Sesli Makale

Necip Hablemitoğlu'nun, evinin önünde uğradığı suikast sonucu öldürülmesinin on üçüncü yıldönümündeyiz. 18 Aralık 2002 tarihinden bu yana “aydınlatılamayan” dahası üzeri itina ile “örtülen” bir derin cinayetten söz ediyoruz!
Hablemitoğlu Dosyası, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili tarafından yıllar sonra yeniden açıldı. Suikastın tüm yönleriyle ele alınabilmesi için dosya Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne gönderildi. TEM'de özel bir ekip kuruldu. Bundan sonra nereye kadar gidilebilecek; “arzın merkezine” seyahat edilebilecek mi? Bekleyip, göreceğiz…
*
Yeni dönemdeki incelemelerde, Hablemitoğlu'nun yaptığı son telefon görüşmelerinin dökümünün, telefon trafiğine yönelik bölgedeki HTS kayıtlarının kayıp olduğu ortaya çıkmış!
Bir başka deyişle, HTS kayıtları Emniyet'in ve Adliye'nin arşivinde bulunamamış...
Kayıtların varlığından kimlerin rahatsız olduğunu tahmin etmek, güç değildir!
Delil teşkil edebilecek kayıtları ortadan kaldırmak veya yok etmek ya da kaçırmak tam bir Paralel Yapı klasiğidir!
Paralel Suç ve Terör Örgütü'nün Emniyet ve Adliye'de konuşlanmış elemanlarının, Necip Hablemitoğlu Suikastı'nın üzerini örtmek için 13 yıl boyunca özen gösterdiği aşikârdır.
*
Necip Hablemitoğlu'nun yazdığı son kitap “Köstebek” adını taşıyordu…
Kitabın kapağında ise şu cümle okunuyordu:
“Pirincin içindeki siyah taştan değil…
Beyaz taştan korkun…”
*
İşte burada; Hablemitoğlu'nun öldürülmesinden tam on bir yıl sonra, 17 ve 25 Aralık 2013'te Paralel Darbe Girişimi'nin yapıldığını hatırlayalım!
*
Kitabın yayınlanması, Hablemitoğlu hayatını kaybettikten birkaç ay sonra mümkün olabilmişti: Köstebek'te, günümüzde Paralel Yapı olarak bilinen malum suç örgütü anlatılıyordu…
Necip Hablemitoğlu, Köstebek'te şöyle diyordu:
“-Türkiye'nin yüz yüze olduğu en tehlikeli tehdit odağıdır.
-Örgütlenme modeli itibarıyla Türkiye'de bir eşi yoktur…
-Örgütlenme modeli olarak, CIA denetimindeki Moon Tarikatı ile benzeşmektedir…”
*
Hablemitoğlu “Devletin gücünü, devlet savunucularına karşı kullanma aşamasına gelen Fethullahçı istihbaratçıların kullandığı yöntemleri” sıralarken…
“Telefon dinleme, tehdit, sahte belge üretimi, montaj, çarpıtılmış bilgiye yönelik kampanyalar, hırsızlık, kundakçılık, şantaj, görüntü kaydı, her türlü illegal kayıt kullanımı (böcek, gizli kamera vs.) rüşvet, gasp, darp, bilgisayar sahtekârlıkları, ev ve işyeri kurşunlama, Emniyet'i suistimal, hâkim kiralama ve diğerlerinden” söz ediyordu!
*
Necip Hablemitoğlu'nun bir diğer kitabı ise 2001 yılında yayınlanmış olan “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası”dır!
Tam da burada; FETÖ'nün finansörü “firari” A. İpek'e ait altın madenlerinin Bergama'da olduğunu hatırlıyoruz. Bahse mevzu madenlerin 2005'de enteresan bir biçimde A. İpek'in kontrolüne geçtiği süreci de gözlerimizin önüne getiriyoruz!
*
“Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” kitabından dolayı Derin Almanya'nın kontrolündeki vakıflardan üçü (Konrad Adenauer, Friedrich Ebert, Heinrich Böll) Hablemitoğlu'na dava açmışlardı…
Her üç dava da Hablemitoğlu'nun lehine sonuçlandı.
Necip Hablemitoğlu, ilk davanın sonucunu (8 Ekim 2002) görecek kadar yaşasa da; diğer iki davanın (1 Mayıs 2003 ile 4 Aralık 2003) karara bağlanışını göremedi!
*
Türkiye'de faaliyet gösteren Alman Vakıfları, TESEV ile de yakından ilişki içindedir. Örneğin, “TESEV'ciler Almanya'da Friedrich Ebert Vakfı'na böyle rapor verdi” başlıklı haber akla geliyor. (10 Mayıs 2013)
TESEV'in Köln'e düzenlediği bu ziyarette Paralel Medya mensubu bir “gazeteci” de yer almıştı. Paralel Medya'nın baş tacı yaptığı İshak Alaton, TESEV'in kurucularındandır.
Paralel'in canla başla desteklediği Baronsal CHP'nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da TESEV kurucuları listesindedir.
TESEV'i fonlayanlar arasında Dünya Bankası ve George Soros'un Açık Toplum Enstitüsü'nün yanı sıra NED (National Endowment for Democracy) de vardır…
Mister Cengiz Çandar'ın öve öve bitiremediği NED'i, CIA inşa etmiştir!
BND (Alman Dış İstihbarat Teşkilatı) uzun yıllar önce CIA tarafından kurulmuştur. BND; CIA ile ayrıca MOSSAD'la yakın işbirliğinin de ötesinde “eklemlenmiş” vaziyette faaliyet gösteriyor.
*
Hablemitoğlu'nun BND'ye bağlı “özel bir tim”in tetikçileri tarafından öldürüldüğüne dair çok ciddi ve kuvvetli iddialar mevcuttur. İşbu derin suikastta, Alman timine Paralel Örgüt mensubu kimi Emniyet'çilerin “yardımcı” oldukları anlaşılıyor.

Yenişafak
18 Aralık 2015