Sesli Makale

Son şampiyon Almanya, Rusya’daki Dünya Kupası’nda Meksika’nın karşısına çıkarken hemen herkesin favorisiydi. Kupanın tarihinde Meksika’ya karşı ezici bir üstünlükleri de vardı. Ancak, bu defa Meksika’ya fena çarpıldılar.

Almanya’yı yenilgiye uğratan maçın tek golüne, herhalde Meksikalılardan sonra en çok bizler sevindik!

*

Mesut, Almanya’nın ilk on birindeydi. İlkay ise yedekti…

Meksika maçından önce, Alman taraftarlarının olduğu tribünde açılan bir pankartta “Özil ve Gündoğan, Erdoğan’ın yanında oynayın” yazılıydı!

İlkay Gündoğan ve Mesut Özil, geçtiğimiz ay Londra’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştükleri için “Almanya’daki siyasi liderler tarafından” hedef haline getirildiler.

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier “İkisinin de Alman devletine bağlılıklarını dile getirip ortaya çıkan görüntüyü düzeltmeleri, onlar için iyi olur” diyerek aba altından sopa bile gösterdi…

“Doldurulan” Almanların ırkçı tepkileri gecikmedi!

Almanya forması giyen her iki Türk futbolcu da “hazırlık maçlarından itibaren” tribünlerdeki Alman seyircilerin hışmına uğradı…

Suudi Arabistan’la yapılan hazırlık maçı öncesinde ise ırkçılar İlkay Gündoğan’ın arabasının camlarını parçaladılar.

İlkay’ın arabasına saldıranların “Neo-Naziler” olduğu dile getirildi.

İşte tam da buraya, bir zum yapalım…

Böylesine ırkçı saldırılar patlıyorsa ve “adres” olarak da “Neo-Naziler” gösteriliyorsa; Almanya derin devletinin “kontra eylemleri” devreye girmiş demektir.

Almanya’daki Türklere “Buradan gidin!” demeye getiren “gayrı nizami harp usulü” organize saldırılardır, bunlar!

Bu kapsamdaki fevkalade dramatik bir örneği, defalarca irdelediğimizi hatırlayacaksınızdır:

2000-2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldüren Neo- Nazi maskeli örgütün, Derin Almanya’ya (Anayasa’yı Koruma Teşkilatı) bağlı olarak faaliyet gösterdiği çoktan kanıtlandı!

HANİ, ALMANYA İLE “YENİ DÖNEM”Dİ?

Geçen Şubat’ta Başbakan Binali Yıldırım’ın Şansölye Angela Merkel ile görüşmesinden sonra, medyamızda acele ile atılan “Almanya ile Yeni Dönem” başlıkları “her defasında nasıl da çöpe gidiyor” görüyorsunuzdur…

Alman devletinin faşist kafasına göre; Alman ulusal takım formasını giyen iki Türk futbolcunun, Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüşmesi dahi “büyük bir kabahat” teşkil ediyor!

“Müthiş Demokratik!” Almanya yahut “Fevkalade Medeni Batılılık!” işte budur!

Almanya’nın siyasileri, Müslüman Türkiye’ye düşmanlıkta o kadar ileri gittiler ki; artık Almanya’nın forması giyen Mesut ile İlkay’ı bile hedef göstermekten medet umar hale geldiler!

Şu, Steinmeier’dan önceki Alman Cumhurbaşkanı Gauck casusluk sanığı John Dündar’ı sarayında “gösterişli bir alaka” ile kabul etmişti, ya…

Aslında, neydi, o?

Dündar’ın Alman devletine kapılanmasını, bağlılığını pek sevmişlerdi!

*

Almanlar, bir yandan Mesut ile İlkay’a saldırıyorlar; diğer yandan da “15 Temmuz gecesinin imamı” hain Adil Öksüz’ü “pamuklara sarıyorlar!”

Sonunda, ne oldu?

Alman medyası, Adil Öksüz’ün Berlin’deki Neuköln’deki adreste yani “güvenli evde” Alman devletinin bilgisi dâhilinde kaldığını itiraf etti!

Hal böyleyken…

Berlin, halen daha Ankara’yı -kuyruklu yalanlar eşliğinde- oyalamayı sürdürüyor.

Alman devleti, aralarında iki kaçak savcının da yer aldığı “dört binden fazla” FETÖ üyesini “korumaya” devam ediyor…

Alman polisleri, PKK’lı teröristlerin camileri yakmasına “sırıtarak” seyirci kalıyor…

Berlin, 24 Haziran öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’da toplantı yapmasını yasaklarken; HDPKK’ya ise her türlü propagandayı serbest bırakıyor…

Faşist Alman devletinin “Türkiye’ye ile Yeni Dönem!”den anladığı işte bunlardır: Her türlü saldırılarını artıracaklardır!

*

Etkili yetkililerimiz yahut siyasilerimiz, Almanya’ya yönelik “dostluk, yakınlık vesaire” mesajlarına devam ettikçe “Kahpe Berlin” daha da azacaktır!

yazının kaynağı