Sesli Makale

Bir yandan Kredi Risk Primleri’ndeki (CDS) gerileme dikkat çekerken diğer yandan Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Moody’s açıklaması finansal piyasalarda olumlu karşılanıyor. Hatta her iki konuda da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya paylaşımı yaparak konuya kendisinin de verdiği önemi belirtmiş oldu.

Elbette her iki gelişme de önemli. CDS’lerin düşmesi ve uzun bir süre sonra Türkiye’nin kredi notunun yükseltilmesinin ilk kez konuşulması oldukça kıymetli konular. Öte yandan ekonominin reel kesiminin yani üreten, istihdam sağlayan ve ihracat yapan sektörlerin esas duymak istediği finansmana erişimin kolaylaşması meselesi ise henüz çözüme kavuşmuş değil. Hatta her hafta açıklanan veriler bu konudaki beklentileri hayal kırıklığına uğratacak cinsten.

BDDK verileri üzerinden ortaya çıkan oranlara göre 4 Ağustos haftası itibariyla ticari kredilerde 13 haftalık, yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış büyüme %3,7 oldu. Bu oran bir önceki hafta %4,61 olurken ve seçim öncesi ise %46,6’yı görmüştü. Mevcut %3,7’lik oran ise son 2 yılın en düşük oranı olarak hesaplanıyor. Dahası özel bankalardaki ticari kredi daralması ise son 4,5 yılın en yüksek seviyesinde.

Diğer yandan ticari kredi faizleri de belirgin bir şekilde yükseliyor. 4 Ağustos haftası itibariyle bankalarca açılan ticari kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranı %30,72’ye yükselmiş durumda. Bu oran bir önceki hafta %24,10 seviyesindeydi. Diğer yandan ihtiyaç ve konut kredileri faizleri de artarken taşıt kredisinde yaklaşık 5 puanlık bir geri çekilme var. Ancak seçim sonrası döneme göre toplamda 8 puanlık bir artış söz konusu.

Özetle hem krediye erişmek eskisine göre daha zor hem de kredi faizleri eskisine göre çok daha yüksek. Bu durum son dönemde finansmana erişim ve finansman maliyeti sorununun daha da büyüdüğü anlamına geliyor. Bu konu iş dünyası tarafından sıklıkla gündeme getiriliyor.