SİYASET

Ergün Diler : Türk ekseni

Tarih
08 Aralık 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Ergün Diler

Ortadoğu son halini almak üzere bir kez daha karışacak.
Daha önce yazdıklarımı hatırlatmama gerek yok. Size saygısızlık olur. Ama bölgenin bize geleceğini onlarca kez burada okudunuz. Birbirimizi iyi tanıyoruz! Çıkar gruplarına, belli patronlara, özenle seçilmiş makamlara ve arka planda kalmaya önem veren ülkelere çalışmıyoruz!
Bu ülkenin çocuğu olarak yaşanacaklara kafa yormak ve bunları sizlerle paylaşmak istedim sadece.
En iyi sizler biliyorsunuz...
Türk askerinin MUSUL'a gideceğini, bölgeye yerleşeceğini, Barzani'nin Türkiye'ye bağlanacağını, yeni düzenin BAŞROLÜNÜ Ankara'nın oynayacağını defalarca yazdık...
Anlayan anladı, anlamayan zaten anlamayacaktı. Kafası da kalbi de bu topraklarda değildi...
Şimdi kaldığımız yerden devam edelim...
Sultan II. Abdülhamit, Musul'da araştırma yapması için ERMENİ KALUST SARKİS GÜLBENKYAN'ı görevlendirdi.
Gülbenkyan bu işi iyi yapan ve bölgede dolaşan biriydi. Lakabı YÜZDE 5'ti... Sultan'a sunduğu raporlarda bu bölgenin PETROL DENİZİ olduğunu yazdı. Bunun üzerine Abdülhamit Han 1888, 1898 ve 1902 yıllarında çıkarttığı üç ayrı fermanla petrol alanlarının hepsini kendi adına kaydettirdi... Bunun üzerine İNGİLTERE hemen bölgeye indi ve İRAN'a yerleşti. İran Şahı Nasreddin, 70 yıllığına ülkesinin petrollerini ROTHSCHILD ailesine vermek zorunda kaldı! Julius de Reuter, Rothschild ailesi adına görevi tamamlıyor ve büyük bir operasyona imza atıyordu!
Bunun üzerine Sultan, Almanlar'a yanaşmak zorunda kaldı. 1904 yılında Alman Deustche Bank'a Bağdat Demiryolu ve her iki tarafında 20 kilometrelik şeritlerde maden işletme hakkı verdi... Almanlar görevlerini yerinde ve zamanında yapamayınca gönderildi... 1908'de yönetimi ele geçiren İttihat ve Terakki, SULTAN'ın mallarına el koydu!
Musul'da PETROL sevdamız bitmedi. Para yoktu. İmkanlar sınırlıydı. Bu nedenle 1912'de % 50'si Türk Maliyesi'ne, % 25'i Alman Merkez Bankası ve % 25'i Royal Dutch/Shell'e ait Türk Petrol Şirketi (Turkish Petroleum Company) kuruldu.
Daha sonra bu Anglo-Persian Company, Deutsche Bank ve Shell grubuna ait bir ortaklığa dönüştü. Savaştan sonra da HİSSELER yer değiştirdi. YÜZDE 25 Fransızlar'ın, YÜZDE 75 ise İNGİLİZLER'in oldu. İngilizler o kadar akıllıydı ki Amerikalılar'ı uzak tutmak için kendi hisselerine ortak yaptı... Bu noktadan sonra TÜRKLER denklemde yoktu... Kırmızı çizgiler belirlenmiş ve İstanbul dışarıda kalmıştı!
Ne ARAP coğrafyasında ne de Musul'da vardık artık...
Yıllar sonra bir BÜYÜK savaş daha yaşandı... Dengeler sarsıldı ama değişmedi. Ortadoğu ve Afrika aynı kulvarda gidiyordu. 2001'de IRAK'ın bölünme kararı alındı. Bu aynı zamanda Ortadoğu'da 100 yıl önce cetvelle sonuç alanlara kötü haberdi.
Değişim başlayacaktı. Bazı ülkeler tarihten silinip gidecekti.
Irak sallandı. Fiilen üçe bölündü.
Kuzey bölümü yani BARZANİ hemen kartlarını Türkiye'den yana oynadı. Babası gibi GURBETTE zorluk çekmek istemiyordu. Doğduğu topraklarda kuvvetli olmak işitiyordu.
Akıllıydı.
Barzani, soyadını taşıyan herkesin tarih sayfalarından bile silinmesine neden olacak bir risk alarak ERDOĞAN'ın yanında kümelendi.
İçeride İNKAR ve RET politikalarını bırakan Türkiye, Barzani'yi de kucakladı. Türk istihbaratı ve Türk ordusu Barzani'yi koruma altına aldı.
Ankara adım attıkça yabancıların yönettiği DAEŞ Barzani'yi hedefe koydu. DAEŞ daha doğrusu DAEŞ kılığındaki güçler Barzani'ye saldırdı.
Kılık kıyafeti farklı görünen bu güçler aslında Barzani gibi KÜRT'tü. Ama rakiptiler. 100 Kürt, DAEŞ kılığında Barzani'nin canını almaya gelmişti.
Devreye giren yine Türk istihbaratıydı.
