Sesli Makale

SAYIN Leyla Alaton!

Bir tur şirketinin organizasyonuyla rehber eşliğinde bir gece vakti Ayasofya Müzesi’ni ziyaret etmişsiniz.

Tabii parasını ödeyerek...

Ziyaret sırasında grupta bulunan bir hanımefendi, bir bale figürü sergilemiş, siz de fotoğrafını çekmişsiniz.

Ardından da “çok şık” bulduğunuz bu kareyi, sosyal medyada paylaşmışsınız.

*

Tabii paylaşımınızın hemen ardından ortalık fena karışmış.

Tepki üstüne tepki.

Neye uğradığınızı şaşırarak özür dileyip fotoğrafı silmişsiniz.

*

Sayın Leyla Alaton!

Şimdi size...

Dört maddede aldığınız tepkinin nedenlerini anlatmaya çalışacağım:

*

- MADDE BİR: Muhafazakâr kesim, Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesini tarihi bir yenilgi olarak gördü, görüyor. Bunda Necip Fazıl’ın etkisi büyük... Necip Fazıl, verdiği ateşli konferanslarla Ayasofya’nın müzeye çevrilmesine gereğinden çok fazla anlamlar yükledi.

*

- MADDE İKİ: Böylece Ayasofya meselesi, muhafazakâr kesimin kanayan yarası haline geldi, getirildi... 50 yıllık sloganları var: “Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın.” Ayasofya’nın ibadete açılması, muhafazakâr kesim için İstanbul’un yeniden fethedilmesi gibi bir şey...

*

-MADDE ÜÇ: Ayasofya’nın ibadete açılmasını bekleyen muhafazakârlar, Ayasofya’nın paralı ziyaretçilerin özel gece ziyaretlerine açık olduğunu ve o ziyaretlerde de bu tür pozlar verilebildiğini gördüklerinde öfkelendiler.

*

- MADDE DÖRT: Tabii şunu da hatırladılar: Ayasofya’da namaz kılmak için girişimde bulunanlara, güvenlik görevlileri anında müdahale ediyordu! Bunu hatırlayınca öfkeleri daha da büyüdü.

*

Sayın Leyla Alaton!

Kısacası...

Yayınladığınız o fotoğrafla...

Farkında olmadan bu ülkenin bir büyük siyasi ve kültürel çatışma alanınıgıdıklamış oldunuz.

“Yahu altı üstü şık bir bale fotoğrafı paylaştık, bu ne öfke böyle” falan diyerek şaşırıyorsanız...

Sakın şaşırmayın!

Olay sandığınızdan çok daha derin, karmaşık, kırılgan, katmanlı ve duygusal.

yazının devamı