOLOJİK ve KÜLTÜREL DEVRİMİ yapmalıyız.
İleride rahat etmek için!

Takvim