Sir Samuel Romilly, Büyük Britanya'nın ünlü hukukçusu ve Saray'ın danışmanıydı. "İngiltere gibi dünyada hiçbir ülke yoktur ki, en hafif suçtan, kabahatlere kadar kolayca idam cezası versin" diyordu. Bunu söylediği yıllarda otursan suç, kalksan suçtu. Tam 227 değişik suç, idam cezası kapsamına giriyordu.
Asmak için yaşa-başa da bakmıyordu İngilizler.
7 yaşındaki çocuğu bile yankesicilik suçlamasıyla cellatla buluşturuyorlardı.
Gazeteci-yazar Mahmut Şenol, İngilizler'in idam tarihini araştırıp, yukarıdaki satırları dile getiriyor. Ve devam ediyor. İngilizler'de cellatlık babadan oğula geçerdi. Adam asmak için uzun bir çıraklık dönemi gerekirdi.
1952'ye kadar İngiltere'de adam asmanın tarifesi 300 Şilin'di. 1953'ten sonra zam yapılmış, İngiliz İşçi Partisi'nin yürürlüğe koyduğu sosyal güvenlik hakları cellatları da kapsamıştır. İngiliz asilleri "Adam asmak bir sanattır" derdi. Yani cellatlar bir sanatçıydı... Ölüm sanatçısı... 1923 yılında İngiliz Adalet Bakanlığı CELLAT SINAVI yaptı. O sınavda cellat adaylarına şu soru yöneltildi: "Mr. A'yı asacaksınız... Boyu bu kadar, ağırlığı şu kadardır. Boynu Sternocleidomastoid'den Sternohyoid'e kadar 6.5 inçtir. Ensesi 17 inç kalınlığındadır. Neresinden asılacağını yazınız." Bu matematik sorusunun doğru cevabını veremeyen asla cellat olamazdı. 1948'de William J. Gray darağacında asılırken, yanlış matematik uygulayan Mr. Berry adlı cellat yüzünden 1 saat 11 dakika 6 saniye can çekişmiştir. O süre zarfında "Kurtar beni, bir an önce canımı al Lord" diye de yalvarmıştır. 19. Yüzyıl'da İngilizler 35 bin kişiyi asmış, 20. Yüzyıl'da hız biraz kesilmiş ama cellatlar göreve devam etmiştir. İngiltere bunalıma giren cellatlar için psikiyatri klinikleri açarak sosyal hizmet veren nadir ülkelerden biridir.
1960 yılında cellat Harry, Manchester'de asacağı İspanyol asıllı Angella ile evlenmek istemiştir. Cezaevine Papaz getirilmiş, cellat törenle evlendikten sonra karısı Angela'yı asmıştır. Bu olayı okuduğumda Asil Nadir'in YazBoz'da yaptığı açıklama geldi aklıma.
"İngilizler öldürürken bile kibardır" diyordu. Mahkumla evlenen ve ardından asan cellatlık kibarlık mı yoksa psikopatlık mı artık bilemiyorum. Glasgow'da Susan'ı asan cellat Ellis "Bir kadını asmak, iki erkeğe bedeldir" diye bilimsel (!) açıklamalar yapıyor, İngiliz basını da bunu gururla manşetlere çekiyordu. 1950'de Frank Clemas'ın ipe giderken kalbi durdu. Doktorlar uzun süre uğraştırıp hayata döndürdü. Sonra astılar... İngilizler suç işleyen asilleri, kanında asalet olan cellatlara astırır. İngiliz tarihinde idamlar uzayıp gidiyor, buraya sığmaz. Peki durup dururken neden bu konuya girdim.
Efendim Kraliçe'nin malı, devlet kanalı BBC, Türkiye'deki idam tartışmalarına kafayı takmış. İşi gücü bırakmış, Türkiye'de idam cezası tarihini çarşaf çarşaf yayınlıyor.
