Sesli Makale

2 Ekim 2014...Kemal Kılıçdaroğlu, 9 Eylül'de CHP Genel Merkezi'nde ne demişti: 'Türkiye Batı ittifakının bir parçasıdır. IŞİD'e yönelik askeri operasyonda Türkiye'nin yer almasına destek veririz...'
Peki, aynı Kılıçdaroğlu 27 Eylül'de ne dedi:
-TSK'nın başka ülke topraklarına girmesini istemiyoruz!
CHP liderine boşuna 'Çarkçı Kemal' demiyorlar.
*
Kendisini genel başkanlık koltuğuna 'paraşütle' indiren İstanbul'un baronları Amerikan politikalarına eklemlendikleri için...
Ecnebi Kemal de son tahlilde bir defa daha çark ederek başa döner yani Yaşlı Kurtlar'ın dublajını yapar!
Kılıçdaroğlu, 'Kuklacı' derin baronların 'tüm taleplerini yerine getiren bir genel başkan' olarak istihdam ediliyor!
Şayet kendisini genel başkanlığa getiren güç merkezine mukavemet ederse 'başına neler gelebileceğini' tahmin ediyordur!
*
Deniz Baykal'ın 1 Mart Tezkeresi'ndeki dik duruşunun rövanşı, 'kurultaylarda bileği bükülemediği için' neticede Kaset Operasyonu'yla alınmıştı!
Baykal'a kimlerin operasyon çektiğini gayet iyi biliyor, Kılıçdaroğlu:
Kaset skandalının patlamasına daha birkaç ay varken Baykal'ın bir kaset operasyonuyla koltuğunu kaybedeceğini öğrenmişti!
*
Baykal'a operasyon yapanların, onun yerine CHP'nin başına getirecekleri Kılıçdaroğlu'na da kement attıklarından, daha evvel söz etmiştim...
Bu çerçevede, Kemal Bey'in henüz CHP Grup Başkan Vekili olduğu dönemde Almanya'ya yaptığı bir ziyarete dikkat çekmiştim!
2009 yılı Kasım ayının ikinci yarısında Kılıçdaroğlu'nun Almanya ziyaretinde başına gelen...
-Tuhaf bir hadise, dahası 'berbat' bir olay mı var?
İddiaya göre, Kılıçdaroğlu'nun 'Boğma Rakı' içme merakından istifade edenler onu 'El Mecbur' hale getiren bir senaryo yazmışlar!
'Tuzağa düşürüldüğü' böylelikle kontrol altına alındığı öne sürülüyor!
Kılıçdaroğlu'nun yaşadığı tuhaf hadise ile 'eşzamanlı olarak' Deniz Baykal'a yönelik operasyonu da öğrendiğinden bahsediliyor!
*
Şimdi de, geçen hafta (23 Eylül) Akşam gazetesinde çıkan ve pek tartışılmayan hatta göz ardı edilen bir haberin başlığını okuyalım:
'Kılıçdaroğlu'na şok suçlama:
-İhanet kasetini kasasında sakladı.'
*
Haberde sözü edilen 'bomba iddia' mı?
Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen 011/154461 No'lu soruşturma kapsamında...
Tanık (işadamı) Canfer Deliismail...
18 Eylül 2014 tarihinde Savcı Serdar Coşkun'a verdiği ifadede...
'Kılıçdaroğlu'nun Baykal kasetini bankadaki kasasında sakladığını' iddia etti!
'7 Aralık 2009'da işlerini takip için gittiği İş Bankası'nın Akay Şubesi'nde yaşadıklarından dolayı' böyle bir kanaate varmış, Canfer Deliismail:
'Bankada, Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürü iken sekreterliğini yapan kişiyi gördüm. Kendisini önceden tanıyordum ama o beni bilmiyordu...
Elinde Kılıçdaroğlu'nun verdiği Ankara 17. Noterliği'nde düzenlenmiş, 7 Aralık gün ve 321173 sayılı vekâletname vardı. Bununla Kılıçdaroğlu adına işlem yapmıştı...
Bankadaki tanıdıklarıma sordum. Kılıçdaroğlu'nun bankada kiralık kasası ve hesabı olduğunu öğrendim. Sekreteri kasadaki eşyaları alıp hesabı kapatmış...
Bundan beş altı ay kadar sonra, Baykal CD'si yayınlandı!'
*
İşadamının iddiaları böyle...
-Yenilir yutulur gibi değil, ciddi iddialar...
Kılıçdaroğlu'nun, Baykal kasetinden aylar önceden haberdar olduğunun da 'ötesine geçen' bir durum söz konusu:
-Adı geçen tanığın iddiası doğruysa, Baykal kasetinin bir kopyasının da Kılıçdaroğlu'na ulaştırılmış olduğu anlaşılıyor!
*
7 Mayıs 2010'daki kaset operasyonunu müteakip Baykal istifa etmiş, Kılıçdaroğlu önce 'Aday değilim' diye konuşup hemen sonra adaylığını açıklamıştı.
Yani, 'numara' çekmişti!
Bunun üzerine, Deniz Bey, 'Adaylığını benden gizlediler, televizyondan öğrendim. Kemal'e kırgınım...' demişti!
*
Aradan dört yıl geçtikten sonra, geçtiğimiz Nisan ayının ortalarında Baykal dar kapsamlı bir dost sohbetinde...
'Kemal, partide beni tecrit ediyor!' diye konuşuyordu!
Yenişafak