DÜNYA

Ergün Diler : Şifre BBC

Tarih
21 Ekim 2023
İzlenme
Kişi
Yazar
Ergün Diler
BEBEKLER, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, hastalar ölüyor yine de BATI'dan ses yok. Daha ne olması gerekiyor bilmiyorum. Ancak SİREN SESİYLE yere kapaklanan BATI bombalar altında can veren çocukları görmezden geliyor.
Dönüp bakmıyorlar.
Bakana da hayatı dar ediyorlar.
İçlerinde tutmuyorlar, yaşam haklarını kısıtlıyorlar.
Önemli bir figür olsanız bile VATANDAŞLIKTAN atmakla tehdit ediyorlar...
Peki neden bu? Niye vicdan yok? Neden kan üzerinden, ölüm üzerinden gidiliyor? Ne amaçla yapılıyor tüm bunlar?
Gelin birlikte bakalım isterseniz...
7 Ekim'den yani HAMAS'ın saldırısından çok önce sık sık "Dünyada sarsıcı bir olay yaşanıyorsa bunun altında iki büyük gücün yani ABD ile İngiltere'nin mücadelesinin izlerini arayın..." notu düşüyordum.
Sanırım anlaşılmayan ve pas geçilen nokta burasıydı. Bu bilinmediği için de gerçekle buluşma imkanı olamıyordu.
Konuyu dağıtmadan İsrailHAMAS savaşına ve Türkiye'nin etrafındaki rüzgara getirelim...
Rishi Sunak vows to stand with Israel in 'darkest hour' - BBC NewsDün bu sütunda Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak'ın Tel Aviv'de adeta itibar suikastı gördüğünü, ikinci sınıf bir diplomat muamelesi ile karşılaştığını aktardım. Bir gün önce gelen ABD Başkanı Biden ise havalimanında Air Force One'ın kapısında karşılanıyordu. Cumhurbaşkanı Herzog gidip sarılacakken Başbakan Netanyahu koşarak ellerini ABD Başkanı'nın boynuna doluyordu. Yarışıyorlardı adeta.
Tüm İsrail DEVLETİ oradaydı...
Doğru? Doğru?
Peki Tel Aviv, Sunak'a gösterdiği tavır ile İNGİLTERE'yi sildiğini ilan mı ediyordu? Kesinlikle. Bu hareket doğrudan KRALİYET AİLESİ'ne yapılmış bir saldırı mı?
Elbette!
Devam...
Sunak karşılanmasa da resmi ziyaretlerine başladı. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile BATI KUDÜS'te bir araya geldi. Hareketlere ve kullanılan dile bakılırsa SUNAK aralıksız "fırça" yiyordu. Diplomasinin dışına çıkılıyor resmen KABALIK yapılıyordu. Herzog, Sunak'a hitaben, "Sizin ve bizim gibi demokrasilerde, müdahale edemeyeceğinizi biliyorum.
BBC'ye dünya genelinde İngilizlerin özel bir bağı var. Bu nedenle düzeltilmesi ve Hamas'ın bu platformda da bir terör örgütü olarak tanımlanması için bir haykırış olmalı" dedi. Herzog, sınırlarından içeri giren bir "terör örgütüyle" mücadele ettiklerini söylüyor İNGİLTERE'den de destek bekliyordu. Daha açığı ABD'nin verdiği AÇIK ÇEK'in karşılığında Londra'ya tepeden bakarak konuşuyorlardı. Bu dilin arkasındaki gerçek ABD'nin gücüydü. Sunak da bunu biliyor yaşayıp öğreniyordu.
İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de, 17 Ekim'de El-Ehli Baptist Hastanesi vuruluyor, 471 kişi hayatını kaybediyordu.
İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalarda hayatını kaybedenler için kullandığı dil tartışma yarattı - Dünya - AYKIRI haber sitesiBBC, İsrail ordusunun, hastane saldırısıyla ilgili İslami Cihad Hareketini itham eden iddialarını doğrulayamadığını açıklıyordu. Yani "EY İSRAİL BUNU SEN YAPTIN" diyordu yayınlarıyla... Tel Aviv de buna karşılık twitter'dan BBC'ye ateş püskürüyordu... Saflar netleşiyordu!
