YAZDIM yazmaya da devam edeceğim.
YPG-PKK-DEAŞ- EL KAİDE-ASALA aklınıza hangi terör örgütü geliyorsa gelsin kural değişmez! ARKADA KESİNLİKLE BÜYÜK BİR DEVLET VE ONUN İSTİHBARAT TEŞKİLATI VARDIR...
YPG-PKK olayına da böyle bakmazsak olan biteni anlama şansımız yok. Eğer YPG gibi DEAŞ gibi etkili terör örgütleri meydana getiriliyorsa, onu oluşturan gücün rakibi de oraya sızar! YPG'de olan aslında budur. Suriye'de olan da budur! Açalım.
Ortadoğu'yu bilen çok isim KÜRT KARTININ bölgede öteden beri kullanıldığını bilir.
KAOS için uygun bir karttır! KAOS tarihine bakıldığında onlarca karışıklık, onlarca isim, onlarca örgüt görülür.
Bugün olan ise KÜRT adı altında Suriye'ye inenlerin ABD'nin kontrolünde olduğu gerçeğidir! Çünkü YPG veya PYD, Türkiye sınırları içinde PKK tüm emirleri Washington'dan alıyor. SIR mı? Değil...
ABD'nin bu konuda tek endişesi Fransa.
Çünkü Fransa'da özellikle Paris'te PKK ve YPG'nin güçlenmesini sağlamak amacıyla kurulan tüm dernekler, Fransa Dış İstihbarat Servisi DGSE ile yan yana... O derneklerde görev alan birçok Kürt yetkili de DGSE için çalışıyor. Hepsinde Fransız pasaportu var. Yani Fransa, YPG üzerindeki etkisini bırakma niyetinde değil. Türkiye'nin Suriye'de düzenlediği son operasyonda Fransa ile ABD'nin yan yana geldiğini düşünenler büyük bir yanılgı içinde.
Macron'un tepkisi bunu gösterdi zaten.
İsrail, daima ABD'nin yanında gibi görünse de çok önemli Amerikalı isimler, "İsrail'i korumalıyız" dese de Tel Aviv'de bir güç, Fransa ile işbirliği içindedir.
Hem de çok güçlü bağlarla. Zengin petrol yataklarına sahip olan Golan Tepeleri, Fransa-İsrail işbirliği sonucunda işgal edildi. Ancak Mart ayındaki GOLAN kararı sonrasında Fransa, isyan bayrağını açtı. Çünkü Pentagon, Fransa'yı Golan Tepeleri'nde oyun dışına gönderdi.
Suriye'deki YPG'nin kontrol ettiği bölgeler ile Kuzey Irak'taki petrol yataklarından çıkartılan petrolün önemli bir bölümü İsrail'e gönderildi. Yani bölgede önemli oyuncu, kurduğu ittifaklarla hep İsrail'di. Fransa ile İsrail'in anlaşması elbette Rothschild ailesinin isteğiyle oldu. Çünkü bugün birileri kabul etmekte zorlansa da Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Rothschild ailesinin kitaplarıyla hayata atıldı. Yani ailenin aldığı kararları uygulamak zorunda. Macron bir daha seçilemeyeceğini bilerek bunu kabul etti ve aileyi, Fransa'ya tercih etti.
Aksi takdirde seçilme şansı yoktu. Birkaç yıl önceye gidersek, Fransa'daki terör saldırılarını incelersek, Pentagon'un misillemesi olduğunu anlamakta zorlanmayız.
Çünkü Pentagon, İsrail-Fransa ortaklığının Golan Tepeleri'nden de daha güçlü olacağını biliyordu.
Terör saldırıları planın birinci aşamasıydı. İkinci aşamada da Fransa'nın YPG üzerindeki ağırlığı ve etkinliğinin azaltılmasıydı.
Şimdilik ikinci adımın da başarılı olduğunu görüyoruz.
Şimdi ABD'de bir grup, Türkiye ile anlaşmanın devam etmesini isterken tek şartları Rusya ve dolaylı olarak Fransa ile işbirliğinin azaltılması.
Türkiye, François Hollande döneminde Suriye konusunda bazı anlaşmalar yapmıştı.
