Sesli Makale

Dün... Sabah saatleri... Rutin telefon görüşmelerimi yapmaktayım...

Muhatabıma gayet ciddi bir ses tonuyla “Ne diyorsun Ukrayna, Rusya, NATO olaylarına?” falan diyorum.

Muhatabım “Abi o konuyu sonra konuşuruz. Esas bomba Acun, Şeyma! Bende yeni dedikodular var” diyor.

Muhatabıma gayet ağırbaşlı bir edayla “Helikopterimiz düştü, şehitlerimiz var”diyorum. Muhatabım “Çok üzüldüm şehitlerimize, Allah rahmet eylesin, fakat Acun, fakat Şeyma” diyor.

Muhatabıma gayet merak uyandıran bir havada “Elimde yerel seçimle ilgili bomba kulis bilgileri var” diyorum. Muhatabım “Asıl bomba kulis Acun’da, Şeyma’da...” falan diyor.

Muhatabıma azıcık entel takılarak “Duydun mu? Bertolucci ölmüş. ‘Son Tango’sunu oynadı ama Paris’te değil” falan diyorum. Muhatabım, “Abi boş ver Bertolucci’yi. Sen bana Acun’la, Şeyma’yla gel” diyor.

Olay tamamen budur!

Ve bundan ibarettir.

Ey ahali! Buradan açıkça ilan ediyorum:

Bundan sonra her kim bana “Sizin magazin dünyasına dalmanız hiç yakışık almıyor Ahmet Bey” falan derse...

Vallahi de kalbini kırarım, billahi de kalbini kırarım.

DÜN HAVADA UÇUŞAN LAFLAR, ESPRİLER FALAN

Şeyma’nın meşhur “Çok ses anneciğim” repliğini dün herkes “Çok nafaka anneciğim” şekline çeviriverdi.

En az 2345 kez aynı cümleye maruz kaldım: “Yuva bozanın yuvası olmaz”. Bu söz beynimde uzun süre TT oldu.

Bugün doğacak çocuklar için isim önerileri: Acun, Şeyma.

Ve dün yine devreye girdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o meşhur “Kadere bak! Kadere bak! Kimler kimlerle beraber”konuşması...

Dün bütün Türkiye’de yapılan gıybet oranı, son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış durumdaydı.

Dün en çok güldüğüm espri: “Acun: Ve Survivor adasına veda eden isim Şeyma oluyor.”

Dün anladım ki bizim milletimiz... 
BİR: Gıybette acayip kreatif... 
İKİ: Mavrada acayip renkli... 
ÜÇ: Boş beleş işlerde acayip dinamik...

yazının devamı