PKK'YI Suriye'de eğiten, alan açan, silah yağdıran, terör örgütüne burada devlet kurmaya çalışan Amerika'nın Beyazsaray resmi sitesi ballandıra ballandıra anlatıyordu. Ekrem İmamoğlu'nun Diyarbakır ziyaretine övgüler yağdırıyor, alkışlıyordu. "İmamoğluHDPli Kayapınar Belediyesiniziyaret etti. HDP'li Milletvekillerive görevden alınan belediyebaşkanları ile biraraya geldi." diyor, yaptığı konuşmayı da aktarıyordu. "Hep beraberiz. Birleşme, buluşma ve barışma, birbirini hissetme, tek vücut olma, bir talep doğrultusunda. Şuradaki atmosferi de bir kaynaşma olarak görüyorum."diyordu İmamoğlu o konuşmada.
"Hep beraberiz"... "Hissetme"...
"Tek vücud olma"... "Kaynaşma"...
Amerikalıların çok hoşuna gidecek sözlerdi bunlar. Bu arada HDP'li belediyelerde öldürülen terörist yakınlarının leblebi gibi işe alındığı haberleri geliyordu. İçlerinde Türk Askerine karşı Hendek olaylarında en ön safta yer alıp, çukur kazanlar bile vardı. Ve bir başka haber daha yağıyordu. HDP'nin kazandığı illerde belediyelerden şehitlerimizin yakınlarının nasıl işten atıldığı anlatılıyordu. Yöntemleri ilginçti.
Önce temizlik ve çöp işlerine kaydırıyorlardı. Ardından işten atıyorlardı şehitlerimizin yakınlarını...
"Şehit yakınları"... "Temizlik"...
"Çöp"... "İşten atma"... İnsanın içi acıyordu... Şehitlerimizin de kemikleri sızlıyordu. Bu ülke için canlarını verenlerin yakınlarını çöp işlerine göndererek atanlarla "Beraberiz", "Hissediyoruz", "Tek vücudolma", "Kaynaşma" döneminden bahsediyordu CHP'liler. İşten atılan şehit yakınları ile "Beraber", "Tekvücut" olan, onları "Hisseden","Kaynaşan" bir CHP'li yoktu ortada. Bu duruma nasıl gelmiştik?... Bu ne menem bir operasyondu?
Anlamaya çalışırken dün CHP'li bir dostumla bir araya geldik.
İstanbul'da CHP'li bir belediyede üst düzey yöneticilik yapmıştı yıllarca.
"Çalıştığım dönemde Belediye Başkan yardımcımız PKK sempatizanıydı" diyordu. O GenelBaşkan Yardımcısının Hakkari'de"Barış günü" düzenlediğinianlatıyordu. "Korkmuştuk gitmeye... Ya yolda giderken başımıza bir iş gelirse diye... Bize rahat olun dedi.... Kandil'le görüşüp koridor açtıklarını söyledi." diyordu. İstanbul'daki CHP'libir belediyenin başkan yardımcısı,Türk askerini öldürenlerin karargahı ilegörüşüp koridor açtırıyordu. Vay be idio durumlar. CHP'li dostuma sordum.
"Belediye Başkanı, böyle birini nasıl yardımcı yapar kendine"diye. "Normal" cevabını verdi.
"Başkan da tescilli FETÖCÜ'ydü. Zaten görevden alındı" diye ekledi. O başkan yardımcısının ise, son seçimle birlikte İstanbul'da aynı CHP'li belediyede tekrar eski görevine döndüğünü aktardı. "BenAtatürkçüyüm. Milleyetçiyim. PKK'dan nefret ederim" diyordu CHP'li dostum. Tanık olduğu tüm yaşanmışlıklara rağmen yine CHP'ye oy verdiğini söylüyordu. Bu kadar basitti... CHP'li belediyelerde bilmediğimiz sayısız benzer olaya şahit olan kim bilir daha kaç kişi vardı? Ama olsundu... Kandil'den koridor açanlarla "Beraber olma", "Hissetme", "Tekvücud olma" "Kaynaşma" olayı artık sıradanlaşmış ve kanıksanmış bir durumdu. Abdülhamid Han döneminde de manzara aynıydı. Onu darbeyle indirdiklerini haber vermeye Yahudi ve Ermeni'yi gönderenlerle aynı safta yer tutanlar arasında "Benülkemi seviyorum", "Vatanıkurtarıyorum", "Milliyetçiyim" diyenler, dindarlar hatta din adamları bile vardı.
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.
YORUMLAR
İSTANBULLU
06 Eylül 2019 08:15
20
Ben bir İstanbullu olarak Ekrem beye benim adıma PKK ya destek ve yataklık yapan HDP lilere selamımı gönderdiği için HAKKIMI HELAL etmem ve ona dava acmayı düşünüyorum.
Caner B:
04 Eylül 2019 16:03
30
Önce biri çıktı "ben başbakan olacammmm" diye bağırdı; tutturamadı. Sonra bir başkası çıktı" ...yurt dışına kaçacaaaak, meydan bize kalacak.." dedi. O da tutmadı.
Sırtlarını dayadıkları yer sıcaktı, kendilerine güvenleri tamdı. Onlar dedikçe, zorladıkça millet kenetlendi. Bugüne kadar ülkeyi yakamadılar, maşaları eliyle börtü böceği, suçsuz günahsız ormanları yaktılar. Bundan sonra da milletten dönecekler. Onların bir hesabı varsa her şeyi yaratanın da bir hesabı var.
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.