ABD bu anlaşmaların da bitirilmesini istiyor. Türkiye de aslında buna sıcak bakıyor. Çünkü bölgede Türkiye ile ABD ortak çalışmanın faydalarını görüyor. Özellikle son harekatın ardından YAKINLAŞMANIN işaretleri fazlasıyla belirdi!
Aynı işaretlere göre yakın zaman içinde iki ülke arasında bazı anlaşmalar olacak gibi...
Ancak bu anlaşmalara karşı çıkan bir ekibin de hala Washington'da etkin olduğunu biliyoruz. John Bolton'a yakın olan bu ekip, Türkiye'nin bölgede etkinliğinin azaltılmasını istiyor. ABD'deki gücü de bunun için kullanmayı düşünüyorlar. Yani Türkiye ile ABD gerilimli ya da gerilimin azaldığı ama tam anlaşmanın olmadığı bir çizgide yürüyecekler. Türkiye de ABD şıkkını tamamen silmek amacında değil. S-400'leri alan ANKARA, PATRIOTLAR'a da yeşil ışık yaktı.
Diplomasilerde tamamen kazanç olmaz.
O nedenle Türkiye, ABD ile Rusya arasındaki dengeyi kendi tarafına doğru güçlendirecek.
Bu da elindeki gücü yani AKDENİZ'i doğru kullanmakla alakalı...
Eğer Türkiye, Akdeniz konusunda doğru kararlar verirse ki böyle olacak, o zaman Ankara tarihinin en güçlü zamanını yaşayacak. Jeopolitik ataklar ve güçlü ordu, güçlü ekonomiyle bir ülkeyi ZİRVEYE taşır.
Türkiye bu yolda hızla gitmekte...
Türkiye denge unsuru olduğu ABD ile Rusya'yı yanına alıp AVRUPA'nın büyük sıkıntı yaşamasına yol açacak... Kaybeden AVRUPA olacak.
yazının devamı
YPG-PKK-DEAŞ- EL KAİDE-ASALA aklınıza hangi terör örgütü geliyorsa gelsin kural değişmez! ARKADA KESİNLİKLE BÜYÜK BİR DEVLET VE ONUN İSTİHBARAT TEŞKİLATI VARDIR...
YPG-PKK olayına da böyle bakmazsak olan biteni anlama şansımız yok. Eğer YPG gibi DEAŞ gibi etkili terör örgütleri meydana getiriliyorsa, onu oluşturan gücün rakibi de oraya sızar! YPG'de olan aslında budur. Suriye'de olan da budur! Açalım.
Ortadoğu'yu bilen çok isim KÜRT KARTININ bölgede öteden beri kullanıldığını bilir.
KAOS için uygun bir karttır! KAOS tarihine bakıldığında onlarca karışıklık, onlarca isim, onlarca örgüt görülür.
Bugün olan ise KÜRT adı altında Suriye'ye inenlerin ABD'nin kontrolünde olduğu gerçeğidir! Çünkü YPG veya PYD, Türkiye sınırları içinde PKK tüm emirleri Washington'dan alıyor. SIR mı? Değil...
ABD'nin bu konuda tek endişesi Fransa.
Çünkü Fransa'da özellikle Paris'te PKK ve YPG'nin güçlenmesini sağlamak amacıyla kurulan tüm dernekler, Fransa Dış İstihbarat Servisi DGSE ile yan yana... O derneklerde görev alan birçok Kürt yetkili de DGSE için çalışıyor. Hepsinde Fransız pasaportu var. Yani Fransa, YPG üzerindeki etkisini bırakma niyetinde değil. Türkiye'nin Suriye'de düzenlediği son operasyonda Fransa ile ABD'nin yan yana geldiğini düşünenler büyük bir yanılgı içinde.
Macron'un tepkisi bunu gösterdi zaten.
İsrail, daima ABD'nin yanında gibi görünse de çok önemli Amerikalı isimler, "İsrail'i korumalıyız" dese de Tel Aviv'de bir güç, Fransa ile işbirliği içindedir.
