Sesli Makale

17 Nisan 2015

Galiba Türkiye'de bazı şeyler yazılmaya başlandıktan sonra karşı taraf da elini göstermek zorunda kalıyor! Zaten buna da mecburlar. Çünkü düne kadar ne bizler asıl oyuncuyu biliyor, ne de içerideki bir sorunun aslında dışarıdan kaynaklandığını görebiliyorduk...
Partilerle, siyasetle, sandıkla, oyla ilgileniyor ancak bağlı olan ellerimizi "nasıl çözeriz" diye akıl edemiyorduk.
Bir İngiliz devlet adamına bir Türk arkadaşım "Hong Kong'dan çıkış sizin eseriniz!
Canınız yandı mı! Utandınız mı hiç!" diye sormuştu!
Arkadaşım Osmanlı'yı yıkanlara ders verecekti! O acıyı onların ağzından duymak isteyecekti! Amacı buydu...
Adam güldü...
Arkadaşımın gözlerinin içine bakarak "Hong Kong'dan çıkmayı planlarken Dubai çoktan hazırdı!" diye cevap vermiş ve iyice sırıtarak eklemişti: Siz Türkler büyük milletsiniz ama hiç bir zaman ÇIKIŞ PLANI yapmayı bilmiyorsunuz!"
Kabul etmek zor da olsa çıkış planımız hiç olmuyordu! Erdoğan'a kadar siyaset, çıkmaya çalışmadığımız o çarkın işlemesine yarıyordu!
Kimsenin de çıkmak gibi derdi yoktu. Daha problemi göremeyen çok etkili kişiler boy gösteriyordu!
Bizde düne kadar maalesef böyleydi! Bunları yazdığınız zaman KOMPLOCU, bundan çıkmaya çalışan lider olduğunuzda da DİKTATÖR'dünüz!
Önceki gün İngiliz Financial Times ağzından baklayı çıkardı! Gazete tam 4 sayfalık bir Türkiye eki hazırladı... Ankara'yı karalayan gazete "Türkiye yapayalnız kaldı" dedi. Bu kadar da değildi... Teröre destek verdiğimizden, ekonomimizin çöktüğüne kadar ne kadar yalan varsa sıraladı! Ortadoğu'da istikrarın temeliydi, şimdi değil... AB'ye adaydı, artık mümkün değil...
4 yıl önce herkes güveniyordu ama Erdoğan artık güvenilmez bir lider...
Sınırlarını açtı, IŞİD'i besleyip büyüttü...
Erdoğan, Putin'i beğeniyor, Çin ile de cilveleşiyor...
Bütün bunları sıraladıktan sonra Ankara'ya yalnızlıktan kurtulması için mucize reçeteyi veriyordu: Türkiye, Büyük Britanya ile ilişkilerini düzeltirse bütün dertleri biter... GÖRDÜNÜZ MÜ!!!! Rahatsızlık ortada değil mi!!!
Ancak düne kadar bunu asla söylemezlerdi!
Çünkü Türkiye ayağa kalkamayacak kadar zayıftı! Peki bu Financial Times kimindi? Gazetenin sahibi Pearson PLC'ydi... Bu şirketin YÜZDE 50'si ise The Economist'in sahibi olan ROTHSCHILD ve AGNELLİ ailesinindi!
İtalyan ailenin Türkiye'de çok sevdiği iki biraderi anlatmama gerek yok sanırım!
Uzak gibi duran, birbirine benzemeyen çok şey aslında aynı kaynaktan geliyordu!
Şimdi bu ittifak AK PARTİ'yi götürmeden sınırlamak için düğmeye bastı! Amaçları Erdoğan'a "Sen de kaybedebilirsin!" mesajı vermekti! Bu nedenle HDP lideri PARLAK IŞIK SAÇAN SOL bir lider olarak gösterime sunuldu!
Barajı aştıklarında en çok kim sevinecek ortada!
Haksız mıyım!
Geçtiğimiz hafta fol yok yumurta yokken PKK'lı Cemil Bayık "Almanya'da yaptığımız bütün eylemler için özür diliyoruz!" dedi... Hafızam beni yanıltmasın diye arşive girip baktım!
PKK nerede Alman köyü bastı, nerede Alman askeri karakollarına saldırdı, nerede köyleri ateşe verdi, nerede Alman askerini, köylüsünü, memurunu kaçırdı, nerede yollara mayın döşedi diye... Bulamadım! Çünkü yoktu! Olması da mümkün değildi! Hatta bu açıklamanın ne anlama geldiğini düşünürken Almanlar'dan da cevap geliyor, "PKK silah bıraksın! Bölgeye huzur gelsin!" açıklaması yapılıyordu... Garipti, hem de çok! Bunda bir iş vardı ama göremiyordum! Derken aradan çok kısa bir zaman geçti ve Ağrı'da PKK askere saldırdı! Büyük bir faciadan dönüldü! Peki, bunu kim tezgahlamıştı! Bilemiyorum! Almanlar da barış ve huzur istediğine göre Ankara'ya mesaj veren kimdi? Bir yabancı ama kim? Ne dersiniz?
Birkaç gün önce The Economist'in dünyada 2015'te neler olacağını anlatan kapağını deşifre etmeye gayret ettik!
Onlarca mesaj içinde görebildiklerimi paylaştım!
Kapaktaki liderlerin pozunun bir benzerinin yayından bir kaç gün sonra Paris'te Charlie Hebdo protestosunda yaşanması çok ama çok ilginçti! Hem kapakta hem de protestoda en önde bulunan Angela Merkel'in ellerini ILL UMİNATİ işareti yapacak şekilde birleştirmesi daha da ilginçti!
Bir dostumun gönderdiği fotoğraflara bakınca iyice şaşırdım! Merkel nedense bu hareketi yapmadan duramıyormuş! Londra, New York, Tel Aviv ve başka yerlerdeki çok zengin isimlere baktığımızda pek çoğunun EŞKENAZ olduğunu görürüz! Yani Alman Yahudisi... Wall Street'tekiler de Canary Whulf'takiler de EŞKENAZDIR! Etkili olanlar tabii... Bizim bilmediğimiz ancak üstüne kitaplar yazılan, filmler çekilen ILLUMINATI var mıydı! Varsa da bu EŞKENAZLAR bu örgütte çok mu etkiliydi!
Parayı yöneten Eşkenazlar acaba Merkel'i de mi etkilemişti! Ya da Merkel onlara hoş mu görünmek zorundaydı!
Bilemedim!
Ama ellerini ayıramadığına ikna oluca kafam karıştı!
Ya sizin?
Üzerine ciddi yatırım yapılan HDP'nin de tıpkı CHP gibi el altından ÜST AKLA emanet edildiği söyleniyor!
Bunun işaretleri de yok değil! CHP, BENENSON Stratejik Grup'la yürürken HDP de gerçekten ilginç fikirlerle uğraşıyor!
Geçtiğimiz günlerde çok değer verdiğim bir dostum beni hayli şaşırtan şeyler söyledi... 40 yıl düşünsek aklımıza gelmezdi! "HDP Diyarbakır'da ya da başka bir bölgede çok büyük katılımlı bir miting düzenleyecek! Ve oraya gelen onbinlerce insanın eline TÜRK BAYRAĞI VERECEK! Bütün algıyı değiştirecek!"
Ben inanamadım!
Şaşırdım.. Hala "yaparlar mı gerçekten?" diye düşünüyorum...
Sizce olur mu?
Üst akıl mı?
Bilmem!!!

Takvim