Sesli Makale

14 Kasım 2014...
Kadın programlarını elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum!..

Geçtiğimiz günlerde arayan arkadaşım; “Ne haber abi, neredesin?” diye sorunca (Birinin nerede olduğumu sormasından hiç hoşlanmadığımı ifade etmiş olayım) “Esra Erolla Evlen Benimle’yi seyrediyorum!” dedim.

Bir kahkaha arkadaştan, izlemekte ne varsa!..

•

Fazla belli etmem ama bu tür programları –da- hiç olmazsa internetteki özet görüntülerinden izlemeye çalışırım, “Olan bitenden habersiz kalmak yakışmaz!” meselesi.

Kadın programlarından bahsediyordum; hep dikkatimi çekmiştir, buralarda konu sık sık “boşanmaya” getirilir…

Bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş; o kadar çok “boşanma” bahsi geçiyor ki, izleyicilerin, özellikle “duygusal izleyicilerin” ve haliyle de “hanım” izleyicilerin “evliliklerini yeniden gözden geçirmemesi” mümkün değil!..

Çocuklar duymasın denilen dizide de Halûk ile Meltem ikide bir “boşanma” lâfı ederler.

Senaryoyu yazan “dizinin selâmeti” açısından ayrılmalarına bir türlü müsaade etmez ama toplum önündeki “40 tekrar” ameliyesini de kasıtlı-kasıtsız gerçekleştirmiş olur bir kere.

•

Her memlekette vuku bulabilen “kadına şiddet” vakalarını tekrar tekrar ekrana taşıyanların gerçekten “kadını” düşündüklerine inanmak ne güzel olurdu da kazın ayağı öyle değil.

“Kadına şiddete hayır!” kampanyalarını yürütenlerin, sınırlarımızın dibindeki milyonlarca kadının uğradığı “Baas şiddetine”, “Baas tecavüzüne” handiyse alkış tuttuklarını fark etmemek ne mümkün!..

Şiddetin her türlüsüne hayır, bununla birlikte “istisnai” görüntülerin umuma teşmil edilerek koskoca bir milletin karalanmasına da hayır!..

Mesele budur ama “onlardaki” dert başka! 

 ‘En hayırlınız ailesi için hayırlı olanınızdır!’ buyuran Hz. Peygamber(sav)’in aile hayatı geniş imkânlarla yayın yapan televizyonların gündeminde yer bulmaz, O’nun eşlerine gösterdiği hürmet, şefkat ve merhamet itinayla gözlerden uzak tutulur…

Okullar zaten mefluç; “Ahlak Bilgisi” dersleri böyle mevzularla ilgilenmez, ilgilenmesi teklif dâhi edilemez…

Netekim!..

•

Bütün bunlar olurken kampanya devam eder:

“Kılı kırk bin yarmadan, en güzel yerde ev tutturmadan evlenme!” 

Öte yandan da;

“Boşan kız, dert etme! Oğlum sana ‘karı’ mı yok!”

•

Devletin rakamlarına bir göz attım; son beş yılda evlenme oranı yüzde 6 azalmış, boşanma oranları da yaklaşık yüzde 24 artmış!..

Bölgelere baktım; daha çok CHP’nin görece yüksek oy aldığı yerlerde meydana geliyor boşanmalar, -laikçilik arttıkça boşanmalar artıyor-!..

Amma velâkin, şu veya bu hızla, her yerde artıyor boşanmalar!..

Şimdilerde “Bir artı Bir” daireler fiyatları çok yüksek olmasına rağmen çatır çatır satılıyor.

Eskişehir yolu üzerinde durup, bunun sebebini öğrenmek istedim.

Çay muhabbetine girdiğimiz satış elemanı dedi ki;

“Bu tür dairelerin farklı işler için kullanım yaygın!..”

“Bir de bekâr oranı arttı, böylesini tercih ediyorlar!”

•

Günlük tartışma konuları geçer gider…

“Gerilim”lerin tarafları bir bakmışsınız ki günün birinde kanka; bugünün can ciğer kuzu sarmaları CHP ve MHP’liler 80 öncesinde birbirlerini boğazlamazlar mıydı?..

Gündemden kopma ama gündemin esiri olma.

Tepeden bak, geriye çekil de bir bak; çapraz hatları, çapraz ilişkileri gör, “Kalıcı Olan”a ağırlık ver!..

Böylesine köklü kültüre sahip bir memlekette boşanmalar hızla artıyor ve evlenmeler hızla azalıyor da bu tür mevzulara ilgi duyulmuyorsa sıkıntı büyük demektir!..

Ne vahim tablo:

Yine devletin resmi rakamlarına göre evlilik yaşı da hızla artmakta; erkeklerde 29, kadınlarda ise 25 yaş bu işin ortalamasıymış!..

Bu durumdan hayıflanıyordum ki, meslektaş gençlerden, hem de benim dünya görüşümdeki gençlerden biri,

“Abi öyle gözü çok yükseklerde olmayan, kanaatkâr, mütevazı bir aile kızı bulsam evlenecem de, bu yaşa kadar böyle biri çıkmadı karşıma!” dedi.

Eminim ki, aynı hisler içinde olan nice “hanım kardeşimiz” vardır!..

•

Eskiden zenginimiz az, mutlu yuva kuranımız çok idi!..

Şimdi…

Ne kadar çoğalsa o kadar azalıyor!..
YeniAkit