POLEMİK

Ali Karahasanoğlu : Koş Müjdat, kaçak havuza atla, ateşin söner!

Tarih
23 Şubat 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu
Beyoğlu’ndaki paralı tiyatro kursu, yangın merdivensiz faaliyet gösteren Müjdat amca, Milli Eğitim Bakanlığı “Böyle olmaz ki? Bir yangın çıksa, Allah korusun.. Kursiyerler nereden çıkacaklar?” deyince..

İmara uygun noktadan “yangın merdiveni” yaptıracağına..

“Milli Eğitim Bakanlığı, benden merdiven istiyor.. Ben bu merdiveni yapmak zorundayım” diyerek..

Ardından yangın merdiveni yapma bahanesi ile imara aykırı inşaat yapmaya kalkınca, Beyoğlu Belediyesi, uyanık Müjdat’ın inşaatını mühürlemişti..

Müjdat ne dese beğenirsiniz?

“Yangın merdiveninin kaçağı mı olur arkadaş?”

Eeee...

Ateşi sürekli diri tutmak isteyen Müjdat gibiler olursa..

“Kurs, yangın merdivensiz olur mu? Burada mutlaka bir yangın merdiveni olmalı” ikazını da, ranta çevirmek isteyenler olursa..

Kaçağı da olur, göçeği de..

Sadece Beyoğlu ile sorunlu değil, Müjdat amcamız..

Sarıyer’de de, Sanatçılar Sitesi’nde villası varmış, Müjdat amcamızın..

Orda da..

Havuz kaçak!

5 yıl önce bir haber olmuş gazetelerde..

“Savcılık tarafından iddianame hazırlamış” diye..

Sonrası örtbas!..

Şimdi Kadıköy’deki köşkü ile sahneye çıktı..

Köşkün kapısına benzin dökerek ateşe vermek isteyen şahıs henüz yakalanamadı ama..

Müjdat amcamız olayı yorumlarken, aynen “yangın merdiveni”nden bile rant devşirmeye çalışmasındaki gibi, bu kundaklama girişiminden de rant devşirmeye çalıştı..

Ne dedi, Müjdat amcamız, birlikte okuyalım: “Bu yangınlar, bu tip alevler bizim içimizdeki ateşi söndüremez. Çünkü bizim içimizdeki ateş farklı bir ateş. Atatürk ateşi, Cumhuriyet ateşi..”

Müjdat amcamızda gerçekten böyle bir ateş olsa..

Hiç itiraz etmem..

“İlkeli bir insan.. Dik duruyor.. Her şeyin başında, önemli olan iyi niyetlilik” der, geçerim..

Ama, 2008 dolaylarında, Bursa’da, başka illerde, AK Partili belediyelere yanaşıp, “bina tahsisi” için atlamadığı takla kalmadığını bilmesem, “samimi bir Atatürkçü” diyeceğim de..

Rant uğruna; AK Partilileri hem Atatürk düşmanı ilan edip, hem de bu siyasi partiden seçilen belediyelere yanaşması da gösteriyordu ki, “Samimi bir Atatürkçü” değil..

Atatürk de onun için, bir rant aracı..

Bu durumda, nacizane kendisine benim bir önerim var..

Sarıyer’deki kaçak havuzuna şöyle bir cumburlop atlasın..

İçinde ateş-mateş bir şey kalmaz..

Kaçak havuz sayesinde..

Geçici de olsa..

Dünyalık da olsa..

Serinler, ferahlar. 

Eeee.

Ne de olsa..

Sosyal demokratlarda bu işler, hep “Halka verir talkını, kendi yutar salkımı”usûlü yürür..

Müjdat amcamız da..

İşlerini hep böyle yürütmüş..

“Ücretsiz kurs” demiş..

Geçtiğimiz yıllarda haberini yaptığımız üzere..

Çocuğunu kursa yollayan babanın.. Ödediği senetler de dahil olmak üzere..

Olmayan borcunu bile icraya verecek kadar gaddarlaşmış..

“Yeşil” demişler.

“Her yer beton” demişler..

Ama kendileri, Sarıyer’in ormanlarına dökülen betonlarla yetinmemiş, bir de kaçak havuzlarla ranta rant katmaya kalkışmışlar..

Sorunca..

“Biz cumhuriyetçiyiz.. Biz Atatürkçüyüz..”

O kaçak havuz ne?

Tısss...

Kundaklama girişimi sonrasında..

Hergele hemen Müjdat abisini canlı yayına çıkarmış..

O da aklınca, esprisini patlatmış..

“Arayıp, geçmiş olsun diyen Cumhurbaşkanı’mıza teşekkür ediyorum. Genelkurmay Başkanı’mıza teşekkür ediyorum.”

Hemen arkasından düzeltmeyi yapıyor:

“Yanlış anlaşılmasın.. ‘Cumhurbaşkanı’ dediğim, önceki Cumhurbaşkanı Necdet Sezer.. ‘Genelkurmay Başkanı’ da, önceki Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ..”

Kehkehkeh..

Hiç güleceğimiz yoktu..

Adam espri yaptığını sanıyor ama..

Bir gerçeği özetliyor..

Tarihi bir dönüşümü özetliyor..

“Düne kadar biz bu ülkenin 1. sınıf vatandaşları idik.. Dindarlar da maraba statüsünde idi” demeye getiriyor..

“Cumhurbaşkanı bizdendi..

Biz seçim kazanamazdık ama..

Ayak oyunları ile..

Sandıktan sağ oylar % 55-60’larda da çıksa..

Biz kendi kafamızdan solcu bir adamı cumhurbaşkanı yapardık.

Namaz kılan birisinin, Genelkurmay Başkanı olması ne mümkün? Genelkurmay Başkanı olmak için, şehidin cenazesinde bile saf tutmayanlar bulunup, o makama oturtulurdu..” demek istiyor..

Ya bugün?

Bugün artık Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı..

Yanlarına MİT Müsteşarı’nı da alarak..

Umre yapıyorlar..

Aynı safta namaz kılıyorlar..

Bazı seferlerde Başbakan da onlara katılarak..

Birlikte Cuma namazları..

Birlikte cenaze namazları kılıyorlar..

Ve bu yeni dönemde..

Atatürk istismarcılarına..

Atatürk üzerinden rant toplamaya çalışanlara..

Ne Cumhurbaşkanı.. Ne de Genelkurmay Başkanı.. Küçücük bir değer göstermiyor..

Eskide kaldı, “dindara küfretme”nin, itibar ölçüsü olması..

Dolayısı ile..

Bundan sonra..

Rantçılar da..

Mevcut Cumhurbaşkanı’nın değil.

Mevcut Genelkurmay Başkanı’nın değil.

Mevcut yöneticilerin değil.

Olsa olsa..

Eski dönemlerde bu makamlarda oturanlarla sohbet etmeye, onlardan itibar görmeye, onlarla avunmaya mecburlar..

Geçti o eski dönemler..

Geçti Bor’un pazarı..

Sürün eşeğinizi Niğde’ye!

YeniAkit
23 Şubat 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;