Kurtarıldı. Hem canı, hem malı, hem de geleceği TÜRK DEVLETİNİN garantisindeydi. Saldırıyı planlayanlar Barzani'nin evinde misafir ettiği isimlerdi. Kandil'le korkutulan Türkiye MUSUL'a inerek yıllar sonra gereken cevabı veriyordu. Ancak arka planı bilen çok kişi yoktu!
Bizler Irak'ta ve bölgede ne olduğunu anlayamazken Amerikalılar orada ince ve derin araştırmalar yapıyordu... Ankara eski Büyükelçileri James Jeffrey ile Ricciardone kurduğu özel bir ekiple IRAK'ta halkın ne istediğini ölçüyordu. Büyük bir titizlikle... Barzani'nin bilmediğini Amerikalılar biliyordu!
Kürtler'in YÜZDE 91'i Türkiye'ye bağlanmak istiyordu. Barzani'nin kararına saygı duyacaklarını söyleyenler YÜZDE 5'Tİ! Araştırmada YÜZDE 3 ise kararsızdı! Bizi içeride KÜRTLERLE SAVAŞ YAPMAYA davet edenlerin bundan haberi yoktu.
Ya da işlerine gelmiyordu.
Bunları da bilmiyorduk.
Suikastlardan, bombalardan, tuzaklardan, kumpaslardan kurtulan KÜRTLER'i ve TÜRKLER'in onlara yaptığı yardımları hiç bilmiyorduk...
Dünya düşürülen Rus SU-24 uçağıyla ilgilenirken TÜRK ASKERİ MUSUL'da büyük bir KARARGAH kuruyordu. Bizler uçakla ilgilenirken ya da meşgul edilirken Türkiye büyük bir gücü 100 yıl önce çıkarıldığı topraklara yolluyordu. Hem kendisi için hem Kürt kardeşleri için... İçeride ve dışarıda bizi KÜRTLER'LE savaştırmak isteyenler büyük gerçeği saklıyordu: KÜRTLER ANKARA'YA BAĞLANMAK İSTİYOR! İllüzyon buydu! Bunu aştık...
Araplar da aynı şekilde...
Herkes İstanbul'a, Ankara'ya, İzmir'e bakıyordu. Kalpler bağlıydı. Ama gösterilmiyordu. İçeride BİZİ İZLEYEN ve TAKİP EDEN DEVLET yerini bölgede oyun kuran anlayışa bıraktı!
Bu, milattı! Gerisi kolay olacaktı. Zorluk çıksa da aşılacaktı. Amerika ve CIA terörle AVRUPA'yı HADIM ediyor, kimse Ortadoğu'da oyun kuramıyordu.
Ama El Kaide ve DAEŞ'ten sonra MÜSLÜMANLAR'ı kucaklayacak bir güce ihtiyaç vardı. Bu Türkiye olacaktı. Bu nedenle SINIRLAR BİZİM İSTEDİĞİMİZ ŞEKİLDE ÇİZİLECEKTİ. Çizilmeden önce de ORDUYU oraya yolladık. Tek yapmamız gereken GÜCÜMÜZÜ tekrar keşfetmekti. Şimdi yaptığımız bu!
Musul'dan Suriye'nin kıyılarına kadar TÜRK EKSENİ kurulacaktı.
Kürt kardeşlerimizle birlikte... Bütün bu bölgenin yönetimi Ankara'dan sorulacaktı. Yakında imparatorluk kurulacak, İslam ve Müslümanlık İSTANBUL'a bakacak ve akacaktı.
Dengenin bir ucu İSTANBUL olacaktı.
Avrupa VİZEYLE buradan izin alıp Ortadoğu'ya inecekti. Enerji trafiği TÜRKLER'den sorulacak, 100 yıl önce dipçikle masadan attıkları TÜRKLER 100 yıl sonra topuyla tüfeğiyle, aklıyla, gücüyle geri gelecekti!
Bu geri geliş tüm hızıyla sürecekti. BAŞKANLIK gelecek bütünleşme hızla devam edecekti. BATI'nın kendi içindeki ORTADOĞU SAVAŞI vardı. Ama MÜSLÜMAN aleminin de mücadelesi büyüktü. Türkiye dışında gücü, ordusu, demokrasisi, devlet aklı ve geleneği olan BAŞKA ÖRNEK bir MÜSLÜMAN ÜLKE yoktu. Bu nedenle geri gelecek olan bizdik. Büyüyecek olan da... Yakında MINTIKA TEMİZLİĞİ yapılacak.
Dönmemek üzere oralara yerleşmek için... MUSUL SÜNNİ DİRENİŞ noktasıydı. Yani DIŞARIDAN GELECEK TEHLİKELERE KARŞI OSMANLI'nın kalesiydi! İlk adımı oradan attık... Gerisini siz düşünün...
Abdülhamit Han'ın bıraktığı yerden Erdoğan'la devam ediyoruz... "İtirazı olan var mı?" diye sormuyorum.
Var! Biliyorum. Ama önemsiz... NOT EDİN! Yakında görecekleriniz sizi daha da şaşırtacak... BÜYÜK TÜRKİYE ile bir an önce kucaklaşın.
Büyük devlette yaşamanın keyfini çıkartın. Hepimiz BİR olunca hem daha güçlüyüz, hem daha mutlu... GÖRÜN ve UYANIN ARTIK! Aslında SATRANÇ Erdoğan ile KRALİÇE arasında... Onlar yenildiklerini gördü! Ya siz?

Takvim
8 Aralık 2015

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • cemal

    08 Aralık 2015 15:04
    15 0
    güzel bi yazı .ben ülkeme güveniyorum Allah utandırmasın bizleri
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;