Sesli Makale

Madem istemiş, merakını gidermeye çalışalım. Ancak baştan belirtelim ki, kendisi gibi bizim de resmi görevimiz olmadığı için tamamen şahsi düşüncelerimizi paylaşıyoruz. 

Sağolsun Akif bey bizim için hayal görmez, "gerçekçidir" demiş.

Akif Beki adına konuşmak istemem ama dış politikamızı yönetenlere benim de, milletimizin de güveni tamdır. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu diplomasi takımımızın kaptanı olarak dünyanın dört bir yanında ülkemizin tezlerini anlatmaktadır. Kucaklayıcı tavırları ile güven veren Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım, düşmanlarımızın sayısını azaltıp dostlarımızın sayısını artırmak için yoğun çaba harcamaktadır. Mazlumların umudu, zalimlerin korkusu, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan dünya beşten büyüktür diyerek adaletin, vicdanın ve hakça bir dünya düzeninin öncülüğünü yapmaktadır. 

İnsanı merkeze alan, adaleti önceleyen, ülkemizin çıkarlarını her koşulda koruyarak akılcı bir dış siyaset yürüten bu "gerçekçi" kadroyu sadece milletimiz değil, dünya mazlumları da ümitle takip etmektedir. 

Yeni seçilen ABD Başkanı Sayın Trump, siyasete iş dünyasından geldiği için teorik veya akademik hayallere kapılacak biri hiç değildir. Bu yüzden her konuda olmasa bile bölgemizi ilgilendiren bir çok hususta Türkiye gibi kritik ve güvenilir bir müttefikle uzlaşarak ilerlemeyi tercih edecektir. 

En mühim siyasi ve askeri müttefikimiz ABD ile en önemli ticaret ve enerji müttefiklerimizden komşumuz Rusya'nın daha iyi geçinmesi bizi sevindirir.

Öte yandan, Trump ve Putin arasında oluşacak uzlaşı Suriye'deki dikta rejiminin insafsızca akıttığı kardeş kanını durdurup, Esad'ı kontrol altına alarak, insan hakları ve demokrasi standartlarını arttırırsa, bu gelişmelerden Türkiye de, desteklediğimiz Özgür Suriye Ordusu da sadece mutluluk duyar. 

Türkiye'nin Esad'a itirazı 600 binden fazla masum insanın ölümüne, üç milyon Suriyeli kardeşimizin ülkemize sığınmasına yol açan zalim yönetiminden kaynaklanıyor. Bu kadar masum insanın ölümünden sorumlu olan, kimyasal silah kullanan bir rejim asla meşru ve savunulabilir olamaz. Türkiye tezlerinde haklı çıkmıştır ve bugün uçuşa yasak ve güvenli bölge gibi önerilerin haklılığı anlaşılmıştır. Fırat Kalkanı harekatı ile terör örgütleri püskürtülürken binlerce Suriyeli kardeşimizin yurduna dönebilmesini Türkiye sağlamıştır. 

Suriyede çözüm daha fazla ertelenemez. Çözümün ertelenmesi daha da fazla insanın ölümüne sebep olur ve uluslararası toplum bunun hesabını veremez. Bu çerçevede bir yandan zalim Esad rejimiyle, diğer taraftan da terör örgütleriyle savaşan Özgür Suriye Ordusu tabii ki desteklenmelidir. 

Rusya ile yaşadığımız uçak krizi sonrası varılan mutabakat başta Halep olmak üzere Suriye genelinde insani yardımların ulaşmasında ve oradaki kardeşlerimizin bayramı bir nebze olsun insanca idrak edebilmelerinde önemli bir rol oynamıştır. Küresel ve bölgesel güçlerin varacağı bir uzlaşının milyonlarca Suriye'li mağdurun yurtlarına dönüp ülkelerini yeniden imar etmelerinin önünü açmasının herkesin ortak hedefi olduğunu umuyoruz.

Bilindiği gibi gibi uluslarası ilişkilerde de değişmeyen tek şey değişimin kendisidir ve ne kalıcı kine, nede kalıcı düşmanlığa yer yoktur. Bizim de, müttefiklerimizin de, bölge ülkelerinin de asıl mücadele etmesi gereken  PKK, YPG, FETÖ, DAEŞ gibi insanlığı kemiren virüsleşmiş terör örgütleridir.

Türkiye hem Avrupalı, hem de Asyalıdır. Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar, Ortadoğu, Hazar ve hatta Afrika bölgelerinin kesişme noktasında asırlardır Doğu ve Batı arasında bir ticaret, kültür ve medeniyet köprüsüdür. Anadolu coğrafyasının en mantıklı seçeneği, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi olan "Yurt'ta Sulh, Cihan'da Sulh" ilkesini yeniden sahiplenirken barışa, insan haklarına, karşılıklı ticaret ve çıkarlara odaklanmaktır. Yeni dış politika önceliklerimizde bu anlayışın benimsendiğini gözlemlemekten memnuniyet duyuyoruz.  

İşte bu anlayış Türkiye'mizi içerde de, dışarda da çok daha güçlü bir ülke haline getirecektir.

Egemen BAĞIŞ

Devlet ve AB Eski Bakanı