SOSYAL medyada sörf yapayım dedim dün. Beş dakika dayanamadım.
Kapattım. Son yüzyılın en büyük acılarından birini yaşıyoruz. Yüreğimizde yara, kalplerimizde keder, gözlerimizde yaşlar var.
Henüz cenazelerimizin tamamını defnedemedik.
Ancak acımızın üzerine acı bindirmeye çalışan merhametsiz ve vicdansızlar güruhunun sosyal medya üzerinden provokasyon amacıyla cenaze evine saldırıya geçtiğini görmek, ortalığı karıştırmak için birbiriyle yarışanlara şahit olmak acımızı katlayarak büyütüyor.
Dünyanın dört bir yanından yardım yağıyor. Balkanlarda yas ilan eden ülkeler sıraya giriyor. Azerbaycan'dan bir aslan yürekli tarihe karışmak üzere olan arabasına yorgan ve Türk bayrağı döşeyerek yola çıkıyor. RobertoCarlos, Güney Amerika'dan yardım gönderip "Dünya Türkiye'yi çok seviyor" diye haykırıyor. Pakistan'da devlet başkanı bile maaşını Türkiye'ye yatırıyor. Yeryüzünde tüm camilerde eller Türkiye için semaya açılıyor.
Afrika'dan Orta Asya'ya, Kafkaslar'dan Ortadoğu'ya halklar, yönetenler "Türkiye içinne yapabiliriz" diye çırpınıyor. Daha düne kadar "savaşacak mıyız" diye tartıştığımız Yunanistan bile yardım kampanyaları düzenleyip, Dışişleri Bakanı'nı gönderiyor.
Hollanda'da bir takım sahaya çıkıyor. Minik bir taraftar oyuncudan formasını istiyor.
Futbolcu "Bu formalar Türkiye'ye yardıma gidecek, sana montumu vereyim" diyor. Avrupa'da yardım kolileri hazırlayanBaşbakanlar sahne alıyor. İslam dünyası, Türkcoğrafyası, bizim için kenetleniyor. Dünyadainsani yardımlarda birinci sırayı alan Türkiye'ninacısını paylaşmak için yeryüzü harekete geçiyor.
Bizden önce nice afetler oldu, dünya dönüp bakmadı bile. Türkiye'nin Yumuşak Gücünü gösteren bu tablo karşısında bir de vahim bir tablo var. Onun adı da "Kaskatı vicdansızkalpler zavallılığı"...
Biri çıkıyor sırf oy uğuruna "Depremde önce AK Parti'liler kurtarılıyor" yalanını ortaya atıyor. Devlet arama-kurtarma ekiplerini yola çıkarırken ellerine liste vermiş, "Önce bunlarıkurtarın" demiş sanki. İşi gücü bırakmış, deprem öncesi tek tek kimin hangi partiye oy verdiğini, yer tespiti yapıp hangi partilinin hangi evde oturduğunu listelemiş gibi... Akla, matematiğe aykırı bir düşünceyi fütursuzca ortaya atacak kadar çıldırmışlar fışkırıyor.
Biri çıkıyor "Depremde ölenlerin kolları kesiliyor, bileziklerini alan Afganlar var" diye sosyal medyadan yayın yapıyor. AmanYa Rabbi, iddiaya bak. Deprem bölgesinde odehşet saatlerini yaşayanlar zaten büyük biracı yaşıyor, büyük travma geçiriyor. Böylebir yalanla işin nerelere gideceğini, o acı vetravmanın nasıl öfkeye dönüşebileceğinibilmemek, görmemek ne olur, onu da sizsöyleyin. Bu alçakça yalanı ortaya atanyakalanıyor, "Nerede oldu bu olay, adres ver" diye soruyorlar. "Duyum aldım" diyor. Ona göre bu kadar basit işte. Birileri,acı ve travmanın tavan yaptığı bir dönemde,kenetlenerek bunu aşmak için çaba harcanmasıgerekirken ortalığa adeta dinamit atıyor.
Devletine, Milleti'ne karşı kışkırtmak için sıraya girenler, birbirini ezenler güruhu hortluyor. Bu ülkeyi ayrıştırmak için her türlü yalanı, iftirayı, böyle bir dönemde acımasızca yayıyor.
Adam gazeteci, depremden sağ kurtulan ve ailesi göçük altında kalan acılı adama mikrofon uzatıyor. Acılı baba, devlete dua ediyor, muhabir araya girip "Ama sıkıntılar var. Tuvaletgibi" falan diyor. Acılı baba "Devletimizyardıma koştu" diye yineliyor. Muhabir "Yokyok ama" diyerek "Verin o tuvaletleriekrana" diye çağrı yapıyor. İstanbul merkez de hazırlığını yapmış tabii. Hemen ekrana veriyor.
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.