GÜNCEL

Serdar Arseven : Kürtler “PKK’lı” mı?..

Tarih
19 Ekim 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Serdar Arseven
19 Ekim 2014....
Ya da PKK Kürtlerin temsilcisi mi?..
Bu böyle mi?..
Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu, bunun böyle olmadığını ısrarla vurguluyor.
Şu sözleri çok önemli:
“Bu örgüt Kürtlerin tek temsilcisi değildir. Kürt sorunu diye bir sorun tanımlanıyorsa, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki, hatta İstanbul’daki, Konya’daki, Cihanbeyli’deki, Kulu’daki, Konya’nın ilçelerindeki bütün Kürt kardeşlerimizin söz söyleme hakkı vardır.
Kimse, ‘Bir tek ben konuşurum!’ diyemez.
Son olaylar gösterdi ki, bunların niyetleri çözüm sürecini baltalamak.
En büyük darbeyi de Kürt kardeşlerimize vurmak.
Onları cezalandırmak.
Yakılan işyerleri oradaki halkımızın işyerleri, yakılan okullar oradaki çocuklarımızın okulları, yakılan Kur’an kurslarında ağırlıklı olarak Kürtler ilim tahsil ediyor...
Bu örgüt en büyük zararı Kürt kardeşlerimize veriyor!..”

Evet...
Sayın Davutoğlu yerden göğe kadar haklı; PKK’yı Kürtlerin “temsilcisi”ymiş gibi göstermek, görmek, Kürtlere haksızlık.
PKK’nın dünya görüşü, Kürtlerin hâkim dünya görüşü değil.
Bu “laikçi” bir örgüt, “tek tipçi”, “vesayetçi”, “baskıcı”, “jakoben” ve “ulusalcı!”
Tıpkı malûm “izm” gibi, köşeye sıkıştığında “din istismarına” yöneliyor, bir takım sözde “ilahiyatçı”lardan, sözde “hoca”lardan falan faydalanıyor.
Kullanıyor.
“Aslında dine saygılıyız!” söylemine PKK “da” sarılıyor.
“Bizim de ninelerimiz başörtülü!” mesela!..

“Kobani” bahaneli son eylemlerinde Kur’an kurslarını ve Kur’an-ı Kerim’leri yakmaları, Müslüman Kürtleri dirilerine, ölülerine işkence yaparak katletmeleri dünya görüşlerini ortaya koyuyor.
Malûm “izm”in “yakın” tarihteki birçok uygulamasına benzer tavırlarını göz önünde bulundurduğunuzda iki zihniyet arasında fazla bir fark olmadığını idrak ediyorsunuz.

Peki...
Bu böyle...
PKK, Müslüman Kürtleri temsil etmez.
Asla etmez!..
O halde...
Çözüm Süreci boyunca daha ziyade “PKK ve uzantılarının” muhatap alınmasının çok sağlıklı bir durum olmadığını söyleyenlerin tamamen haksız olduklarına hükmedemeyiz.
Evet, yönetim öncelikle “silahların susmasını” hedefledi.
“Silahların” konuştuğu yerde akl-ı selim susar.
Bu bakımdan “muhatap” meselesinin bir yönünde fazla sıkıntı yok.
Ama meselenin öbür tarafı yani esas tarafı bir ölçüde ihmal edilmiş gibi.
Önümüzdeki süreçte, Kürt halkının “gerçek temsilcileri” olan manevi dinamiklerimizden daha fazla istifade etmek, onları daha görünür kılmak, toplumu onların “sıcak” mesajları ile buluşturmak şart.
Geçtiğimiz günlerde bu sütunda Güneydoğu’dan bir Âlim’in Başbakan Ahmet Davutoğlu’na hitaben kaleme aldığı mektubu yayınlanmıştı.
Mektubuna “Bismihi Te’âlâ” diyerek giren Âlim, “çözüm sürecine” destek verdiğini belirttikten sonra şunları yazıyordu:
“Şimdi diyoruz ki; yaptıkları son zulüm, kan, gözyaşı, yakma ve yıkma olaylarını ve barışı istismar ile bozmalarını dünyaya, halklara, ülkemiz ve bölgemiz vatandaşlarına anlatacak... Bu avantajlı durumu yerinde ve yerince anlatacak ikna edecek kişiler, kurumlar vb. yok mu?
İlimhane olan medreselere ve size oy versin-vermesin sivri bir şekilde politize olmamış, İslamî cemaat, Îslami STK ve fertlere destek en mühim çaredir.”

Vicdanın da, aklın da yolu bir.
Muhatap tabanını genişletmek şart.
Sayın Davutoğlu bunu bir ölçüde yaptı, daha fazlasını yapmaya devam edecektir.
YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;