"20. Yüzyıl'da kurduğumuz yeni dünya düzeni Rusya, Çin, aşırı dinci gruplar ve siber tehlikeler tarafından tehlike altındadır."
"Çok acıdır ki; Bu tehlikeler kendiliğinden oluşmadı. Bunu maalesef ABD yaptı. Kendi kendini koruyan durum da değil bu... Mutlaka dünya düzeni kontrolümüz altında olmalı. Eğer kontrolü bırakırsak yıpranacak ve ardından çökecektir." Bu sözler CIA eskibaşkanı Petraeus'a ait... Silahlı BirliklerKomitesi'nde düzenlenen "Ulusal Güvenlik tehditleri" konulu oturumdakürsüye çıktı ve bunları söyledi. Hatta sestonunu yükselterek "Amerikalılar şu anda var olan uluslararası düzeni kabul etmemeli" dedi. Bu haliyle devamederse ÇÖKÜŞÜN geleceğini haykırdı.
Ardından ülkesinin dış politkasında dizginleri eline aldı. Zengin ailelerin "Yenidünya düzeni" için kurduğu Bilderberg grubunun katılımcılarından. "Bu işböyle gitmez" diyor... Yeni dünya düzeni istiyor. ABD başkanları Nixon ve Ford'un Dışişleri Bakanı Kissinger da küresel sermayenin bir numaralı doktrin adamı ve beynidir. 2015'e girerken kaleme aldığı "Dünya düzeni" adlı bir kitabı piyasaya sürüyor. "İslam, ortaya çıkışının ilkyüzyıllarında, hiç görülmemiş enadaletli ve güvenilir dünya düzeninikurdu." diyor. En adaletli ve güvenilir dünya düzenini Osmanlı'nın sağladığını söylüyor. Kapitalizmle birlikte Batı'nın öncülüğünde, yeni dünya düzenine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. "Avrupa'nın gerikaldığını, bu nedenle Osmanlı'nınyerini ABD'nin aldığına" işaret ediyor.
Şimdi bir başka "Yeni dünya düzeni" kurulacağını anlatıyor. Rusya'nın eski gücünde olamayacağını, Çin'in yüzyıla damgasını vuracağını belirtiyor. "Yenidünya düzeninin kurulmasındaen önemli unsurlardan biri dünyadevletlerinin yeni sistemi adaletlive güvenilir bulmaları olacaktır" diyor. Ancak bugün baktığımızda adalet ve güven buhar olmuş durumda. ABD DIşişleri Bakanı Pompeo'nun yürüttüğü "Yeni düzen kurma" çalışmalarında adaletsizlik ve güvensizlik tavan yapmış durumda. ABD, sürekli imza attığı uluslararası anlaşmaları yırtıp atıyor.
Müttefiklerini devamlı satıyor. Hatta müttefiklerine saldıran teröristlerle bile ittifak yapıyor. Kissinger "Yenidüzen tek bir ülkenin çabaları ilekurulamaz. Hele küresel bir sistemkuracaksanız mutlaka devletlerinbuna geniş katılımı olmak zorunda." diyor. ABD kendi içindeki paralel yapı çatışmalarından dolayı sürekli önüne gelen müttefikine saldırıyor. Başkan'ın danışmanlığını yapan Steve Bennon gibi bir adamı Avrupa'ya yerleştiriyor. Aşırı sağ partileri onun eliyle güçlendirmek için milyonlarca dolar harcıyor. Bu uğurda AB başkenti Brüksel'de AB karşıtı aşırı sağ partiler merkezi kuruyor. Bir Allah'ın kulu da çıkıp "Yahu Trump'ın danışmanı,Pentagon'un adamı Steve Bennonneden Avrupa'ya taşınıp aşırı sağpartileri örgütlüyor" diye sormuyor.
Avrupalılar, aşırı sağ partilerin koşar adım Steve Bennon'un kucağına oturmasını trene bakar gibi izliyorlar. Bir Amerikalı AB'yi parçalamak için Brüksel'de varını yoğunu ortaya koyuyor, İtalya'da faşistleri iktidara taşıyor. Avrupa Parlamentosu seçimlerine giderken gerideki Fransız aşırı sağcı Le Pen'in grubunu birinci yapıyor. Dünya medyası uyutuyor.
ABD en büyük müttefikini Avrupa Birliği düşmanı faşistlerle parçalamak üzere. Merkel "ABD'ye güvenkalmadı. Kendi başımızın çaresinebakmalıyız" diye bas bağırıyor. Macron ABD'ye sallıyor... Kissinger'in deyimiyle güvenirlilik olmadan ABD nasıl yeni dünya düzeni kuracak? İşte bu sorunun cevabı bulunamadığı için gizli bir 3.dünya savaşı yaşanıyor. O nedenle uzmanlar paralel yapıların çatıştığı ABD'de iç savaş çıkabileceğinden bahsediyor.
O yüzden Çin devlet başkan Ji Ping dün "Ekonomik küreselleşmeninderinleştiği bir dünyada...
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.