BBC'nin tarihine, kuruluşuna, yayın ekibine, yönetim kadrosuna bakılırsa DERİN İNGİLTERE'nin orada olduğunu görmek zor değildi. "SIR" da değildi bu.
1922'de KRALİYET AİLESİ'nin talimatıyla tüzüğüyle kurulan bir oluşumdu. BBC yani British Broadcasting Corporation DEVLETİN bir yüzüydü. Mesela orada çalışmak görev almak kolay değildi. İngiliz İç İstihbaratı MI5'in onay vermediği bir isim görev yapamazdı. Doğal mı? Son derece...
İşin temelinde BBC ile yani DERİN İNGİLTERE ile İSRAİL'in politikaları uyuşmuyordu. ABD'nin gelip DONANMASIYLA, askeriyle, uçağıyla, gemisiyle Bakanıyla, BAŞKANIYLA durulma el koyması sonucu DIŞARIDA kalan City of London oluyordu. Böylesine acımasız bir şekilde bombalamanın sürmesine rağmen Beyaz Saray'ın "İSRAİL'e sınırsız destek vermesi"nin de altında yatan asıl gerçek İNGİLTERE'yi HAMAS üzerinden bölgede bitirme kararlılığıydı. Maalesef bebekler ölürken dünyanın çatısında başka şeyler yaşanıyordu.
HAMAS'ın saldırısı dünyanın zirvesinde değişikliğe neden oluyordu! Bu nedenle ilk günden bu yana YEREL bakmıyor gördüklerimi paylaşıyordum.
Durum bize gösterilenden çok daha derin ve büyüktü...
Mesela İsrail İç İstihbarat Servisi eski Başkanı Yoram Cohen, Hamas'a ölümcül bir darbe vurulmasının gerekli olduğunu söylüyor "aksi halde caydırıcılığımız büyük zarar görür" diyordu. Yani İSRAİL, ABD'den aldığı talimat gereği durmayacaktı. HAMAS'la sınırlı kalmayacak diğer örgütler de hedef olacaktı. Bu iklimde Lindsey Graham çıkıyor ve "Hizbullah, İsrail'e saldırırsa İsrail'i tehdit ederse bunun İran'a faturası olur.
Bu kez onlar için geliriz.." diyordu.
Bir anlamda "ÖRGÜTLERDEN ELİNİZİ ÇEKİN" uyarısıydı bu.
İran içinde gizli bir kol, tarihi bir kol VATİKAN'a oradan PENTAGON'a uzansa da DERİN İNGİLTERE orada çok güçlüydü. Zaten Londra daha doğrusu City of London orada hakim durumdaydı. TAHRAN bu nedenle yani LONDRA'nın emrinde olduğu için yine LONDRA'nın ABD'nin karşısına çıkarmak istediği büyütmek istediği ÇİN'e sınırsız petrol veriyordu. Destek oluyordu.
Tam da bu nedenle İKİZ KULE saldırılarından sonra ABD bahane bulup AFGANİSTAN'a iniyordu.
İRAN ile ÇİN arasındaki bağı kopartmak için. Şimdi de Biden ORTA ASYA'daki TÜRK CUMHURİYETLERİ'ne el atıyordu. Aynı amaçla aynı motivasyonla...
Örgütleyip hepsini ÇİN'e karşı harekete geçiriyordu.
Rusya da arka planda aynı görevi görüyordu. Biden TÜRK CUMHURİYETLERİ'ni New York'ta toplarken Türkiye ile temastan kaçınıyordu.
Türkiye'nin defalarca yazdığım gibi özellikle 15 Temmuz'dan sonra LONDRA ile yürüme iştahı en çok ABD'nin ayarlarını bozuyordu. Bunun sona ermesini istiyorlardı. Bu nedenle Ankara'nın canını sıkacak eylemlere imza atmaktan da çekinmiyorlardı.
HAMAS'ın saldırısından önce Suriye'nin kuzeyinde bir SİHA'mız ABD'ye ait bir F-16 tarafından düşürülüyordu. NATO içinde aynı ittifak içinde olmamıza rağmen ortaya konulan tavrın izaha ihtiyacı vardı.
ABD, HAMAS saldırısından sonra başlayan fırtına ile İSRAİL'i DERİN İNGİLTERE'den koparıp aldı. Türkiye'nin de aynı çizgide hareket etmesini bekliyordu. TÜM POLİTİKALAR BU TALEP ÇEVRESİNDE GELİŞECEKTİ.
ABD tüm gücüyle PASİFİK'e hareket etmeden önce bölgedeki tüm sorunların çözülmesini amaç edinmişe benziyordu.

yazının devamı 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;