Sesli Makale

11 Şubat 2015

Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan için “Bir Halk Kahramanı” dedi ama Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında Türkiye’yi hedef alan “bir kısım medya” söylediklerinin bu tarafına itibar etmedi.

Onların öne çıkarttığı, “üst akıl”ın işine yarayacak taraflar…

“Paralel Yapı”nın gazetesi de Sayın Arınç’ın “değerlendirmelerini” işine gelen tarafından aldı…

Bülent Arınç’tan çarpıcı itiraf:

“Toplumun yüzde 50’si bizden nefret ediyor!”

Paralel yapı gazeteleri ile “kuyruğundaki” medya organlarının öne çıkarttıkları bölümlere bakalım:

“Biz yüzde 50 oy alıyoruz. Fakat geriye kalan yüzde 50’de bir nefret söylemine dönüşüyor. Eskiden sokağa çıkardık taraftarımız bizi çok severdi. Karşıdaki muhalifler de saygı duyardı. Şimdi bir nefretle bakış seziyorum. Kemikleşme, kamplaşma var… Haksızlık yapmamış olmak lazım. Hak’tan yana olmak lazım. Bu unsurları yaşatırsak, bizi top tüfek yıldıramaz. Ama adalette, haksızlık yapmakta veya emaneti ehline vermemekte, kısa devre ve çıkara dayalı siyaset yapmakta adım atmaya başlarsak veya birileri böyle bir tehlikeyi karşımıza getirirse o zaman sıkıntı olabilir. Böyle bir şey var mı Ak Parti’de? Olabilir. Nihayet malzemesi insan olan bir partiden bahsediyoruz. Emanet ehlinde olmalı. Onun bunun yakınında, tarafında, şurasında, burasında kesinlikle olmaz. ANAP’ı yıkan budur, DYP’yi yıkan budur. CHP’yi bu halde bırakan budur. Bir tanesi bu… İkincisi de biz yüzde 50 oy alıyoruz. Fakat geriye kalan yüzde 50’de bir nefret söylemine dönüşüyor. Biz eskiden sokağa çıkardık, taraftarımız bizi çok severdi. Karşıdaki muhalifler de saygı duyardı. Şimdi bir nefretle bakış seziyorum. Kemikleşme, kamplaşma var. Bu bizim yüzde 50 oyumuza engel olmaz. Ama Türkiye yönetilebilir bir ülke olmaktan çıkabilir. Biz yumuşatmalıyız. Siyasette yumuşak dil çok önemlidir. Bağırarak, çağırarak, küçülterek onu güçsüz kılarak bir noktaya getirdiğiniz zaman misal doğru mudur bilmiyorum ama kediyi çok sıkıştırırsanız sonunda yüzünüzü cırmalar.”

•

Sayın Arınç’ın bu sözlerini alıp işi “istifa hazırlığına” kadar taşıyanlar oldu.

Öte yandan…

Başbakan Yardımcısı Sayın Yalçın Akdoğan’ın sözleri dikkat çekti…

Hakan Fidan’ın milletvekilliği adaylığı için istifasının ardından “fitne-fesat” kampanyasının başlatıldığına dikkat çeken Sayın Akdoğan, “Hakan Fidan Başbakan olacak” yollu değerlendirmelerin hatırlatılması üzerine…

“Böyle değerlendirmeleri görünce gülmeden edemiyorum. Gerçekten komik. ‘Fidan Davutoğlu’na karşı bir senaryonun parçası olarak istifa ettirildi, filan. Cehalettir bu. Tayyip Erdoğan’ın da, Ahmet Davutoğlu’nun da en fazla güvendiği isimlerdendir Fidan. Bunların hepsi fitne, fesat çabası!”

•

Sayın Arınç, CHP’nin ve diğer “üretimsiz” muhalefet partilerinin tabii en başta da üst aklın emrindeki paralel yapının tek “ümit” olarak “fitne-fesat”a yöneldiğini en iyi görebilecek isimlerden.

Ne var ki, “duygusallık” ağır bastığında farklı niyetlerle “kullanıma” gayet müsait ifadeler sadır olabiliyor kendilerinden…

•

Sayın Arınç’ın hiç de “gerginlik çıkarmak” gibi bir arzusu olmadığı halde, kendisine yönelik haksızlıklara tepki gösterirken ne “sert” ifadeler kullandığını biliyoruz…

Birileri çıksa ve dese ki, “Sayın Arınç böyle yapmakla karşı tarafta nefret söyleminin oluşmasına sebebiyet verdi…”

Bendeniz, bunun Sayın Arınç’a yönelik çok büyük bir haksızlık olduğunu söylerim.

Niçin?..

Olan bitenin müsebbibi Sayın Arınç değil de ondan…

Birileri, milletin hukukunu hiçe sayacak, milletin büyük teveccühüyle Meclis Başkanlığı makamını emanet almış bir “millet adamı”nın şahsında milli iradeye saygısızlıkta bulunacak…

Sayın Arınç da bu tavra tepki gösterdiği için suçlanacak!..

Böyle bir şey olabilir mi?..

Sayın Arınç’ın bu tür saldırılara tepkisiz kalması düşünülebilir mi?..

Tepkisiz kalmadı diye Sayın Arınç’ı suçlamak haksızlık olmaz mı?..

•

Gezi olaylarıyla başlayan ve ülkemizi, milletimizi hedef alan tezgâhlar, Sayın Arınç’ın “Halk Kahramanı” olarak nitelendirdiği Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü direnci ve millet desteğini arkasına alması sayesinde bozuldu.

Bir “halk kahramanımız” olmasaydı, Türkiye bugünlerde ne halde olurdu, hesap etmek lazım…

Bakın, Sayın Arınç “tabii ki iyi niyetle” birtakım  –bizce pek de yerinde olmayan” uyarılarda bulununca, “bir kısım medya” hemen “istifa”dan filan bahsetmeye başladı.

Bunlara malzeme vermemek lazım; hele Türkiye’nin tarihinin en önemli seçimine hazırlandığı böylesine kritik bir süreçte.

Sevgi ve saygılarımla!

YeniAkit