Financial Times da dün birinci sayfadan İngiliz partisi UKİP'teki liderlik savaşını sayfalarına taşıdı. "Favori aday Paul Nuttal, idam cezasının geri gelmesi için referandum çağrısı yapıyor. Çocuk katillerinin bile asılmasını istiyor, İngiliz halkının genelde böyle düşündüğünü savunuyor" diye yazdı. Evet onlarda da idam tartışması var ama, kafayı bizdekine takıp, Türkiye'yi dünyaya ürkütücü göstermek için algı operasyonu yapıyorlar. Çarşaf çarşaf idam cezası tarihimizden, gün gün örnekler veriyorlar. Kendi tarihlerinden satır yok.
Benim yaptığıma siz deyin "iade-i itibar", ben diyeyim "İngiliz'e İngiliz'i hatırlatıp, unuttukları kendi tarihleri konusunda yardımcı olup bilgi verme..." Adamlar bu ülkede öyle bir operasyonlar çektiler ki sormayın. Öyle bir eğitim sistemi kurup beyin yıkama gerçekleştirdiler ki, ciltlere sığmaz.
Öyle adam devşirdiler ki, matematik zorlanır.
Yıktıkları imparatorlukta, eğittikleri aydın görünümlü devşirmelerle "Asılacaksan İngiliz ipiyle asıl" atasözünü de lügatimize ve beyinlerimize çaktılar. "Güzel ve kibar ölüm ancak İngiliz ipiyle olur" düşüncesini kazıdılar içimizdeki Türk görünümlü İngilizler'le hücrelerimize. Şimdi tüm yayın organlarında FETÖ dahil tüm teröristlere sahip çıkıyorlar. 15 Temmuz darbe girişiminden dört gün sonra Londra'dan "İdam cezası Türkiye'ye büyük zarar verir" açıklaması geliyor, İngitere Zaman da bunu manşetlerine taşıyordu. Ve dün dahi "Bunlar idamı konuşuyor" diye saldırıyorlar. Kendileri de idamı konuşurken üstelik. Bu kadar yüzsüzler yani. Bunun adına; "Pişkinliği batmayan İmparatorluk" denir
Takvim
2 Kasım 2016
Asmak için yaşa-başa da bakmıyordu İngilizler.
7 yaşındaki çocuğu bile yankesicilik suçlamasıyla cellatla buluşturuyorlardı.
Gazeteci-yazar Mahmut Şenol, İngilizler'in idam tarihini araştırıp, yukarıdaki satırları dile getiriyor. Ve devam ediyor. İngilizler'de cellatlık babadan oğula geçerdi. Adam asmak için uzun bir çıraklık dönemi gerekirdi.
1952'ye kadar İngiltere'de adam asmanın tarifesi 300 Şilin'di. 1953'ten sonra zam yapılmış, İngiliz İşçi Partisi'nin yürürlüğe koyduğu sosyal güvenlik hakları cellatları da kapsamıştır. İngiliz asilleri "Adam asmak bir sanattır" derdi. Yani cellatlar bir sanatçıydı... Ölüm sanatçısı... 1923 yılında İngiliz Adalet Bakanlığı CELLAT SINAVI yaptı. O sınavda cellat adaylarına şu soru yöneltildi: "Mr. A'yı asacaksınız... Boyu bu kadar, ağırlığı şu kadardır. Boynu Sternocleidomastoid'den Sternohyoid'e kadar 6.5 inçtir. Ensesi 17 inç kalınlığındadır. Neresinden asılacağını yazınız." Bu matematik sorusunun doğru cevabını veremeyen asla cellat olamazdı. 1948'de William J. Gray darağacında asılırken, yanlış matematik uygulayan Mr. Berry adlı cellat yüzünden 1 saat 11 dakika 6 saniye can çekişmiştir. O süre zarfında "Kurtar beni, bir an önce canımı al Lord" diye de yalvarmıştır. 19. Yüzyıl'da İngilizler 35 bin kişiyi asmış, 20. Yüzyıl'da hız biraz kesilmiş ama cellatlar göreve devam etmiştir. İngiltere bunalıma giren cellatlar için psikiyatri klinikleri açarak sosyal hizmet veren nadir ülkelerden biridir.