Hem de çok güçlü bağlarla. Zengin petrol yataklarına sahip olan Golan Tepeleri, Fransa-İsrail işbirliği sonucunda işgal edildi. Ancak Mart ayındaki GOLAN kararı sonrasında Fransa, isyan bayrağını açtı. Çünkü Pentagon, Fransa'yı Golan Tepeleri'nde oyun dışına gönderdi.Suriye'deki YPG'nin kontrol ettiği bölgeler ile Kuzey Irak'taki petrol yataklarından çıkartılan petrolün önemli bir bölümü İsrail'e gönderildi. Yani bölgede önemli oyuncu, kurduğu ittifaklarla hep İsrail'di. Fransa ile İsrail'in anlaşması elbette Rothschild ailesinin isteğiyle oldu. Çünkü bugün birileri kabul etmekte zorlansa da Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Rothschild ailesinin kitaplarıyla hayata atıldı. Yani ailenin aldığı kararları uygulamak zorunda. Macron bir daha seçilemeyeceğini bilerek bunu kabul etti ve aileyi, Fransa'ya tercih etti.
Aksi takdirde seçilme şansı yoktu. Birkaç yıl önceye gidersek, Fransa'daki terör saldırılarını incelersek, Pentagon'un misillemesi olduğunu anlamakta zorlanmayız.
Çünkü Pentagon, İsrail-Fransa ortaklığının Golan Tepeleri'nden de daha güçlü olacağını biliyordu.
Terör saldırıları planın birinci aşamasıydı. İkinci aşamada da Fransa'nın YPG üzerindeki ağırlığı ve etkinliğinin azaltılmasıydı.
Şimdilik ikinci adımın da başarılı olduğunu görüyoruz.
Şimdi ABD'de bir grup, Türkiye ile anlaşmanın devam etmesini isterken tek şartları Rusya ve dolaylı olarak Fransa ile işbirliğinin azaltılması.
Türkiye, François Hollande döneminde Suriye konusunda bazı anlaşmalar yapmıştı.
ABD bu anlaşmaların da bitirilmesini istiyor. Türkiye de aslında buna sıcak bakıyor. Çünkü bölgede Türkiye ile ABD ortak çalışmanın faydalarını görüyor. Özellikle son harekatın ardından YAKINLAŞMANIN işaretleri fazlasıyla belirdi!
Aynı işaretlere göre yakın zaman içinde iki ülke arasında bazı anlaşmalar olacak gibi...
Ancak bu anlaşmalara karşı çıkan bir ekibin de hala Washington'da etkin olduğunu biliyoruz. John Bolton'a yakın olan bu ekip, Türkiye'nin bölgede etkinliğinin azaltılmasını istiyor. ABD'deki gücü de bunun için kullanmayı düşünüyorlar. Yani Türkiye ile ABD gerilimli ya da gerilimin azaldığı ama tam anlaşmanın olmadığı bir çizgide yürüyecekler. Türkiye de ABD şıkkını tamamen silmek amacında değil. S-400'leri alan ANKARA, PATRIOTLAR'a da yeşil ışık yaktı.
Diplomasilerde tamamen kazanç olmaz.
O nedenle Türkiye, ABD ile Rusya arasındaki dengeyi kendi tarafına doğru güçlendirecek.
Bu da elindeki gücü yani AKDENİZ'i doğru kullanmakla alakalı...
Eğer Türkiye, Akdeniz konusunda doğru kararlar verirse ki böyle olacak, o zaman Ankara tarihinin en güçlü zamanını yaşayacak. Jeopolitik ataklar ve güçlü ordu, güçlü ekonomiyle bir ülkeyi ZİRVEYE taşır.
Türkiye bu yolda hızla gitmekte...
Türkiye denge unsuru olduğu ABD ile Rusya'yı yanına alıp AVRUPA'nın büyük sıkıntı yaşamasına yol açacak... Kaybeden AVRUPA olacak.
yazının devamı
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR Tümü
Zekeriya Say : “Yalanın bacağı” artık kırılmalı!
581 kez izlendi
Salih Tuna : Bıyık da yetmiyor
565 kez izlendi
Ergün Diler : Adidas
1479 kez izlendi
Zafer Şahin : AYM’de kimin dediği oldu?
2186 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.