Sesli Makale

Yani?

“Askeri darbeye zemin hazırlamak için şartların taammüden olgunlaştırıldığı yıllardan" söz ediyoruz!

*

24-29 Nisan 1977'de Washington'a giden ve ABD Kongresi'nin 65 üyesiyle görüşen TÜSİAD heyetine Feyyaz Berker başkanlık etmişti. Heyette Selahattin Beyazıt, Rahmi Koch, Şahap Kocatopçu, Nejat Eczacıbaşı, Jak Kamhi gibi meşhur isimler yer almıştı.

Heyet, Zbigniew Brzezinski ile de görüşmüştü.

Görüşmeye katılanlar arasında, CIA'in Türkiye Masası Şefi (1974-1977) Paul Henze de vardı.

12 Eylül 1980 darbesinin temellerinin atıldığı yıl 1977'dir. 1 Mayıs 1977, askeri darbeye giden kanlı yolun başlangıç tarihidir. O yılın 30 Ağustos'unda Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na getirilen Evren'e aslında darbe liderliğinin yolu açılmıştı.

KKK'lığı için Kenan Evren'in Nurettin Ersin'e tercih edilmesinin nedeni, 'Kore Kıdemi' olarak izah edilmiştir.

Mart 1978'de Genelkurmay Başkanı olan Evren ile 12 Eylül askeri rejiminin bakanlarından Şahap Kocatopçu “mason" biraderleriydi!

Kenan Evren, Kore'de görev yaptığı dönemde (1958-1959) Amerikalıların üyesi olduğu bir mason locasına girmiştir.

Vaktiyle TÜSİAD başkanlığı yapmış olan, yine yıllarca önce Koch Holding İcra Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Şahap Kocatopçu'nun eşiyle Kenan Evren'in eşi akraba idiler.

*

Kenan Evren, hatıratında darbe için hazırlıklara Mart 1979'dan itibaren başladıklarını yazmıştır.

1979'un Mayıs'ından itibaren Beyaz Saray'daki Türkiye ile alakalı toplantılarda “İstikrarın ancak ve ancak generallerin müdahalesiyle sağlanabileceği" görüşü seslendiriliyordu.

İpekçi Suikastı'nın tetikçisi olarak 9 Temmuz 1979'da yakalanan Mehmet Ali Ağca'nın cebinden çıkan kâğıtta yer alan üç isimden ikisi Can Kıraçile Şahap Kocatopçu idi!

Bu önemli ayrıntının üzeri ihtimamla örtüldü ve hiçbir zaman soruşturulmadı! Neden, acaba?

Can Kıraç, İnan Kıraç'ın ağabeyidir. İnan Bey, Vehbi Koch'un damadıdır.

12 Eylül 1980 darbesinden bir hafta sonra Vehbi Koch tarafından Evren'e gönderilen on beş maddelik bir mektup vardır:

Mektubun on üçüncü maddesinde “Basının eleştiri yapmasına kesinlikle izin verilmemelidir" deniliyordu!

*

Humeyni'nin İran'a döndüğü gün yani 1 Şubat 1979'da katledilen Abdi İpekçi, dönemin başbakanı Ecevit'in çok yakın arkadaşıydı.

Bülent Ecevit, 1979'un sonbaharında iktidardan ayrılmak zorunda kalışını TÜSİAD'ın 13 Mayıs ile 13 Haziran 1979 tarihleri arasında yedi gazete ve bir dergide 24 kez yayınlanan ilanlarına bağlamıştır:

Ecevit, bu açıklamayı 7 Şubat 1994'te TRT 1'de yayınlanan “Ateş Hattı" programında yapmıştır.

“Türkiye'den Sovyetler Birliği'ni gözetlemek için Amerikan casus uçaklarının havalanmasına izin vermediğinden dolayı, ABD yönetiminin kendisine kızdığını" söyleyen Ecevit “Dönemin güçlü adamı Brzezinski'nin TÜSİAD ilanlarının arka planındaki isimlerden birisi olduğuna dair duyumlar aldığını" dile getirmişti!

TÜSİAD'ın söz konusu ilanları son haftasına girdiğinde, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in ABD ziyareti başlamıştı!

Evren “darbe için geri sayımın başlatıldığı" Mart 1979'dan üç ay kadar sonra (7-18 Haziran 1979'da) Amerikan Genelkurmay Başkanı'nın davetlisi olarak Washington'a yaptığı ziyarette Zbigniew Brzezinski ile de görüşmüştür.

*

Dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, Org. Kenan Evren ve kuvvet komutanlarının 27 Aralık 1979'da kendisine verdikleri “siyasi liderleri uyaran" mektubu 2 Ocak 1980'de kamuoyuna açıklamıştı.

Bu tarihten bir ay kadar sonra (3 Şubat 1980'de) “derin stratejist" Brzezinski, Pakistan'da Üsame Bin Ladin ile buluşmuştur!

İkili arasındaki “enseye tokat" silah muhabbetini gösteren fotoğraflar, Halid Özkul'un 'Devlet Terörü ve Ajan Provokatörler' adlı kitabında yayınlanmıştır.

12 Eylül 1980 darbesinden beş yıl sonra; ABD eski başkanı Carter,Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda aynen şöyle diyordu:

“12 Eylül ile ferahladık! Afganistan'ın işgal edilmesi, İran'da monarşinin devrilmesinden sonra Türkiye'deki istikrar hareketi içimizi ferahlatmıştı." (21 Temmuz 1985)

*

Brzezinski, 1986'da yazdığı 'Büyük Satranç Tahtası' adlı kitabında 'Büyük Ortadoğu Projesi'nin altyapısını anlatmıştı!

2008'in başkanlık kampanyasında ise Obama'ya “dış politika danışmanlığı" yapmıştı.

Dönemin ABD Başkanı Obama, “Bin Ladin'in, Pakistan'ın Abbottabad şehrindeki evine düzenlenen bir askeri operasyon sonucunda öldürüldüğüne" dair kuyruklu yalanı, 2 Mayıs 2011'de bütün dünyaya pazarlamıştı!

20 Şubat 2007'de “böbrek yetmezliği" sonucu hayatını kaybettiği için; Bin Ladin'in “dört yıl sonra bir kere daha ölmesi" mümkün değildi!

Yenişafak
31 Mayıs 2017