1960 yılında cellat Harry, Manchester'de asacağı İspanyol asıllı Angella ile evlenmek istemiştir. Cezaevine Papaz getirilmiş, cellat törenle evlendikten sonra karısı Angela'yı asmıştır. Bu olayı okuduğumda Asil Nadir'in YazBoz'da yaptığı açıklama geldi aklıma.
"İngilizler öldürürken bile kibardır" diyordu. Mahkumla evlenen ve ardından asan cellatlık kibarlık mı yoksa psikopatlık mı artık bilemiyorum. Glasgow'da Susan'ı asan cellat Ellis "Bir kadını asmak, iki erkeğe bedeldir" diye bilimsel (!) açıklamalar yapıyor, İngiliz basını da bunu gururla manşetlere çekiyordu. 1950'de Frank Clemas'ın ipe giderken kalbi durdu. Doktorlar uzun süre uğraştırıp hayata döndürdü. Sonra astılar... İngilizler suç işleyen asilleri, kanında asalet olan cellatlara astırır. İngiliz tarihinde idamlar uzayıp gidiyor, buraya sığmaz. Peki durup dururken neden bu konuya girdim.
Efendim Kraliçe'nin malı, devlet kanalı BBC, Türkiye'deki idam tartışmalarına kafayı takmış. İşi gücü bırakmış, Türkiye'de idam cezası tarihini çarşaf çarşaf yayınlıyor.
Financial Times da dün birinci sayfadan İngiliz partisi UKİP'teki liderlik savaşını sayfalarına taşıdı. "Favori aday Paul Nuttal, idam cezasının geri gelmesi için referandum çağrısı yapıyor. Çocuk katillerinin bile asılmasını istiyor, İngiliz halkının genelde böyle düşündüğünü savunuyor" diye yazdı. Evet onlarda da idam tartışması var ama, kafayı bizdekine takıp, Türkiye'yi dünyaya ürkütücü göstermek için algı operasyonu yapıyorlar. Çarşaf çarşaf idam cezası tarihimizden, gün gün örnekler veriyorlar. Kendi tarihlerinden satır yok.
Benim yaptığıma siz deyin "iade-i itibar", ben diyeyim "İngiliz'e İngiliz'i hatırlatıp, unuttukları kendi tarihleri konusunda yardımcı olup bilgi verme..." Adamlar bu ülkede öyle bir operasyonlar çektiler ki sormayın. Öyle bir eğitim sistemi kurup beyin yıkama gerçekleştirdiler ki, ciltlere sığmaz.
Öyle adam devşirdiler ki, matematik zorlanır.
Yıktıkları imparatorlukta, eğittikleri aydın görünümlü devşirmelerle "Asılacaksan İngiliz ipiyle asıl" atasözünü de lügatimize ve beyinlerimize çaktılar. "Güzel ve kibar ölüm ancak İngiliz ipiyle olur" düşüncesini kazıdılar içimizdeki Türk görünümlü İngilizler'le hücrelerimize. Şimdi tüm yayın organlarında FETÖ dahil tüm teröristlere sahip çıkıyorlar. 15 Temmuz darbe girişiminden dört gün sonra Londra'dan "İdam cezası Türkiye'ye büyük zarar verir" açıklaması geliyor, İngitere Zaman da bunu manşetlerine taşıyordu. Ve dün dahi "Bunlar idamı konuşuyor" diye saldırıyorlar. Kendileri de idamı konuşurken üstelik. Bu kadar yüzsüzler yani. Bunun adına; "Pişkinliği batmayan İmparatorluk" denir
Takvim
2 Kasım 2016
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ
Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR
Tümü
İbrahim Karagül : İsrail “Hilafet”i nasıl durdurur? Mes...
722 kez izlendi
Melih Altınok : Ekrem İmamoğlu’na bir rakip daha çıktı!
789 kez izlendi
Nedim Şener : Bana ‘yazma’ diyenler İmamoğlu ve adamlar...
560 kez izlendi
Nedim Şener : Mahkemenin tahliye kararını durdurma karş...
2081 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.