Sesli Makale

Bir Yeniden Refah Partisi’nin son kararına bakın..

Hem de daha üç gün önce, “biz müstakil olarak seçime gireceğiz” şeklindeki karardan sonra, “dindar insanların kazanımları kaybolmasın, bundan sonraki süreçte de dindar insanların kazanımları giderek artsın” diye yaptığı fedakarlığa bakın..

Bir de, CHP’nin eteğine yapışan Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu’na bakın..

Fatih Erbakan, cumhurbaşkanı yardımcılığı istemeden.. Bakanlık istemeden.. Sadece, “Halk yararına yapılması gereken taleplerimiz var. Bunların takipçisi olunacağına dair mutabakata varalım, yeter” diyerek.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, HDP’yi ziyareti sonrasındaki gelişmelerde yaşanılan gizliliğin tam aksine.

“Ne istiyorsak, yazılı mutabakatta var” diyerek..

Bir anlamda, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarmamasının karşılığında nelerin alındığının açıklanmamasına da atıf yaparak..

Her şeyin halkın huzurunda cereyan ettiğini bize gösterdi.

Bu vesile ile fitnecilere hatırlatayım..

Yeniden Refah Partisi’nin önceki mutabakat metninde 6284 sayılı kanunda gözden geçirme talebi vardı..

Nasıl ki, Erbakan Hoca’nın “kanlı mı olacak, kansız mı” sözlerini çarpıtmışlardı..

Şimdi de hocamızın oğlu Fatih Erbakan’ın “6284 gözden geçirilmeli” talebini çarpıttılar..

Sanki kadına şiddetin suç olmaması isteniyormuş gibi bir algı oluşturdular..

AK Parti’nin de bu talebe sıcak baktığı algısı oluşturuldu..

Neyse ki meydan, laikçi yobazlara bırakılmadı..

6284’deki yanlış uygulanan maddelerin her zaman gözden geçirilebileceği, bunu da yapsa yapsa, İstanbul Sözleşmesi’ni yırtıp çöpe atan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın  öncülüğünde yapılacağı gerçeği karşısında, YRP-AK Parti ittifakının dayanağı metinde, bu husus gündemden çıkarıldı..

Doğru da yapıldı..

6284’deki yanlış uygulamalar, her zaman düzeltilir..

Düzeltirse de, Tayyip Erdoğan düzeltir, İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğiz diyen Kılıçdaroğlu, Akşener, Davutoğlu, Babacan değil..

YRP yetkilileri, gereksiz kısır tartışmaya girmeden, maksadın milletin derdine derman olacak prensiplerin takipçisi olma anlamında, üzüm yemek olduğunu gösterdiler ve Erbakan Hoca’nın “Kanlı mı olacak, kansız mı” sözlerini 29 yıl önce çarpıtanların pusu arkasındaki beklentilerini sonlandırdılar..

Helal olsun Fatih Erbakan’a..

Davutoğlu’nun nankörlüğünü yaşadığımız şu günlerde, “millet lehine nasıl fedakarlık yapılır”ı bize gösterdi..

Hüda Par da Cumhur İttifakı ile birlikte seçime girme kararı aldıktan sonra..

Bir de Millet İttifakı+HDP birlikteliğinde neler olduğuna bakalım..

İttifak ve birlikteliği bırakın, İyi Parti içinde bile, neler olduğunu şeffaf şekilde açıklayan bir tek kişi yok..

Yavuz Ağıralioğlu ne diyor, ne demek istiyor.

Meral hanımın talimatı ile mi o açıklamaları yapıyor?

Bilen yok.. Konuşan yok..

Herkes suspus olmuş..

HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarmama kararından hemen sonra Yavuz beyin yaptığı açıklamada, “HDP’ye tebessüm etmek alçaklıktır” sözlerinin kapsama alanında kimler var?

Alçaklık sıfatının gösterdiği hedefte, “En başta Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi var” dersem..

Yanlış mı olur?

Evet, HDP’ye ziyarette bulunup, ziyarette gülücükler dağıtan Kemal Kılıçdaroğlu’na, Yavuz bey bildiğiniz “alçak” sıfatını yakıştırıyor mu?..

Yavuz beyin cümlesi de ortada.

Kemal beyin tebessümü de ortada..

Kaldı ki, o sıfat Kemal beyle sınırlı değil.

Yavuz beyin genel başkanı Meral Akşener de, düne kadar HDP’nin cezaevindeki eski eş başkanı Selahattin Demirtaş için “kahvaltı hazırlığı” içinde değil miydi?

Bu da bir yana.

Şu an HDP’ye gülücükler dağıtan Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti’nin önceki gün YSK’ya verdiği dilekçede, grup kararı ile cumhurbaşkanı adayı olarak gösterildiğine göre..

O zaman “alçaklık” ifadesi, daha başka kimler için sarf edilmiş oluyor?

İyi Partililere de (Alınan grup kararına Yavuz Ağıralioğlu’nun katılmadığı gerçeği karşısında söylüyorum)  “Alçaklık” sıfatını, Yavuz bey sarf etmiş olmuyor mu?

Partisinin ittifak yaptığı kişilere, hatta kendi partisindeki kişilere, “alçaklık” nitelemesini yapan Yavuz beye sormamız gerekmez mi: 

“Niye hâlâ ordasınız? Niye alçaklık suçlaması yaptığınız kişilerle siyaset yapıyorsunuz?”

Bu sorunun devamında şunu da sormamız lazım:

“Yoksa, kendinize verilen rolü mü oynuyorsunuz? İyi polis, kötü polis rolleri dağıtıldı.. Seçimi kazanırsak, ne ala..

yazının devamı